skid row

seksenlerin sonları ila doksanların başlarında bence metal&rock dünyasında en iyi toz estirmiş beş gruptan birisidir. ufaktan glam tarzın izlerini de yakalayabileceğiniz skid row diğer grupların haricinde kalarak, tüm manasını ve spiritini ilk 2 albümünde kullanıp sıfırlamıştır. ama zaten o iki albümleri de (slave to the grind ve skid row) 100 albüm gücündedir.

ben kalkıp sebastian bach gibi kıçıma parlak tayt geçirip çığlık ata ata quicksand jesus ya da youth gone wild söylesem taşlanırım muhtemelen. babalar yapınca seyirci ablalar sütyenlerini falan sapanla atıyorlar sahneye...

ha başta bahsettiğim diğer 4 grup ise metallica, gnr, megadeth ve iron maiden'dır.

aynı zamanda los angeles'ın evsizlerle dolu, sakat muhiti.

1987 yılında kurulup, 1989 yılında jon bon jovi'in desteğiyle ilk profesyonel albümünü çıkaran ve dünya müzik piyasasına görkemli bir giriş yapan heavy metal müzik grubu.

çok hızlı sevilen, çok hızlı başarılı olan grup çok hızlı dağılmıştır aynı zamanda. bugünlerde müziğe devam ediyo olsalardı nasıl olurdu diye insan merak etmekten kendini alamıyor. kısa denilebilecek müzik kariyerlerinde bizlere çok keyifli albümler ve şarkılar miras bıraktılar.

grubun dağılması 1995 yılında vokalist sebastian bach'in gruptan ayrılmasıyla başladı. bu ayrılık sonrası grup asla eski günlerine dönemedi, o kadar sevilemedi.

skid row; şarkılarında genellikle gençlerin yaşadığı toplumsal sorunları ve aile - çocuk arasındaki iletişimi müziklerinde konu etmiştir. rock dünyasında çok önemli bir yere sahip olan skid row, bugün bile yeni nesil müzisyenlere ilham kaynağı olmaktadır.