soğuk çay

soğuk çay, çay olmayandır efendim.
çay olsaydı bilirdim o başka bir şeydir.

ısıtılıp içilirse bir şans verilebilir efendim. ice tea ise evet ben de pek haz almıyorum.

içinde çay değil, çay ekstraktı bulunan bir tür içecek. çok fazla şekerli olduğu için insülin direncine sebebiyet verebilir ve obeziteye kadar giden sorunlara yol açabilir.

ilk çıktığında bir spor kulübünün veletler takımında oynuyordum. sanırım yıl 2003-2004. o zamanlarda tabi kimse bilmiyor, zaten adını duyanda 2 metre öteye kaçıyor. paralel evrendeki karşılığı sıcak ayran gibi bir şey olurdu herhalde.

neyse, ben o ara antrenman bitmeden su içmezdim. performansım düşüyor gibi hissederdim. yine bir antrenman sonunda su almak için gittiğim büfede çalışan abi tarafından tavsiye edildi. bir iki gün önyargımdan dolayı içmedim, hem de paramı, bilmediğim içeceği denemek için veremezdim. kötü çıkma şansı vardı. en sonunda aldım denedim. o zamanlarda tabi sadece lipton markasının limonlu olanı var, bak düşün daha şeftalili bile yok, tek çeşit, tek marka.

zaten antrenman sebebiyle hell boy gibi olmuşum içim cayır cayır yanıyor, üstüne bir de sıcak bir yaz günüydü. bir içtim öff sanırsın ki itfaiye ateşimi söndürdü. boğazdan inen o serinlik tüm organlarımı ferahlatmış, gözlerim bu lezzet karşısında fal taşı gibi açılmıştı*. o gün bu gündür herkese tavsiye eder, bol bol içerim. özellikle kinder süt dilimi ile iyi gider bu meret.

kadesim evde kalan çayına soğuk suyu dök bekle demlensin ne öyle para veriyorsun

ne sıcak ne de soğuk sevmem

fena değildir, yazın iyi gider.

olaya "soğuk çay" olarak değil de ben daha çok ferahlatıcı bir içecek olarak bakıyorum, çünkü çay gibi değil. meyve suyu desen tam meyve suyu gibi de değil. aslında hiçbir şey değil ama hoş bir aroması var. muhtemelen zamanında isim bulunmadığından soğuk çay diye başlayıp öylece gitmiş.

yeşil çay-limon-nane-buz kombinasyonu yaparak ile günlük olarak tercih ettiğim içecektir.

sıcak içilmesi gereken içeceklerin soğuk hallerini bir türlü sevemedim. ha bu hiç tüketmediğim anlamına gelmiyor. yeri geldiğinde ice tea ya da soğuk kahve içiyorum. ama bu tür içeceklerin her zaman olması gerektiği gibi sıcak olarak tüketilmesi gerektiğini düşünüyorum.

ışık su yeter, terli soğuk bir şey içip boğazınızı ağrıtmayın.

bi suredir en sevdigi icecek olan kola'yi birakmaya karar vermis sahsimin gectigi icecek turu olup en sevdigim icecek artik kendisidir.

boykota devam, catismaya devam. ahahahahahhhahyt. evet.

çayı sıcak ve ince bellide seven yurdum insanı bu içeceğin çay ile çağrışımını kesmek için direkt marka ismi vererek satın alıyor genelde. benim gözlemim bu yönde.
oğlum bakkaldan soğuk çay alanı duymazsın da aysti al fuysti al didi al gibi sözleri duyarsın.

evde yaptığım nadide içecek. dışarıdan asla almam. sağlıklı olsun isterim. kendiniz yapınca 2 gün dayanıyor. e ben yarım günde o miktarı bitiriyorum zaten.

1- çayı demliyorsun klasik
2- oda sıcaklığına gelene kadar bekliyorsun o an şeker atıyorsanız atın başka bir şey yapma. çok önemli bu kısım.
3- oda sıcaklığına gelince, limon suyu ekleyebilirsin nane yaprağı ekleyebilirsin. sonra buzdolabına koy işe.

bir de yabancıların " sweet tea" dedikleri demleme yöntemi var. bunu da anlatayım;

şimdi bizim topraklarda şöyle bir inanış var; "çay sıcak suda demlenmeli". iyi okuyunuz bu zorunlu değildir.

çay oda sıcaklığında hatta biraz soğuk suda bile demlenebilir. sadece süre uzuyor. diyelim vaktiniz var. oda sıcaklığında suya at abi çay. bekle o 6 saatte falan demleniyor. öyle güzel oluyor ki çıldırırsınız. acılık yok aşırı tatlı bir içim.

o aşamadan sonra ister iç ister yine buzdolabına at.

ben genelde 1. yöntemi yaparım. çünkü 6+6 saat beklemek beni bayar. 2. yöntemi yaptığımda da " oğlum cennetteyim herhalde " lafını da dedirtir.