sokak hayvanlarına mama almak

kuvenks ukdesidir.
her insanın zaman zaman tatması gereken bir mutluluktur.
özellikle ortamda birden fazla kedi veya köpek dostumuz varsa, mamaları ortaya döküp şapır şupur afiyetle yemelerini izlemek harika bir duygudur.
kedileri sıraya dizip yemlemek daha komik oluyor. aralarında baznen hiyerarşi de oluyor. birinin mamasına öbürü göz dikiyor. siz de başlarında gardiyan gibi bekliyorsunuz.
sevin onları.
*

hayvan edindiğimde böyle bir ihtiyaç doğmuştu içime. kedim yaş mamayı çok seviyordu bende keşke başka kedilerede böyle verebilsem diye iç geçiriyodum. ama haliyle ekonomi gittikçe kötüleşti ve sokak hayvanları politikleştirildi. kedime bile zor alır hale geldim o yaş mamayı. ama içimde böyle bir istek hep kaldı ve kalıcak. maddi durumum iyi olursa ilerde çantamda mama taşımayı düşünüyorum

ha birde bunu yapan üçüncü parti şirketleri var pawguards gibi gibi. size önerim eğer sokak hayvanlarına mama alıcaksanız gidin kendiniz alın kendiniz yedirin o hayvana. başkalarına bedava para kazandırıp aç bırakırsınız hayvanları yoksa

2015-2018 yılları arasında eskişehir anadolu'da tarih bölümünde okuduğum sıralarda yunus emre kampüsünde, maddi anlamda imkan buldukça mama alır köpekleri beslerdim, hatta edebiyat fakültesinin çevresine o dönemler mama kabı almıştım, onları dolduruyordum mama ile bazen bitiyor bazen kalıyordu. bazen diğer öğrenci arkadaşlar da mama kaplarına mama ya da su bırakıyorlardı diye hatırlıyorum. beni çokça mutlu eden bir durumdu, bu yüzden sıklıkla sırt çantamda mama bulundurmaya çalışırdım.

son zamanlarda sanırım tembellik diyebilirim, yapmıyorum, bazen de aklıma gelmiyor ne yazık ki, ama açıkçası mama alıp onlara özellikle de bu soğuk zamanlarda bir mama dahi olsa destek olmayı özledim.

sokaktaki itlere testosteron katkılı mama vermek demektir. böylece hem seksüel anlamda azgın olur hem de saldırgan olurlar. verin ki aç kalmasın ve üreyip sayıları 30 milyon olsun ki itlaf edilecek sayı artsın. unutmayın ki verdiğiniz mamaların içinde başka hayvanlardan çalınan etler var.
kuzu etli mama dedikleri mamanın içindeki kuzu eti ağaçta yetişmiyor.

hayatımda beni çokça mutlu eden eylemlerimden biridir. bu fiili eylem haline getirmeye eskişehirde yaşıyorken başlamıştım, o sıralar migrostan mama alır, sırt çantama koyar, üniversitede derse girerken, dersten çıkarken yahut ders arasında köpeklere verirdim. hatta bir süre o kadar sık yapıyordum ki yunus emre kampüsündeki köpekler beni görünce direkt olarak yanıma geliyorlardı.

herhangi bir canlıya bir karşılık beklemeksizin elimizden geldiğince yardım etmek gerektiğini düşünüyorum. yeri gelir bu bir sokak hayvanı olur. yeri gelir alelade tanımadığınız bir insan olur. burada ortak nokta bir canlıya, karşılık beklemeden, onu mutlu edebilmek için, memnun edebilmek için bir şeyler yapmak çabası olmalı. bu gibi eylemlerimiz arttıkça daha iyi bir insan olmuş oluruz, ki o zaman insanlığımız diğer canlılardan ayrılmış olur diye düşünüyorum.

bütün hayvan düşmanlarına inat sokakta kedi, köpek kim varsa severim, mama veririm, su içiririm. ınsanlardan gördüğüm zararın binde birini sokak hayvanlarından görmedim. sokaklarda hayvanları gördüğümde kendimi güvende hissederim. demek ki hayvanlara zarar vermeye çalışan sapıklar buralarda değil.

çok iyi yapıyorlar. artık kedi köpek avlanmıyor, hayvan popülasyonunun içine ediliyor. ortalık böcek fare kaynıyor. aferin çok iyi halt ediyorsunuz.
gelişmiş ülkelerde sokakta hayvan yok, biz bıçakla biber gazıyla geziyoruz parçalamasınlar diye.