sosyal içe dönüklük

tabii ki de yabancıların ortaya attıkları, buldukları keşfettikleri bir kavram. bizim de iyi hoş, güzel yanlarımız var; ama koyun allah aşkına bizi bir kenara şimdilik. sosyal içe dönüklük: maalesef çok fazla ve hatta hiç araştırmadım k.bakmayın asgari ücretle köle gibi çalışınca böyle oluyor, tam tavuk kola aldım 30 tl. ben nasıl kendime zaman ayırayım?

her neyse. sosyal içe dönüklük (kendimden yola çıkarak) davranışsal ketlenme (bunu da yabancılar bulmuş desem?) (ne yani biz de gemileri karadan yürüttük istanbul'u fethettik???) her neyse akü işte, bu sosyal içe dönüklük genelde davranışsal ketlenme ile premium paket olarak gelir.

iç dünyasına ve düşünen beynine yani zihnine aşırı odaklanmış kişi, dalgın, dikkatsiz, aynı zamanda aşırı uyarılmış ve fakat eli kolu bağlı kişi demektir.

sosyal içe dönüklük yabancılaşma kavramını da içerir. en başta kişi kendine yabancılaşmıştır. kendini, fiziken ve ruhen sağlıklı algılayamayan hissedemeyen bir insandan sağlıklı bir sosyal ilişkiler ağı kurmasını da beklemeyin.

bak tamam ben bok gibi yazıyorum. ama şu google akademik'e girdim. allah'ım allah'ım neler neler, ne akademik (!) tezler, ne yüksek lisans tezleri böyle imzalı imzalı, kaşeli kaşeli.

çoğu da kadrolu araştırma görevlisi olmuş liyakatsiz, vasıfsız, niteliksiz kişiler. daha ilk sayfası yazım yanlışları, anlatım bozuklukları ve saçma sapan papağan tekrarları ile dolu ufuk açıcı araştırma (!) yazıları bunlar.

süpervizörlerinizi seveyim sizin. şu ülkede elit, eli yüzü düzgün, maddi durumu rahat kişilerin %50'si işte böyle vasat ve vasat altı tipler.

allah belanızı versin dememek için zor tutuyorum kendimi.