sosyal medya üzerinden isyan etmenin işe yaramaması

t: yadsınamaz ve üzücü gerçeklere bir örnek.
bildiğiniz üzere sosyal medya üzerinden milyarlarca yorum yapılıyor. özellikle ülkemizde, yaşamımızı etkileyen çoğu şey için isyan ediyoruz. içimizi döküyoruz. tepkiler veriyoruz. görevimizi yaptık sanıyoruz bu ne kadar doğru peki?

bunun yetersiz olduğunu hatta anlamsız olduğunu biliyorsak neden bununla uğraşıyoruz? ekonominin kötü olduğunu dile getiriyoruz mesela değil mi? sadece bir yazıdan ibaretsen yani fiziken ortada yoksan seni neden önemsesinler?

4-5 yılda bir eline sandığa oy atmak için fırsat geliyor. tüm olayın bu. sokakta yoksun. eylemler yapılmıyor. yani yaptırım gücün yok. demokrasiyi sadece oy atmaktan ibaret algılamış bizim millet. demokrasi içinde başka bir şey yok sanıyor.

her şey cezalandırabilme potansiyeli ile ilgili. caydırıcılıkla ilgili.

tepki gösterdiğin herhangi bir şey, sende o cezalandırma potansiyelini görmediğinde seni önemser mi sanıyorsun? sen bir hiçsin.

gerçekten facebook, instagram, x veya twitter her ne haltsa seni kurtarır sanıyor musun?

sosyal medya, sen fiziken örgütlenebil diye bir araç. hızlıca haberleş ve örgütlen olayı yani. direkt kendisi bir şeyi nasıl değiştirsin? buna inanmak için delirmek lazım.

türkiye'nin genel prosedürü bu şekilde özellikle son 22 yıldır süreç dümdüz böyle ilerliyor. herkes sosyal medyada aşırı duyarlı, inanılmaz hassas ama iş yasal/ görünür bir adım atmaya gelince, ortada kimseyi bulamıyorsunuz. herkes haksızlıklara sesini yükseltiyor ama klavyesinin başında, dışarıya kapalı instagram/ whatsapp hesaplarının içerisinde... sonra ne oluyor? "duyarlı ve vatanını seven insan" oluyorsunuz :)


siz bakın samimiyetsizliğe, ben susuyorum. :)

- klavye basında aslan kesilen vatandaşlarımız, sizde haklısınız, atatürk kurtuluş savaşını tiktok'ta reels atarak başlatmıştı hatta inanır mısınız koskoca cumhuriyet bile online ilan edildi. . :) :) :)

12 eylül darbesinin amaçlarından biri de, o zamanlar parlamento dışı muhalefet, pdm , diye anılan sokak muhalefetinin ve bu muhalefeti yaratan odakların ortadan kaldırılmasıydı.
bu nedenle gezi kalkışması devlet ve hakim sınıflar için büyük bir şok oldu.
neyse ki devletimizde oyun bitmez. toplumsal muhalefeti susturmak için çok klas bir yöntem geliştirdi. medyada, sosyal medyada, her yerde "sureti haktan görünen" faşitler eliyle yürütülen "pkklı", "kürtçü", "fetöcü" gibi karalamalarla insanlları pasifize ediyorlar şimdi de. bazen de nasuh mahruki'ye yaptıkları gibi içeri alıyorlar.
devletimiz aslında dikensiz gül bahçesi. tam akp'nin, tsk'nın, yerli ve milli burjuvazimizin ve uluslar arası sermayenin istediği gibi. kıyamet gibi de yerli işbirlikçisi var. milliyetçi görünen faşolar.
(devlet bahçeli en merti faşoların. ben sermayenin adamıyım diyor zımnen. aslen de öyle olduğunu ima ederek hem de)

(bkz: slacktivism)

(bkz: change.org)