sosyal medyadaki linç kültürü

yeri geldiğinde insanları intihara kadar sürükleyebilen berbat bir şeydir. çoğu kullanıcının bilmeden yargılayıp asıp kestiği bir yere döndü sosyal medya dediğimiz yer.

genç nesilde daha baskın olan psikolojik eğilimdir. bizim nesilde böyle bir şey yoktu. en azından bu boyutta yoktu. bir arkadaşımızın bir hatası olduğunda örtmeye çalışırdık. bir kabahat işlediğinde ele vermezdik. şimdikiler birbirini hemen ele verip kendini kurtarmaya bakıyor. veya kabahat/suçun faili olup aynı şekilde bunu başkasına atan tipler de çok. kendini koruma çabasının tezahürü de linç etmek şeklinde oluyor. bir başkasını ne kadar şiddetle linç edersen, okların kendine dönmesini o kadar önlersin çünkü.

(bkz: siber zorbalık)
teknolojinin gelişmesi, dijitalleşmenin artması ile artık zorbalıkta internet aracılığı ile yapılan bir şiddet eylemidir.
şiddet, arapça kökenli sertlik, katılık anlamına gelen bir sözdür.

sosyal medyadaki linç ise, iletişim teknolojileri kullanmak sureti ile bir kişinin, bir birey veya grup tarafından, kasten ve zarar vermek üzere, şiddet başvurulmasını ifade eder.
sosyal medya linçleri anonim olarak yapılır. her zaman , her yerden yapılabilir, geniş bir alana yayılır. sosyal medya linçlerinde, foto, video lar internet'ten silinmez. bireyler ömür boyu bunu çekmek zorundadır.
bu sebeple daha acımasızdır.

sosyal medya çöplüktür.

(bkz: klavye delikanlısı) sözlükte de bolca insan var.

linç eden niye linç ettiğini bilmez, linç yiyen niye linç yediğini bilmez.