hep istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım şeydir. nerelerde çalışabilirim? ne yapılır? ne kadar zaman ayırmam gerekir? kafamada türlü türlü sorular. cevaplarsanız sevinirim:)
devamını gör...
emekli olunca yapmak istediğim şeylerden bir tanesidir. zaman zaman maddi yardım yapsak da tam randımanlı olmuyor. insan işin içine girip bizzat o organizasyonlarda görev almanın mutluluğunu heyecanını yaşamak istiyor.
devamını gör...
fikir vermek adına yazmak istediğim durumdur. şöyle bir fark var ki benim tecrübem yakın bir kuzeni olan sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili. belki yardımım dokunur.
işin manevi yanı sizi inanılmaz tatmin ederken bir yandan da aslında inanılmaz bir sömürüye maruz kalınıyor. aslında bu benim kişisel tecrübem ama negatif yönlerini şöyle sıralayabilirim;
1.öncelikle çalışma günü ve saati diye bir şey yok. dernek içi ya da dernekten ötürü muhattap olduğunuz harici insanlar size istedikleri her an ulaşırlar. pazar sabahı banka için arayabilir, herhangi bir gün saat 9'dan sonra bir iş için sizi saatlerce kitleyebilirler.
2. ben burs kısmında görevliyim -yani asıl işim bu ama bilgisayar işlerinden, program ayarlamasına, gönüllü ders vermekten bulaşık yılamaya aklınıza gelecek her işte ihtiyaç oldukça çalışıyorum-. burs kısmının en büyük handikapı gerçekten ihtiyacı olan insanlarla muhattap oluyorsunuz ve sizi her aradıklarında bazıları kişisel sorunlarını anlatmayı bir görev olarak görüyor. çocuklardan değil ebeveynlerden bahsediyorum. diyebilirsiniz ki bu kadar bencil olma vişne çürüğü, birkaç dakikanı ayır ne var bunda? ayırayım ayırmasına ama bir de olayın şu kısmı var mesela ben hayatıma normal bir şekilde devam ediyorum. sabah uyanmışım kahvaltı sonrası zevkle bir kahve sigara yapıyorum. kendime ait minicik bir zaman. telefon çalıyor, açmazsan olmaz. açıyorum ve bir ailenin gerçekten yürek burkan hikayesini dinliyorum. ondan sonrasında gerçekten o günüm iyi geçmiyor. özellikle bursların yattığı zamanlarda bu inanılmaz sık oluyor. neredeyse her gün. bankada çıkan sorunun cezasını her gün birkaç insana terapi niyetine dertlerini dinleyerek siz ödüyorsunuz. bir noktada alışkanlık gibi gelmeye başladı bana. artık hiçbir şey hissedemiyorum onları dinlerken, ki bu çok acı bir durum.
3. kişisel numaranız tanımadığınız bir sürü insanda oluyor. yine aslında bursiyerlerden muzdaribim en çok. whatsapp'a girip mesajlarına cevap vermediğinizde en kötüsü siz oluyorsunuz. halbuki o sizden başka birini aramanızı gerektirecek bir sorunun cevabını istiyor ama çok uygunsuz bir saatte istiyor veya sizin çalışmadığınız, başka bir işiniz olan bir saatte istiyor. bu gözler sınavdayken gelen mesajlara cevap olarak sınavdayım çıkınca sizi arayayım mesajına cevap olarak arka arkaya 3-4 kere çalan telefon gördü.
4. siz her türlü işe koşunca/koşturulunca her şeyden biraz anlar oluyorsunuz. benim durumumda bağlı olduğunuz kişiden daha çok kağıt işlerine hakim olabiliyorsunuz. bu da o kişiye aslında kendi işi olan bir şeyi size yükleme özgürlüğü tanıyor, bazıları da bunu zevkle kullanıyor. bu da bazen sizi istemediğiniz durumlara sokabiliyor. çok kısa bir örnek; bir belge yanlış gruba konulup bana verilmişti. ben de ait olduğu gruba göre işlem yaptım (işlem yaptım dediğim de bir kutucuğu işaretledim ama kaydedince düzeltmek için merkezle uzun bir mail ve telefon trafiği gerekiyor). iş bitti konuşuyoruz bağlı olduğum kişiyle. dedi ki 'aa onu öyle mi yaptın? o şu dosya grubunda olacaktı. bunu nasıl bilmezsin?' bahsettiği kişi bir bursiyer ve toplamda 40 küsür bursiyer var dolayısıyla hepsinin adı ve özel durumu ezberimde değil. afralar, tafralar surat asmalar. merkezi bile bana arattırdılar. merkezden konuştuğum kadın doğal olarak kimin hatası olduğunu sordu. benim demek zorunda kaldım, bir de oradan azar. şimdi söyleseydin diyebilirsiniz ama öyle yürümüyor. inanın yürümüyor.

pozitif olarak şunu söyleyebilirim, dönem ya da sene sonlarında bursiyerlerle buluşma yapıyoruz. en çok sizi tanıyor oluyorlar, sizle o kadar muhattap olmuş oluyorlar ki arkadaş olmuş oluyorsunuz onlarla bir yerde. size bu sıcak davranışları bile içinizi ısıtmaya yetiyor. bazen küçük okul tavsiyeleri istiyorlar size sorulması bile o kadar içinizi ısıtıyor ki. belki çok bencilce bakıyorum bilmiyorum ama o buluşma günlerinde tüm o uğraşlarınızın aslında nerelere gittiğini, kimler için olduğunu görüyorsunuz. bir şeyi başardıklarında sizinle paylaşıyorlar, içinde bulunduğunuz dernekle hayatlarının ne kadar değiştiğini anlatıyorlar. romantize etmek için söylemiyorum bunları. varmak istediğim nokta şu üstte uzun uzun yazdığım negatifliklere son 1 senedir bu kısa paragraf hattına katlanabiliyorum ben, ki normalde de sabırlı değilimdir. bu yüzden eğer içinizden geliyorsa durmayın gidin gönüllü olun derim ben.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sosyal yardım kuruluşlarında gönüllü olarak çalışmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim