bilgisayar başında, derginin yeni sayısı için hikaye yazmaktayım. bu arada türkiye'nin ilk sosyal medya dergisi olan kalemdar derginin kapıları tüm değerli okurlar ve yazarlara açıktır.kalemdar dergi ınstagram hesabı
bir şeyleri tek başıma yaptığım zaman verdiği lezzetli insanlarla yaptığımda alamadığımı fark ettim. yani çıkıp bir yerde tatlı yemek ya da tiyatroya gitmek vs. arkadaşlarla yaptığında da zevkli kabul ama aynı olmuyor maalesef. bir yerde tanıdığım insanlara denk geldiğimde niye haber vermedin beraber gelirdik oluyor bazen oysa tam olarak bunu istemediğim için haber vermiyorum. yaa unutmuşum oluyor sonra. onları çok seviyorum, kendimi de öyle :))
bazen sürekli çalışacakmışım gibi geliyor; daha iyi bir hayata sahip olmak için, daha kaliteli kültürlü biri olmak için sürekli çalışmaktan sevdiklerime hobilerime gitmek istediğim etkinliklere sürekli ket vurmak zorunda olacakmışım gibi. hayatımdan memnunum sadece bir yandan ilerlerken diğer yanı törpülemek koymaya başladı artık.
sevdiğiniz biriyse sakin olmasını söyleyin ya da ortamı terk edin. sevmediğiniz biriyse ölümüne sessiz kalın gözlerinizi ona kitleyin ve hafifçe sırtın. kudursun it ;))
hayat bir nevi kendini tanıma yolculuğu. bazen bu yolculukta içimize kapanarak buluruz kendimizi bazen başkalarında. en yakın arkadaşlarınızı düşünün eminim hepsi birbirinden farklıdır ama bir yönleri sizinle denkleşir. zamanla hepsinden bir parça taşımaya başlarız. birbirimizde kendimizi bulduğumuz yönleri mutlulukla benimseriz. bundandır ki zamanla insan en çok iletişim kurduğu insana benzer. onda bulduğu parçasından fazlasını almak gafletinde bulunmadığı müddetçe tabii. her türlü ilişkide onunla kendiniz olursanız mutluluğa, o olmaya çalışırsanız mutsuzluğa sürüklenirsiniz
hayat meşalesi sınavlar okul derken aylar sonra tekrar ya bir sözlük vardı ben yazıyordum sürekli diyerek geri döndüm. hoş bulmuşumdur umarım. gidenlere, yeni gelenlere selam olsun.
evet upuzuuun bir aradan sonra yepyeni bir hastalıkla karşınızdayım.
bir insan düşünün karşınıza geçmiş ağzını açıyor niye açıyorsun deyince de ben açmıyorum ki kendi kendine açılıyor diyor. yine dil ve çene bölgesindeki kasları istemsizce kasılıyor. oldukça nadir görülen bir hastalık olan oromandibular dystonia hastalığına sahip olabilir bu kişi. hala net bir şekilde sebebi bilinmeyen bu hastalığın fokal* nöral* kaynaklı bir bozukluk olduğu düşünülüyor. ancak hastanın psikolojik bir rahatsızlığı yok konu tamamen fizyolojik. bazı hastalarda bu semptomlara ek olarak çiğneme yutma konuşma gibi fonksiyonlarda da sorunlar görülebiliyor. bu hastalık genelde 40-70 yaşlarındaki kadınlarda daha sık görülüyor.
sırtımdaki hançerler sinirlere hasar verdi herhalde batan diğer bıçakları hissetmez hale geldim. şaka yapmıyorum cidden nasıl bilmiyorum ama ne güvensizlik var artık ne de acı sadece gerekeni yapıyor ve devam ediyorum. tıpkı bir robot gibi.
başlığı ilk okuduğumda eritromisin klaritromisin gibi makrolid grubu ilaçları sayıp neden bu ilacı bilmiyorum dedim kendi kendime. sanırım pek normal değilim.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.