sözlüğün kalıcı olup olmaması

bana sanki bu gün var yarın yok gibi geliyor, belki de bunca şeyi boşuna yapıyoruz.

ulan kaç aydır millet çatır çutur yazıyor eğleniyor keyif alıyor.

kalıcı olacak ortada bir başarı ve mantıklı bir oluşum var. zaten kalıcı olmazsa ömrümde bir daha portakal yemem.

az yazarlı ve kalıcı olacağını düşünüyorum.

sevişmeye devam ederseniz kalıcı olacaktır.

zaman gösterecek.

söztinderciler, oto boka duyarcılar, kafayı yemiş derecede feministler, sabah akşam haber sitelerinde yorum yazan müzmin muhalifler basmazsa kalıcı olacaktır.

şu an görünürde önemli bir mevzu yok. sabırlı olun dostlar! yılların sözlükleri karşısında daha yılını tamamlamamış sözlük için kahve falı bakmak bir enteresan ruh halidir. arkadaşım fal bakılacak zamanlarda değiliz.

onu bunu bilmem fakat sözlükte aşırı duyarcılar var.
(bkz: üstü kapalı heykellerime saldırdılar ühü ühü)

kalıcı olsa ne olur olmasa ne olur. sanki ülkede her şey çok kalıcı gibi bir bu kaldı kalıcı.

kalıcı oldu bile.. çünkü biz varız..

çok düşünülmemesi gereken bir konudur. belki öyle bir kalıcı olacak ki hesabımız evlatlarımıza miras kalacak*.
bir de kaliteli kalıcılık önemlidir.

anı yaşamak da fayda var.

kadın düşmanları, kafayı yemiş anti-feministler, ruh hastası kırmızı hapçılar ve ırkçılar basmassa kalıcı olacaktır dediğim durum.

açın bakın veriler ne gösteriyor. daha 6 ay dolmadan, 20 yıllık sözlüğe “kafa” tutacak noktaya geldi burası. yapılan radyo yayınları ve diğer farklı etkinlikler ile de diğer oluşumlardan farkını ortaya koyuyor ve sivriliyor. moderasyon ekibinin ve bilimum yazar kalitesiyle sevilen ve istenilen bir ortam var burada. ulan sözlüğün kurucuları ile oturup makara yapabiliyorsunuz daha ne istiyorsunuz ? çok da uzak olmayan bir zamanda 1 numara olması içten bile değilken, kalıcı geçici tartışmasının yapılması oldukça güldürücü.

sana, bana, ona yani yazar denen insanlara bağlıdır. gereksiz tartışmalar ve insanları sıkan başlıklarla doğru düzgün yazmaya çalışan insanların kaçmasına neden olmazlarsa kalıcı olma yolunda büyük adım atar. yok ortam böylelerine kalırsa bir süre sonra akış ve gündem kağnı hızında akmaya ve sonunda da durmaya mahkum olur.

işten eve gelip iki satır bakalım ne var ne yok diye sözlüğü açınca birinin diğerini siyasal islamcı, öbürünün berikini siyasal atatürkçü falan diye eleştirip onlarca başlık altında atışması insanın yazma şevkini kaçırmıyor değil. kimse kimsenin fikrini değiştiremeyeceğini bildiği halde böyle manasız tartışmalara girmek bana tuhaf geliyor. bırakın kim ne istiyorsa yazsın. yazana bunu neden yazdın diye hesap sormanın alemi yok.

hazirana dek aktif yazar sayısı 5 bini geçerse iyi bir çıkış yakalayacak olan sözlüğün kalıcı olup olmamasıdır.
hep beraber büyüttüğünüz bir çocuk gibi düşünün ve keyfini çıkarın. ne yok yere abartın ne de eleştirin.
sözlüğe, daha buluşulan ilk günde 10 saniyelik suskunluk olduğunda "ne oldu şimdi? sıkıldın mı benden? neden konuşmuyorsun?" diye tepki veren sevgili adayı gibi muamele yapmamakta fayda var. zamanla oturur her şey. sözlüğü de sözlükçüleri de tanırsınız.