1.
hz. muhammed'in yoksul sahabilerin barınması için yaptırdığı yer. burası daha sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. burda, muhacirlerden ya da müslüman olup medine'ye hicret edenlerden olan yoksul ve yakını da olmayan sahabiler kalırdı. hatta evleri olmasına rağmen hz. abdullah bin ömer ve ensar'dan bazı evleri olan kişiler, burda kalanlara imrendikleri için onlarla birlikte kalırlardı. ki bunun üzerine bu kişiler de suffe ehlinden sayılmışlardır. suffe ehlinden bazıları evlendikten sonra burdan ayrılırdı ve bazıları da gelir suffe ehline katılırdı. bazıları da misafir olarak suffe'de kalırdı. hatta suffe ehlinin sayısının 400'e ulaştığı da olmuştu. suffe'de kalanların yani ehl-i suffe'nin meslekleri yoktu. bu yüzden paraları da yoktu. resulullah da onların geçimiyle ilgilenirdi. ve resulullah, akşamları ehl-i suffe'yi ayırır ve ayırdığı çeşitli grupları sahabelere teslim ederdi ki, onların karınlarını doyursunlar. geriye kalanları da kendi evine götürürdü. bu, müslümanların maddî durumları düzelinceye kadar devam etmiştir. resulullah'a getirilen sadakaların tamamını, resulullah suffe ehline gönderirdi. kendisine verilen hediyeleri ise, suffe ehliyle paylaşırdı. hatta, hz. muhammed, aile ihtiyaçlarından çok onların ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi. buhari'de geçene göre, (bkz: hz. fatıma) kendisine yardım etmesi için, resulullah'dan bir hizmetçi ister. fakat resulullah, suffe'de kalanların ihtiyaçlarını giderebilmek adına hz. fatıma'nın isteğini geri çevirir. ashab-ı suffe'den olan güç sahipleri, sabahları mescide su taşır ve dağdan toplamış oldukları odunları satar ve böylelikle de ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlardı. geceleriyse, ilim ve kur'an tivaleti ile meşgul olurlardı.
hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.
fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.
ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.
fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.
ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
devamını gör...