suriyelilere yönelik olumsuz tutumlar

ülkesinde çıkan savaş sonrası yanlış politikalarla ülkemize sığınan, kamplarda, harabe yerlerde ya da bir kaç aile haline apartmanı dairelerinde yaşayan bu insanlara ne yazık ki önyargılarla, ayrıştırıcı ve örseleyici bir şekilde yaklaşan ciddi bir kesim var. bu bazen sadece ırkçılık bazense ülkenin refah seviyesini düşürdükleri iddiası. eğer ikinci seçenekse bu insan odaklı değil politika temellidir. ırkçılıksa basit düşünen insanların işidir.
onlara olumsuz bir tutulma yaklaşmatansa onların yaşandığı olumsuzluklardan söz edelim:
okullardaki türkçe bilmeyen suriyeli çocuklardan söz eden var mı? yok.
dil bilmediği için okul okumayan 6-11 yaş arası suriyeli çocukların yetişkinlerin bile çalışması güvenli olmayan ortamlara çalıştırılmasından rahatsız olan var mı? 10-12 saat çalışırılıp bu çocukların yarı yarıya ücret aldığından, okuldan alınan kız çocuklarının para ile alınıp satıldığından, bunlar içinde fuhuşun yaygınlığından sokakta yaşayan on binlerce suriyeli çocuktan? bu çocukların psikolojik ve fiziksel olarak temel ihtiyaçlarının karşılanmamasından, sokakta olanların istismara açık olmasından, maddiyatlarının iyi olmamasından? her şeyden önce çocuk vicdandır. suriyeli sorunu dilimizden düşürmemektense biraz da suriyeli sorunlarından söz edelim.

maalesef özellikle muhalifler tarafından gerçekleştirilen tutumlardır. erdoğan hükümetinin başarısızlığı sonucu gerçekleşen ekonomik krizin sorumlusu suriyeliler değildir. bu konu hakkında daha fazla bilgi için (bkz: suriyeli sığınmacılara karşı kullanılan nefret söylemleri).

suriyeliler asla ülkeye alınmamalıydı onların sebep olduğu durumlar hükumetin suçu,onlarla ilgili bir durum değil. suriyeliler mülteci değil sığınmacıdır yani savaş bitene kadar kalmak için gelmişlerdi, savaş bittiğine göre gitmeliler. topluma entegre olmak gibi bir durumları da yok çünkü türkiye kendini besleyemeyen bir ülke. bir de 10 mn insanı mı besleyecek?

misafir, misafirliğini bilmesi lazım önce. çayıra otlamaya çıkmış öküz gibi yayılmamalı. bir bakteri gibi fırsatını buldukça ürememeli. hiç savaştan kaçmış gibi tipleri yok. uyum sağlamaya hiç niyetleri yok. geldiysen öğreneceksin bu ülkenin dilini, adetini. ben mi sana uyum sağlayacağım? dükkan acarsın tabelası komple arapça. mısıra kaçaydınız. arap ülkesi mi yok? ne zaman başımız sıkışsa turki turki demeyi iyi bilirsiniz. ama fırsatını bulunca da arkadan vurmakta üstünüze yok.

zaten geldiklerinden beri muskacılıkta artış var. kedilerin ayaklarını niye kesiyorsunuz önce onu bi açıklayın. insan olamamışsınız, insan gibi muamele istiyorsunuz.

uyum sağlayanlar hariçtir üzerlerine alınmasınlar.

öncelikle suriyelilerin ülkeye alınmasının suriyelilerin kararı olmadığını benimsemek gerek. suriyeliler ülkeye giriş yaptığından beri aralarında bir çok suça karışan da oldu yaşamını bir şekilde kimseye zarar vermeden sürdüren de. insanları iyi veya kötü yapan şey sahip oldukları ırklar değil. evet kalıp savaşsalardı, biz kaçmazdık diyenler çoğunluktadır çünkü halkımızın büyük çoğunluğu milliyetçi ve vatansever bu konuya denilecek bir şey yok. fakat bugün birine sırf suriyeli diye nefret de duymam sevgi de. bu sadece karşımdaki kişinin nasıl biri olduğuyla ilişkili. daha daha derine inersem sadece şunu söyleyebilirim suriyeli bir bebek, türk bir bebek veya başka ırklardan bir bebek arasında hiçbir fark göremiyorum. eğer siz görüyorsanız, görmeyene kadar bakmaya devam edin lütfen.

olumlu davranıştan çok olumsuz davranış sergiledikleri için durum böyle.
geçen balkonda oturmuşum kitap kurcalıyorum. pat diye bir ses geldi. yan binadaki suri aşağı çöp atmış aşağıda patlamış etrafa saçılmış. bende başladım kavga etmeye. özür diledi, bir daha yapmayacağım dedi. birkaç hafta sonra tekrar yaptı.
bizim ülkemizde savaş olsa biz başka ülkelerde mülteci olsak başımızı camdan çıkarmaya korkarız. bunların çocukları orda burada huzursuzluk çıkarıyor. elbette bazıları var ki çok iyiler. asla zorluk çıkarmıyorlar ve huzur kaçırmıyorlar. öylesine elbette lafımız yok. ama millet olrak genelde problemli tipler ne yazık ki.

ancak empati yoksunu olma ile açıklanabilecek tutumlardır.
içinde yer aldığım stk'lar ve denk geldiğim bir çok suriyeli olan diyaloglarımdan yola çıkarak sahip olduğum kanaatler.
*sanılanın aksine bir tanesinin bile sonsuza kadar türkiye'de yaşamak gibi nir merağı yok.
*evliliklerini mümkün mertebe kendi içlerinde yapıyorlar.
*en ağır işlerde çalışarak sadece yaşamaya çalışıyorlar. iş seçmiyorlar.
*ehliyetleri bile bizde geçerli değil. işe girmek için ehliyet kursuna gitmek zorundalar.
*erkeklerin çoğu bir süre savaşmış bir faydası olmadığının farkına varınca türkiye'de gelmişler.
*her isteyen gelemiyor, ailesi lübnan'da olan kendi türkiye'de okuyan ve yıllardır ailesini görmeyen suriyeliler var.
*onları kandıran, her şeylerini alan bazı türkler yüzünden, geri dönmek isteyenleri var.
ps: yolda kalmışlar onlar. yolda kalmış gariptir.
merhamet hak eden insanlar onlar.
allah yar ve yardımcıları olsun.

misafirliğin kısası makbüldür. olumsuz tutumlar halkın bıkkınlığı sonucu ortaya çıktı. hafife alınacak mesele değildir. nüfusu asimile edebilirler. bugün 5 milyonsa yarın 10 milyon olabilir önüne geçemeyiz. ak parti'nin ülkeye bıraktığı en acı reçete.

savaşın ağırlığını psikolojik etkilerini yok saymıyor elbet kimse. sığınmacı mülteci kavramına da girmiyorum. yapılan güzellemelere ise hiç tahammül edemiyorum. adım attığım,gözümün değdiği her yerdeler. yedeği kaba pislemek denen bir şey var daha geçen hafta medyada gördük işte türk bayrağı yaktiklarını geldikleri gibi bir an önce giderler umarım.misafirlikleri oldukça uzun sürdü çünkü.