suudi arabistanlı kadınlar kıyafetine kendileri karar verir

prens selman tarafından yapılan açıklama. hakkaten devrim yapıyolar galiba. artık yallah arabistana da diyemicez.

buradan

ben 5 yıla arabistan'a mülteci falan olurum gibi geliyor.

fikrini gayet açık bir şekilde ifade etmiş, suud kralı selman'ın sözleri.

türkçe meali : şu ya da bu şekil tesettür şart ama burka şart değil.

zaten arap ülkelerinde uygulanan tesettür kuran'a göre değil, piyasadaki sahte inciller ve sahte tevrat'a göre uygulanan tesettürdür.

kuran'daki gerçek islam'da başörtüsü, recm, sünnet olmak gibi uygulamalar yoktur:



www.kurandakidin.com/

şeriat "menü" sü, bu aralar pek sık değiştirilir olmadı mı sizce de.. bu yüzden ümmet şaşkın, ümmet oldukça tedirgin..! eskiden iyi kötü bir standardı vardı. sanki hafiften eleştirirmiş görünmekle birlikte bir 'arabistan' adresi, menüsü vardı. efenim birileri kızdı mı 'yallah arabistana' derdi, ötekiler de tam savunamamakla birlikte (aslında petrol ve hac ticareti nedeniyle zenginleşmiş) arapların zenginlik sebebini, uyguladıkları şeriatla izah edip rahatlardı yani.. sonra büyü bozuldu efenim.. iran'dı yemen'di vd. kendi şeriat menülerini sundular müşterilerine. öyle ki sanki herkesin "damak zevkine uygun" bir şeriat olabileceği fikri yayılarak, şeriat öcü olmaktan çıkartılıp, günlük sıradan hayatta herkesçe her yerde konuşulup savunulabilir hale gelmişti ne güzel.! ama tabii bu işin tartışmasız patent ve ana adresi, prestiji arabistan'dı.. buna kimse itiraz edemezdi. tamam görgüsüz, ilkel, pis ve sevimsizdiler ama, işte 'orjinal şeriat menüleri' onları paraya ve zenginliğe boğmuştu; daa naapsındı yani.. artık sıra (gönüllerindeki o gerçek!) şeriatın savunulmasına gelmişti ki efenim.. arabın bol bulduğunda kullanmayı abartıp sapıtması halleri şeriata da sıçradı.. hem ne sıçrayış.. o güzelim o caanım şeriatcığa etmediklerini bırakmadılar efenim.. kral kafaya koymuş burayı paris yapıciim diye, e şeriatta onun dediği, istediği nihayetinde, iki dudağının ucunda.. bi akşam deeştiriyo bi sabah.. başlayalı altı ay oldu olmadı o caanım şeriattan eser kalmadı.. artık şeriatı londra,paris istanbuldaki müşteriler savunur halde.. ama tabii işin ciddiyeti cibiliyyeti de kalmadı efenim..
bu arada buyrun hoş geldiniz "siz nasıl alırdınız şeriatınızı..?" efenim.!

her tartışmada gerçek islam bu değil diyip biseyler savunanlar olurdu. nihayet o gerçek islamı anlamış biri çıktı galiba. yavaş yavaş kuranı anlamaya ya da körü körüne ezberlemektense düşünerek okumaya başladılar herhalde. iyi saklayın da nesli tükenmesin.

ister misiniz bunlar bir de sorgulamaya başlasınlar. bu hızla yeni yüzyıla kalmaz bunlar ateist de olur. yürüyedur prensim kalp kalp kalp.

pakistan ,bangladeş ve afganistan'a başlarına ne geleceğini şeri düzenin toplumlarını ortaçağa sabitleyeceğini anladılar.
aynı şekilde yemen, filistin ve ırak-'ın durumunu gördüler, modernizm den başka çare olmadığına karar verdiler...
şeri düzen diktatörlükten ve halka yoksulluktan başka bir şey getirmediği gibi kadınları da insan yerine koymuyor olacağını gördüler .aslında zaten biliyorlardı ve uyguluyorlardı çarenin bu olmadığını anladılar.

geçen yazmıştım bangladeş'i bazı mahalle ve köyler kerhaneden beter, yutup'a bakmak yeter görmek için. suudi arabistan 20 senedir sanayi hamlesine de başladı teknolojiye adım attı,a ma bizdeki gibi palavradan değil.

bugün israil güçlü ise modern ve bilime inanan insanların çoğunluk olduğu içindir.
filistinli ise hala dua ile israil'i yeneceğini sanıyor.


şunu da yazayım ben en başından filistin halkının yanındayım israil terörüne karşıyım...

bilim en kutsal gerçektir..


bizdeyse onlar gider mersin'e biz gideriz tersine.