taciz iftirası atılan diş hekiminin feci şekilde dövülmesi

istanbul'da, yanında temizlik işçisi olarak çalışan türkmen m.s.'nin tecavüz iddiası üzerine sokak ortasında feci şekilde dövülen diş hekimi i.b.

oysa olay tamamen iftiradan ibaretmiş.



kaynak: www.memurlar.net/haber/9711...

linç kültürü. çok seviyoruz böyle şeyleri.

bir kesime atfedilen kavgaya gidiyoruz gelin minvalindeki söylemin, aslında tüm toplumda yeri olduğunun göstergesi olay. garip bir anlayışsızlık ve anlamak istememek durumu var bizim ülkede.

cezasız kalan bir linç. umarım kalabalığın görünmezliğinden faydalanarak bu suçu işleyenler de tek tek tespit edilir ve gerekli cezayı alırlar. dün sokağa çıkma kısıtlaması varken kimlerin olaya karıştığını tespit etmek zor olmasa gerek. binaya ilk gelen ve videonun başında "burada bir kadına tecavüz etmeye çalışan alçak bir adam var arkadaşlar" diye anırırken görülen, maskesiz yaratıktan başlanarak tabii ki.

bu tür saçmalıkların daha fazla yaygınlaşmaması için ibretlik cezalar almalı o kalabalıktaki her bir kişi. kim bilir böyle saldırıldığında yaşı küçük kaç insan veya derdini doğru anlatamayan kaç kişi; panikleyerek bir şeyler söyledi de haksız yere tutuklanıp yargılandı. kim bilir bu terör grupları, kimlerin yaşamını yok etti bu türden tezgahlarla. sen bu videoyu izleyince sanıyorsun ki doğal bir tepki verilmiş. oysa bildiğin örgütlü suç, burada işlenen. önceden yapılmış bir plan var gibi daha çok. şu kadar parayı iste... vermezse sen bağıracaksın biz zaten aşağıda bekliyor olacağız planı yani. kurban, parayı verip boyun eğse de sonuç değişmeyecek tabii. kadının çığlığı bir parola. plan öyle veya böyle sonuçlandı anlamında bir işaret o feryat, erketede bekleyenlere.

başka zanlıları aklamak da değil meramım. sadece bir gün böyle bir grubun ortasında kalan kişiyi gördüğünüzde siz de bunlara katılıp vahim yanlışlar yapmayın diye yazıyorum.

pandemi nedeniyle her yer kapalı. sosyal hayat yok. bunun belki de tek faydası var bize. bu terör gruplarının başlıca geçim kaynağından gelen kirli para kesildi: zehir satışı zor şimdi. bu zehirlerin ticaretini yapanların enikleri, içinde kaybolacağı bir kalabalık yoksa nasıl gizleyecek kendisini zehir dağıtımı yaparken? çok zor.

toplumu arkalarına alabilecekleri ve cezadan kamuoyu baskısıyla kolayca sıyrılabilecekleri yeni bir geçim kaynağı arıyorlar belli ki. çünkü terör, bizim olağan hassasiyetlerimizi acımadan sömürür. en çok da kalabalığı toplamayı sever: bazen sokakta bazen twitter'da. insan evladı, kalabalığın görünmezliğinde normalde yapmayacağı nice kötü şeyleri yapmaya eğilimlidir. insan, kendi içinde alakasız bir konuya birikmiş öfkesini linç sırasında herkese, her şeye yöneltebilen bir varlık. galeyana gelmek dediğimiz şey, bu nedenle çok tehlikelidir.

bu tip olaylarda organize hareket edenler olduğunu akılda tutmakta fayda var galeyana gelmeden önce. edilgen bir şekilde davar gibi güdülen olmak yerine; en hassas konularda bile olası tüm itirazları düşünebilecek şekilde aktif kullanın beyninizi. öfkenizi farklı yollardan kimsenin hizmetine vermeyin: birey olun. hikayeniz cezaevinde her gün birileri tarafından tehdit edilmekle ve bir gün çıktığınızda yeni yeni suçlarda kullanılmakla bitmesin.

ek: bunların çığırtkanlığını yapan bir twitter hesabının sahibi, yasadışı örgüt üyeliğinden yargılanıyormuş ağır ceza mahkemesinde. diş hekimi de avukatı vasıtasıyla tüm şahıslardan ve videoyu yayanlardan şikayetçi olmuş. mevzu para koparmaya çalışan bir pkklı grubun işiymiş. ilk hedef gösteren hesaplar şöyle tipler. özsavunma falan.

bahariye zorbaları tutuklansın etiketiyle de bir trend var twitter'da buradan ama işte organize grupların hesapları işin içinde olmayınca bu defa pek cılız kalmış adalet arayışı için açılan hashtag.

bir ülkede adalete güven yıkıldığında sırasıyla her şey yıkılır. bir ülke için en önemli durum halkın adalete güvenmesi. ülkesinin adalet sistemine güvenen halk, polis çağırır ve polis de gereken ne ise yapar. kişiler hukuk yoluyla haklarını arar ama malesef artık kimse adalete güvenmiyor ülkede. o yüzden insanlar kendi adaletini kendi sağlama peşinde. çok tehlikeli çünkü nerde sonlanacağını bilemezsin. mağdur suçlu, suçlu da mağdur duruma geçebilir.
öyle yara aldı ki toplum düzelmesi çok çok zor

tacizciyle , taciz iftirası atan kişi gözümde aynı. yaptığı tek şey kadınların mücadelesine zarar vermek.

bu adamın erkek çocukları yok mu ? benim babama böyle bir şey yapsalar oradaki kadınlar dahil hepsini bulurum vücutlarında kalıcı hasarlar bırakırım öldürmem ama beter ederim.

bence kameralarda taciz etmediğinin belli olması taciz etmediği anlamına gelmemeli. sonuçta bir kadın taciz ettiğini beyan etmiş. kadın beyanı esas değil mi? kamera kim köpek?
ironi.

bu nasıl adalet?
taciz iftirası yapan, yani suç uyduran kişi sınırdışı edilecekmiş.
ne alaka?
yabancı olması işlediği suçu ortadan mı kaldırıyor?
mahkeme edersin, mahkeme sürecince cezaevinde yatırırsın, sonra sınırdışı edersin.
bu nasıl mantıksızlık?
iftira var, suç uydurmak suretiyle cana kast var, ödül olarak ülkesine mi postalayacaksınız?
hani ulan nerede adalet?
adam yediği dayakla mı kalacak?
iyi valla, biz de başka ülke pasaportu alıp türkiyede suç işleyelim, nasılsa en büyük ceza sınırdışı etmekmiş.
gazetecinin yazarken hata yaptığını düşünüyorum, ortada cezaevinde yatırmadan sınırdışı edilecek bir suç yok.
adalet böyle işleyecekse, lagvedin adalet ve içişleri bakanlığını biz kendi adaletimizi sağlarız.

"duyduklarınızın hiçbirine, gördüklerinizin yarısına inanın" demiş yazar büyüğümüz.

bi video düştü geçenlerde, adamcağız yerde dizlerinin üzerinde, omzundan derisini kopartırcasına biri tutuyo, bi kadın avazı çıktığı kadar tecavüz etmeye çalıştı diyo. bu kadar kolay mı ya iftira atmak, önüne, arkasına bakmadan suçlamak? sonrasında ortaya çıktı ki, yanında çalışan özbek bi kadınla para konusunda anlaşamamışlar ve kadın istediğim parayı vermezsen rezil ederim demiş, tüm olay bundan ibaret. cezasını vermek size mi kaldı diyeceğim ama ne yazık ki geldiğimiz nokta bu, insanların tahammülü de kalmadı, yargısız infaz. şimdi o adam o videodaki herkese ömür boyu ödeyemecekleri kadar büyük bi tazminat davası açarsa haksız mı?

sonra da erkekler taciz in iftira olup olmadığını sorgulayinca vay efendim biz kadınız, vay efendim kadın beyanı esastır (buda zaten kadının söylediğini doğru kabul etmiyor delil bulma isini savcıya bırakıyor.) , vay efendim feministiz.

böyle o kadar olay ayyuka çıktı ki eskiden müdahale ederdim artık bana ne diyip önüme bakiyorum.

trajikomik olan su ki gerçekten tecavüzcü olsa kimse hiçbirşey yapmazdı.

tecavüz,taciz haberlerinin artması toplum bilincinde sorgulamadan bir adalet sağlama anlayışı uyandırdı. bir örnek vermek gerekirse mesela ben bir erkek olarak toplu taşımalarda kalabalık ortamda etrafımda kadın olduğunda elim göğsümde yolculuğumu sürdürürüm çünkü şoförün bir manevrasında elim yanlışlıkla kadının bir yerine değse ve o kadın delinin biriyse atacağı bir iftira,linç yememe sebeb olup hayatımı bitirebilir.
"kadının beyanı esastır" maddesini bu tarz durumların yaşanabileceği için desteklemiyorum.

o adamın başında bağıran hdpli vegan feminazi abla ceza almayacak mı?

şu iftirayı abd de atsa siciline işler bi daha bi yerde iş bulamaz hayatı kayardı.

yaşamın işleyiş sistemi ne de güzel değil mi? sen çalışma izni bile olmayan yabancı insanı çalıştır. niye, çakalsın çünkü herkesten çok sen biliyorsun sonuçta sigorta vs gibi dertlerin olmayacak* ahlaksızlığın ahlaksızlık ile cezalandırıldığını gördükçe keyif alıyorum. sizler gibisine müstahak olan bu.