tarif edilen adresi anlamayıp anlıyormuş gibi yapmak

bunun tam tersi adresi anlatamayan rahmetli babamdı. anlattığı adres kesinlikle yanlış olurdu. adresi bulamayınca da "eşşeemişin sen" derdi.
bir gün beni, bir ahbabının dükkanından tenekeci makası almaya gönderdi. tarif de "şeyin karşısında, şeyin yanında" tarzı gibi bir şeydi. tarif ettiği adres şeyin karşısında ve şeyin yanında değildi. hiç alakasız bir yerde şeyin bir arka sokağındaydı. onu da, adamın adını hatırlamış, birisine sorarak öğrenmiştim. eve gelince geciktiğime kızdı. ben de kendisine "adresi bulamayınca bana eşşeeemişin diyorsun. adresi yanlış tarif edene ne dersin" deyip bozmuştum. anneme "oğlun baba eşek" dedi diye günlerce sokranmıştı.

tarif eden şahıs sebepsizce öğrencisini teste sokan ilkokul öğretmeni triplerine girdiğinde iyice çaresiz kalınan mala bağlayış refleksi.

- ya şu xyz caddesi yok mu?
+ ha aynen, var.
- işte onun hastane tarafına doğru giderken xct marketten sağa döneceksin.
+ aa tamamdır o zaman, çok sağol. (xct marketi de bilmiyorum zaten ama, umarım oradan dönünce hemen bulunuyordur)
- yok lan dur daha. oradan döndükten sonra bi ikiyüz metre daha dümdüz git, ytm eczanesini göreceksin. hemen onun üstündeki apartman.
+ peki madem, hadi orada görüşürüz.
- anladın mı? nerde o xct market biliyor musun?
+ evet evet bulurum ben.
- e iyi madem.

akabinde tarif edilen apartmanın gizemli bir sis perdesi arkasında olması, asla bulunamaması vs.

üzücüdür.

bir de bunun bir üst seviyesi, tarifi "kuzey, batı, doğu" şeklinde veren navigasyon nerd'leri var ki kendilerinin suratına "e artık devenin hörgücü be kardeşim" denmemesi başarıdır.

çok yaparım.

ya ben navigasyonla başladığım yere döndüm birkaç kere. aman yol hafızam hiç yok, genel olarak hafızam iyi değil hele yolda felaket. yönleri de karıştırıyorum ama güzel anlatılırsa navigasyondan daha iyi bulurum. yol tarifi hiç veremem ben, o yüzden genelde karşıdaki ben tarif vermeye can çekişirken anlıyormuş gibi yapar. olsun yine de vazifemizi yapıyoruz yanlış tarifte olsa, insanlık ölmedi ya!

hee tamamdir
(sen ne söylersen söyle bu hayat geçmez böyle o köşeden sağa dönmeyeceğim)

çok zor değil.

birkaç kez tarif edenin sözcükleri papağan gibi tekrarlanır,

-günay marketin sağından
+günay marketin sağından hı hı.
-göbekten dön, soldan virajdan, dört yol ağzından, tehlikeli ama dikkat et geçerken
+göbekten dön, soldan virajdan, dört yol ağzından,
tehlikeli ama dikkat edeceğim geçerken.
-aferin... *

bu diyalog saygısızca yaşanıp bittiğinde,

günay markete girilir ve sorulur:
-pardon? sağa mı girem burdan?

hic yapmam. tekrar tekrar sorarim..birakmam. evet.

cunku yer yön özürlüsü olmak... allah kahretsin. hep yaptigim sey. cunku sordugum kisiyi dinlerken acaba bulabilecek miyim anksiyetesi agir basar ve ben konusmadan koparim. ben buyum. sonrada hicbisey anlamadigim halde okeyleyip sordugum kisiden uzaklasinca baskasina sorma plani yaparim. ben buyum!!! uzaklasmak onemli ama cunku ben birisine tarif ettigim(edemedigim) adresi yine baskasina sordugunu gorunce dalga gecerdim yalan yok

bizim millette adres tariflerinde de sıkıntı var. herkesin kendince gezegenin değişmez kutup yıldızı saydığı takıntıları var. o yüzden de sorun sadece adres soranın anlayamama mallığından kaynaklanmıyor ki.
sen adama bir bilinmeyeni soruyorsun, adam olayı dört bilinmeyenli denkleme dönüştürüyor. hmm tamam deyip kaçmaktan başka çaren yok ki..(al buyur)
- kardeş, en yakındaki turkcell bayi nerede..
- abi bak, ilerde berberler var, orda cevat ustayı bul onun damadı telefoncu o bilir. ama iki üç berber yanyana sakın karıştırma, unutma bak cevat usta. ikindi de yaklaşıyo koş yetiş, camiye gidebilir.. acele et oyalanma.. (ola ki cevat ustaya yetiştin buldun, seni damadına gönderdi, damat telefon kılıfı satıcısı ve şehrin öte ucunda, ama aradığın bayi ise şehrin aksi yöndeki ucundaymış.)
peki şimdi sizce buradaki mal hangisi: soran mı, tarif eden mi.!