televizyonda sevilen şarkının çıkmasını beklemek
başlık "bez bebek nana" tarafından 04.05.2023 23:54 tarihinde açılmıştır.
1.
o şarkıyı dinlemek için televizyonun başında saatlerce beklemektir. oysa youtube'tan da dinlenebilir.
devamını gör...
2.
telefondan açılınca asla aynı zevki vermeyen fakat televizyon veyahut radyoda denk gelince dünyalar bizim olmuş gibi sevindirebilen bir eylemdir.
devamını gör...
3.
uzun beklemeler sonucunda çıkınca çok büyük bir şey başarmış gibi seviniyor insan. telefondan açıp dinleyince o hissi vermiyor.
devamını gör...
4.
bazen sinir harbi yaşatır.
televizyon dönemi değil ama radyo dönemi için bu beklentiyi şahsım adına daha anlamlı buluyorum. 2012 yılı, üniversitenin ve kyk maceramın ilk yılı, odamızın en teknolojik aleti bir radyo. bilgisayar yok, akıllı telefon yok. en çok kitap okuduğum yıl, en çok kültürlendiğim yıl, bilgi birikimimi en çok artırdığım yıl, öteki neden benim gibi düşünmüyor'u anladığım yıl, beni ben yapan ve hayatımda bir kırılma yaratan yıl... internet ve akıllı fikfikler yokken hayat daha güzelmiş be.
o günlerde en büyük eğlencemiz radyodan müzik dinlerken sohbet etmek ve sabahlara kadar batak oynamaktı. sabahlara kadar oturmanın bedeli üç dersten kalıp bursu yakmak oldu ama olsun. yine olsa yine yakarım. o kadar güzel bir ortamı bulmuşum ki rabbim diyorum, ki artık rabbi de sorguluyorum, rabbim rezil yılların ardından bu kulunun da yüzü gülüyor.
neyse, o dönemler tarkan'ın hatasız kul olmaz cover'ı çokça dönüyordu radyolarda. biz de epey sevmiştik şarkıyı. hatta bazen sırf bu şarkıyı dinleyebilmek için radyoyu açıyorduk. bu süre zarfında anlamlı anlamsız bir ton şarkıya maruz kalıyorduk. bir tarkan dinlerken iki fettah can dinliyorduk. bir süre sonra biz fettah can'dan nefret etmeye başladık. en son aramızdan biri dayanamadı, "ben bu deccal oç'yi daha fazla duymak istemiyorum" diyerek radyoyu fıratmıştı. 10 dakika sonra benim nokia 6070'imin radyosunu açtık, mavi kyk masasının dört kenarına kurulduk, kartları dağıttık.
hatasız kul olmaz
adı lazım değil
televizyon dönemi değil ama radyo dönemi için bu beklentiyi şahsım adına daha anlamlı buluyorum. 2012 yılı, üniversitenin ve kyk maceramın ilk yılı, odamızın en teknolojik aleti bir radyo. bilgisayar yok, akıllı telefon yok. en çok kitap okuduğum yıl, en çok kültürlendiğim yıl, bilgi birikimimi en çok artırdığım yıl, öteki neden benim gibi düşünmüyor'u anladığım yıl, beni ben yapan ve hayatımda bir kırılma yaratan yıl... internet ve akıllı fikfikler yokken hayat daha güzelmiş be.
o günlerde en büyük eğlencemiz radyodan müzik dinlerken sohbet etmek ve sabahlara kadar batak oynamaktı. sabahlara kadar oturmanın bedeli üç dersten kalıp bursu yakmak oldu ama olsun. yine olsa yine yakarım. o kadar güzel bir ortamı bulmuşum ki rabbim diyorum, ki artık rabbi de sorguluyorum, rabbim rezil yılların ardından bu kulunun da yüzü gülüyor.
neyse, o dönemler tarkan'ın hatasız kul olmaz cover'ı çokça dönüyordu radyolarda. biz de epey sevmiştik şarkıyı. hatta bazen sırf bu şarkıyı dinleyebilmek için radyoyu açıyorduk. bu süre zarfında anlamlı anlamsız bir ton şarkıya maruz kalıyorduk. bir tarkan dinlerken iki fettah can dinliyorduk. bir süre sonra biz fettah can'dan nefret etmeye başladık. en son aramızdan biri dayanamadı, "ben bu deccal oç'yi daha fazla duymak istemiyorum" diyerek radyoyu fıratmıştı. 10 dakika sonra benim nokia 6070'imin radyosunu açtık, mavi kyk masasının dört kenarına kurulduk, kartları dağıttık.
hatasız kul olmaz
adı lazım değil
devamını gör...
5.
tv'nin başında o kadar beklerim çıkmaz ama nedense hep dışarıdayken çıkıyor.
devamını gör...