tersine dünya

bir ersin pertan filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen ersin pertan yazmıştır. bu senaryo orhan kemal'in aynı isimli romanından uyarlanmış ancak romanın başarısının çok gerisinde kalmıştır. filmin kadrosu oldukça kuvvetlidir. rasim öztekin üstadımdan, demet akbağ'a -ki çok abartıldığını düşünürüm kendisinin- , cem davran'dan lale mansur'a, berhan şimşek'ten serra yılmaz'a kadar birçok büyük ve ünlü oyuncuyu barındırır. ve bu tür filmlerin genelinde olduğu gibi başarısız bir filmdir.

filmde cinsiyete bağlı toplumsal roller değişmiştir. erkekler evlerde kapalı kalmışken kadınlar daha saldırgan ve daha özgüvenli bir şekilde hayatta baskın cinsiyet haline gelmiştir. çok çekici gelmedi bana bu konu. yani kadınların erkekleri evlere kapattığı, kapı arkalarında sıkıştırdığı, kumar oynatıp kavga çıkardığı bir toplum fikri şu an var olan durumdan başkasını anlatmıyor. cinsiyetlerin yer değiştirmiş olması yeni bir şey anlatmıyor bana göre.

oyunculuklarla gelince bu kadar iyi oyuncuların bu kadar zayıf performanslar sergilemesi bana çok üzücü geldi. sanki öylesine oynamışlar. bitse de gitsek havasında bir film olmuş. üzerinde düşünülmeden çekilmiş bir film gibi sanki. tartıştığı konuyu da çok yüzeysel ele almış gibi.

ben beğenmedim bu filmi ama izlediğime de pişman değilim.

ses kalitesi, görüntü kalitesi işine girmeden konusursam pek beğendiğim film.

90'lı yılların başlarından dönemin güzel müziklerine bolca yer verilmiş. nilüfer, sertap erener vs. bir sahnede duvarda bülent ersoy sefam olsun posteri falan.

filmde kadınlar kahvede takılıyor okey, tavla oynuyor, erkeklere sarkıyor, racon kesiyor.
ekekler ise evde don yıkıyor, tacizlere uğruyor ve kötü erkek olup geneleve düşüyor.
sürpriz oyuncular var.
filmi izlerken yok daha neler, bu adam da bu rolde mi oynamış diyorsun sürekli. gerçekten çok acayip minik roller var. düşündüren, güldüren, tam 30 yıl öncesinden günümüze çok hoş bir hediye.
zamanında nasıl bir etki yarattığini ise bilemiyorum.