the dead zone

stephen king romanından uyarlanan başrolünde christopher walken'ın olduğu kült film. estetik ve sanatsal açıdan çok yüksek bir değere sahip olmasa da doğa üstü konusuna inandırmadaki başarısı, walken'ın sınırlı fakat samimi oyunculuğu, bilhassa birbirinin ardı sıra baş kahraman üzerinden anlatılan kronolojik dört öykünün finale dair kısmına ait olanının vuruculuğu filmi izlenebilir kılıyor. son öyküde, toplumsal ve iktisadi kriz anlarında, fırsatçı, popülist ve ahlaksız liderlerin ortaya çıkıp, kitleleri manipüle ederek, diktatörlüklerini ilan edebilecekleri ve dünyayı felakete sürükleyebileceklerine dair distopik anlatı ve mezkur karakterin (martin sheen) donald trump'a tavır olarak benzerliği geçtiğimiz yıllarda çok konuşulmuştu.

başlığı açan benim. yalnız bugün başlığa bir not daha düşmek şart oldu. açılış entrysinde belirttiğim ve amerikalıların çok zamandan beri söylediği, romanda ve ondan uyarlanan filmde geçen stimson karakterinin donald trump'a olan korkutucu benzerliği ve ülkesiyle dünyayı yuvarlayabileceği cehennem çukuru zannedersem gerçek olmaya doğru gidiyor.

28 şubat 2025 trump zelensky kavgası'nda ve öncesinde de görülen lümpen, kabadayı, çiğ ve her türlü diplomasi teamüllerini alt üst eden rezilane tavırlar stephen king'e sorulduğunda trump'un romanlarından bile daha korkunç bir karakter olduğunu söylüyor. filmin sonu bir şekilde iyi bitmişti. ne yazık ki dünyanın sonu pek öyle olacak gibi gözükmüyor. filmin son yarım saatinde ortaya çıkan bir karakter. bu arada stephen king'in konuyla ilgili görüşleri.