türkçe adı: drakula: son yolculuk
2023 abd yapımı fantastik korku filmidir. andre ovredal'ın yönettiği yapımın senaryosunda, bram stoker'ın klasik romanı dracula'nın "the captain's log" bölümü işlenmektedir. 1897 ağustosunda demeter isimli ticaret gemisi ingiltere sahilinde kıyıya vurmuştur. gemi enkazında polisler kaptanın seyir defterini bulurlar. bundan dört hafta öncesine gidildiğinde asıl konu başlar; demeter, bulgaristan'daki varna'da limana yanaşıp yük almıştır ve londra'ya doğru yola çıkar. fakat bu yükün içinde, sadece rumen yerlilerin bildiği ve bu yüzden onları, nakliyat konusunda yardım etmeyip gün batmadan oradan ayrılmaya iten bir şey vardır. karpatlar-londra arasındaki bu okyanus yolculuğunda neler olacaktır ve filmin başında sonunu gördüğümüz, gemiyi bir enkaz haline getiren olaylar silsilesi nasıl gerçekleşmiştir?
2023 abd yapımı fantastik korku filmidir. andre ovredal'ın yönettiği yapımın senaryosunda, bram stoker'ın klasik romanı dracula'nın "the captain's log" bölümü işlenmektedir. 1897 ağustosunda demeter isimli ticaret gemisi ingiltere sahilinde kıyıya vurmuştur. gemi enkazında polisler kaptanın seyir defterini bulurlar. bundan dört hafta öncesine gidildiğinde asıl konu başlar; demeter, bulgaristan'daki varna'da limana yanaşıp yük almıştır ve londra'ya doğru yola çıkar. fakat bu yükün içinde, sadece rumen yerlilerin bildiği ve bu yüzden onları, nakliyat konusunda yardım etmeyip gün batmadan oradan ayrılmaya iten bir şey vardır. karpatlar-londra arasındaki bu okyanus yolculuğunda neler olacaktır ve filmin başında sonunu gördüğümüz, gemiyi bir enkaz haline getiren olaylar silsilesi nasıl gerçekleşmiştir?
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "prieneus" tarafından 16.09.2023 16:20 tarihinde açılmıştır.
1.
2023'te gösterime giren korku filmidir. bram stoker'ın 1897 çıkışlı klasikleşmiş eseri dracula'nın 7. bölümü "the captain's log"'un beyaz perdeye uyarlanmış halidir. yönetmeni andré øvredal, dracula'nın bıraktığı mirasa kendince bir katkıda bulunmak istemiş burada fakat bu bağlamdaki devasa film uyarlamalarına meydan okuma niyetinde de değilmiş. bu filmin kendi kendisiyle kıyaslanabileceği imasında bulunan bir şeyler söylemiş. aslında buradaki mütevazı yaklaşımını kanımca filmde de görebiliyoruz. yani önceden defalarca, kimisi çok başarılı dracula uyarlamaları yapılmışken buna bir kez daha kalkışmak yerine, romanın ürperten ve heyecanlı bir bölümünü alıp buradan net bir aksiyon ve şiddet dolu korku filmi çıkartmak akıllıca bir hamle bence. mütevazılık bazen haddini bilmek ve akıllı olmak da demektir. sanmıyorum ki herhangi bir dev şirkete, "ben dracula romanını yeniden sinemaya uyarlayacağım ve 200 milyon dolar bütçe lazım." derseniz onlar bunu kolaylıkla kabul etsin.
filmin imdb'ye göre 45 milyon dolarlık bir bütçesi vardır. bu paranın ciddi kısmının dracula yaratığına ayrıldığını düşünüyorum. teknik bakımdan son derece iyi yapılmış bu varlık ve ilgili sahnelerde gerçekten de öyle bir mahluk insanların/tayfanın arasındaymış ve onlara uç noktada dehşet yaşatıyormuş hissini alabiliyoruz. kendisinin yarasavari vücudu ve bunu uçarken kullanması da son derece inandırıcı. burada soylu ama soysuz (bkz: namusluymuş namussuz) bir tiplemeyle karşı karşıyayız. evet, adam* bir kont ama hakikaten aşağılık da bir ucube. dracula'nın dehşet saçan ama aynı zamanda karizmatik yansıtıldığı yapımlardan biri değil bu zira karşımızda cidden gudubet bir tip var. kesinlikle kurnaz ama zekası animalistik işliyor diyebilirim. onu da suçlayabilir miyiz bilemiyorum zira dracula'nın beslenmesi gerekiyor ve gemide dehşet saçmasını da sapıkça dehşet saçma değil de karnını doyurma temelli olduğu sonucuna varmak makul bence. ben yaratılan karakteri beğendim ki dracula'nın iki türlü karakterize edilmesine de tamamım zaten. teknik olarak da, herhalde bütçesinin de yardımıyla son derece iyi bir insanlara kabus yaşatan ve ölüm saçan canavar filmi izleyebiliyoruz.
eserin bana göre kötü tarafları da var yalnız. öncelikle, filmin çoğu yerinde pek de deniz yolculuğundaymışız "havası" ve hissi alamadım. böyle klostrofobik bir atmosfer baskın film boyunca ve birçok sahnede film setinde olunduğu çok bariz gibi geldi bana. evet, bazı fırtına sahneleri falan fena değil ama onlarda bile deniz yolculuğu yapan birilerini izliyorum hissini pek de alabildiğimi söyleyemem.
ikincisi, karakterizasyon ve drama... kastingi çok beğendiğim söylenemez. oyuncuların tek tek iyi oyuncular oldukları belli olsa da bunlar, çizilen karakterlere tam oturmamışlar ve birliktelikleri de bir harmoni ve performans parlatıcı bir sinerji yaratmamış. kötü diyemem ama cidden banal olmuş film dramatik bakımdan, bu sebeple. yönetmen sanki esas odağına dracula'yı almış ve gemideki insanlar biraz teferruat gibi kalmış. gelgelelim, yapımın asıl odaklandığı şey de dracula'nın saçtığı dehşet olduğundan bunu hoş görebiliriz. kontumuz burada "kötü adam" olsa da aslında başkarakter. gene de onunla çatışan clemens karakteri biraz daha derin çizilebilse ve dramatikçe canlandırılabilseydi bu, filmi sağlam bir drama yapıtı da yapardı ki bunun filme ekstra değer katabileceği ve daha fazla ilgi/seyirci çekebileceği/yöneltebileceği düşüncesindeyim.
7.5/10 veriyorum drakula: son yolculuk'a*. elbette çok daha iyi olabilirdi ama daha kötü de olabilirdi.
filmin imdb'ye göre 45 milyon dolarlık bir bütçesi vardır. bu paranın ciddi kısmının dracula yaratığına ayrıldığını düşünüyorum. teknik bakımdan son derece iyi yapılmış bu varlık ve ilgili sahnelerde gerçekten de öyle bir mahluk insanların/tayfanın arasındaymış ve onlara uç noktada dehşet yaşatıyormuş hissini alabiliyoruz. kendisinin yarasavari vücudu ve bunu uçarken kullanması da son derece inandırıcı. burada soylu ama soysuz (bkz: namusluymuş namussuz) bir tiplemeyle karşı karşıyayız. evet, adam* bir kont ama hakikaten aşağılık da bir ucube. dracula'nın dehşet saçan ama aynı zamanda karizmatik yansıtıldığı yapımlardan biri değil bu zira karşımızda cidden gudubet bir tip var. kesinlikle kurnaz ama zekası animalistik işliyor diyebilirim. onu da suçlayabilir miyiz bilemiyorum zira dracula'nın beslenmesi gerekiyor ve gemide dehşet saçmasını da sapıkça dehşet saçma değil de karnını doyurma temelli olduğu sonucuna varmak makul bence. ben yaratılan karakteri beğendim ki dracula'nın iki türlü karakterize edilmesine de tamamım zaten. teknik olarak da, herhalde bütçesinin de yardımıyla son derece iyi bir insanlara kabus yaşatan ve ölüm saçan canavar filmi izleyebiliyoruz.
eserin bana göre kötü tarafları da var yalnız. öncelikle, filmin çoğu yerinde pek de deniz yolculuğundaymışız "havası" ve hissi alamadım. böyle klostrofobik bir atmosfer baskın film boyunca ve birçok sahnede film setinde olunduğu çok bariz gibi geldi bana. evet, bazı fırtına sahneleri falan fena değil ama onlarda bile deniz yolculuğu yapan birilerini izliyorum hissini pek de alabildiğimi söyleyemem.
ikincisi, karakterizasyon ve drama... kastingi çok beğendiğim söylenemez. oyuncuların tek tek iyi oyuncular oldukları belli olsa da bunlar, çizilen karakterlere tam oturmamışlar ve birliktelikleri de bir harmoni ve performans parlatıcı bir sinerji yaratmamış. kötü diyemem ama cidden banal olmuş film dramatik bakımdan, bu sebeple. yönetmen sanki esas odağına dracula'yı almış ve gemideki insanlar biraz teferruat gibi kalmış. gelgelelim, yapımın asıl odaklandığı şey de dracula'nın saçtığı dehşet olduğundan bunu hoş görebiliriz. kontumuz burada "kötü adam" olsa da aslında başkarakter. gene de onunla çatışan clemens karakteri biraz daha derin çizilebilse ve dramatikçe canlandırılabilseydi bu, filmi sağlam bir drama yapıtı da yapardı ki bunun filme ekstra değer katabileceği ve daha fazla ilgi/seyirci çekebileceği/yöneltebileceği düşüncesindeyim.
7.5/10 veriyorum drakula: son yolculuk'a*. elbette çok daha iyi olabilirdi ama daha kötü de olabilirdi.
devamını gör...