the meja’s advocate

bir süredir vizyonda olan süper iş. yönetmen koltuğu epey kalabalık ama öne çıkan bir isim var. söylemeyeceğim. araştırın, uzun sürmez 5 sn falan.
“meja, definitely my favorite sin.”

lan ben ahırından salınıp seke seke zıplayan dana gibi her başlığa damlıyorum ama sabahtan beri ortam gerginliği %98'miş meğer.

nolur kalp kırmayın*.

yahu sabahtan beri anadilimizi kullanmanıza rağmen şu olaydan bir bok anlamadım, tutmuş bir de ingilizce başlık açıyor.

yürüyün gidin ya, yerli ve milli kavga istiyoruz.

sanırım şeytanın avukatı filmi üzerinde gönderme yapmış. o yüzden ingilizce yazmış olabilir diye düşünüyorum. eğer öyle ise türkçe yazması böyle bir çağrışım yapmazdı.

the devil's advocate filmine gönderme yapılarak oluşturulmuş kelime oyunlu hoş bir espri.
anlamayanlar için hemen açıklamak isterim. meja mahlaslı yazar ile al pacino benzetilmiş. keanu reeves benim sanırım. eşim de coup olsun o halde (şakacıktan eş). charlize theron'u andırıyor bence. rol icabı bir eş olacak, bunu vurgulamak isterim yanlış anlaşılmaması için. sanat eşi de diyebilirim. eddie barzoon önemli bir abimiz, onu bulamadım. bir de, bodrumda keçi dili yiyen bir dayı vardı. kokan adam, dedikoducu teyze, şiki şiki baba kaseti de olursa, daha keyifli bir espriye dönüştürebiliriz bunu bence. *

tadında konuşmalar yapıyorlar, çok acayip. film tadında. aşırı da severim. ben bir karabuğday patlatıp geliyorum. some gluten problems

meja'yı şeytanın avukatlığı ile tanımlama gibi algılanıyor ama, taraflarını ilgilendiren bir ironik takılma da olabilir. neden başlık yapılmış ki.. (deneyimli yazarlar, başlıksız da çözebilirlerdi oysa.)

filmi izledim çok sociopathiccccccc

i do not lose! i win! i win!!!

tamamen al pacino'nun adı, karizmasıyla bizim türk seyircisinin gözünde büyüyen abartılmış ve basit bir film slife5r ve meja hikayesi için dandik kalır. ben slife5r'nin isterse (bkz: perry mason) kadar iyi bir avukat olacağını düşünüyorum:))

ecnebi seyirci de doğru düzgün sevmez, icsellestirmez bu filmi. inanmayana imbd'deki yorumlar ortada.

sözlük gündeminin gerginliğine gönderme var, ben anladım.
ilk defa bir gerginligin çıkış noktasına hakimim. heyecanlıyım, gururluyum.

ben bu sözlük kavgalarına neden hep böyle fransız kalıyorum. halbuki tribünde oturup "vur. vur. gözüne vur gözüne" "ne bekliyon lan gap zopayı idir beynine" diye slogan atmayı pek bir sever(d)im.
alışkanlıklarımı yitiriyorum demek ki. tatil beldesi beni de gevşetmiş demek.
not: tarafların her birini ayrı ayrı "teşçi" ederim. tarafsızlığımdan taviz vermem.

akıllarda tek bir soru: meja melting'e ne etti?
abi derin dedikodu lobisi biliyo her şeyi de bize söylemiyor.
başıma geleceklerden korkmasam tespit edip sızıcam içlerine ama çok sakat. yattığım yerde kahve içerken adım 31ciye çıktı. bunlar ağır toplar, o deryaya dalarsam içinden çıkamam.

rica ediyorum bana da gerektikçe ufak bilgi kırıntıları fırlatın.

başrolden biri belli de diğeri için * yarışma düzenlenmesi gerekir çok talep var.

en sevdiği günah ''kibir'' di

kaos severlerin sevdiği tarzda bir başlık olacağını düşünüyorum. karından konuşmak yok. direkt nick verilmiş. üçüncü kişiye üstü kapalı laf sokma var. geçmişten gelen ama yenilerin bilmediği bir gerginliğe dayandığı biliniyor. bu da, olaydaki gizem etkisini arttırıyor.

son zamanlarda yaşanan dandik kaoslara kıyasla çok daha iyi bence. gustosu var bir kere. daha önce edindiğim tecrübelerden ötürü, tarafsız kalıp, dışarıdan izlemeyi tercih edeceğim. iki kadın tartışırken taraf olmak, taraflardan biri birinci derece yakının değilse, yapılabilecek en tehlikeli şey çünkü bence. çekirdekler müessesemizin ikramıdır. dağıt oolum arkadaşlara.

taaam ikiniz de alacam.dööşmen artık benim için..

geçmişteki olayın acaba lucifer vakası ile alakası var mı.
"sen lucifer'i savundun"
"savunmadim çıkar göster "