1.
aamir khan'ın başrolünde oynadığı, hiçbir zaman 3 idiots ve p.k kadar popüler olmamış ve olamayacak bir bollywood filmi.
film 2005 yılında yayımlanmıştır. çok popüler bir film değildir. belki popüler olmamasının nedeni; dokunduğu konunun keskinliğidir. çünkü; eğitim sistemini eleştiren film yapmak veya dini eleştiri barındıran film yapmak, hiç bir zaman kölelik sistemine eleştiri yapmak kadar cesurca değildir. çünkü kölelik; sömürü düzeninin elindeki en büyük iş gücüdür. ismi değişmiştir, ancak sömürü sistemi hala devam etmektedir.
bu film, 1947 yılında gerçekleşen hindistan 'ın özgürlük mücadelesinden yaklaşık 90 yıl önce bastırılan ilk ayaklanmanın hikayesidir. hindistan'ın özgürlük mücadelesinin ilk kıvılcımını anlatan bir yapıttır.
gerçek hayattan uyarlanan bu film, hindistan halk kahramanı mangal pandey'in 30 yıllık yaşamının son 4 yılını konu almıştır. bu kahraman askerin onur ve özgürlük mücadelesini ders niteliğinde işlemiştir.
filmi ana hatlarıyla incelediğimizde; mangal pandey bir asır sonraki nesille konuşuyormuş hissi uyandırır izleyenlerde. dönemin sömürü gücü ingiltere'nin, hindistan'ı sömüren karakolu konumundaki ingiliz doğu hindistan şirketi emrinde asker olan mangal pandey, inançsal bir kriz sonucu özgürlük mücadelesinin kıvılcımını ateşler.
köleliğin, yoksulluğun ve ezilmişliğin toplumsal kabul gördüğü bir toplumda, özgürlüğü anlatabilmek çok zordur. çünkü toplum; yaklaşık iki asırdır alışılmış bir mahkumiyeti özümsemiştir. bu yüzden özgürlük hareketini dinamik hale getirmek için bazen söz değil, kan gereklidir. ve bu dökülen ilk kan, kahramanımız mangal pandey'in kanıdır.
mangal pandey, başlattığı hareketin belki sonucunu görmemiştir ancak; hareketin takipçileri, yaklaşık bir asır sonra pandey'in bıraktığı mirası, mahatma gandhi'nin özgürlük hareketiyle taçlandırmıştır.
film birçok noktaya vurgu yapmaktadır. özellikle bir sahnesi vardır ki bende yeri ayrıdır. köle bir hintli fahişe ile, şirket adına hala askerlik yapmakta olan pandey'in bir diyaloğu çok çarpıcıdır.
pandey; "siz bedenlerinizi beyaz adamlara satmaya devam edin" der.
fahişe ise cevaben; "biz sadece bedenlerimizi satıyoruz. siz askerler ise ruhunuzu satmışsınız!" diye cevap verir.
gerçek anlamda filmi özetlemek gerekirse, yukarıda alıntıladığım diyalog; filmin en çarpıcı diyaloğudur. bazen amaç yüklemeden yaplan tercihler, belki de kişinin görünmeyen gerçek düşmanıdır. düşman teşhis edilmiş olsa, onu alt etmek kolaydır. ancak teşhis edilemeyen düşman, her zaman daha tehlikelidir. aslında diyalog iki kölenin arasında geçen bir diyalog idi. köleliğinin farkında olan ve köleliğinin farkında olmayan iki kölenin diyaloğu idi. pandey, fahişe kölenin gözünden kendini tanımlayabildiği için başkaldırmıştır. belki de bu karşılıklı birbirini suçlama olmasaydı; pandey, hiçbir zaman gözünü açamayacak, kabullenilmiş köleliğine devam edecekti.
devamını gör...