tommy wiseau'nun yazıp yönettiği, 2003 yılında gösterilen amerikan filmi.
johnny, nişanlısı lisa ile san francisco'daki bir kasaba evinde sessizce yaşayan başarılı bir banka yöneticisidir. bir gün, tüm çekincelerini bir kenara bırakarak johnny'nin en iyi arkadaşı mark'ı baştan çıkarır. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
johnny, nişanlısı lisa ile san francisco'daki bir kasaba evinde sessizce yaşayan başarılı bir banka yöneticisidir. bir gün, tüm çekincelerini bir kenara bırakarak johnny'nin en iyi arkadaşı mark'ı baştan çıkarır. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "flyyoufools" tarafından 26.01.2021 22:32 tarihinde açılmıştır.
1.
tarihin en kötü filmi olarak bilinen 2003 yapımı film. en kötü olmasıyla ünlenmesi sonucu kendisine has bir hayran kitlesi oluşturmuş, bu hayranlar tarafından kült film olarak değerlendirilmiştir. hala özel gösterimleri yapılmaktadır.
2017 yapımı, james franco'nun yönettiği ve her şeyin merkezindeki tommy wisseau'yu canlandırdığı the disaster artist filminde de bu filmin hikayesi anlatılır. yani o kadar kötü bir filmdir ki yapılışına dair başka bir film çekilmiştir.
"i did not hit her, it is not true, it's bullshit, i did not hit her, i did nooot.
oh, hi mark!"
imdb sayfası
2017 yapımı, james franco'nun yönettiği ve her şeyin merkezindeki tommy wisseau'yu canlandırdığı the disaster artist filminde de bu filmin hikayesi anlatılır. yani o kadar kötü bir filmdir ki yapılışına dair başka bir film çekilmiştir.
"i did not hit her, it is not true, it's bullshit, i did not hit her, i did nooot.
oh, hi mark!"
imdb sayfası
devamını gör...
2.
gizemli eve taşınan ve başlarına gelmedik kalmayan çift/aile filmlerinden ayrılan, biraz mistik hatta fantastik öğeler barındıran ve insanoğlunun tatmin olma duygusunu sınayan bir film.
çok güzel bir fikir ile başlayan fakat kendi topuğuna sıkan bir film. çok daha mantıklı davranabilecek olan oyuncularımız resmen bir ergen gibi düşünüp karar verdiği için mantık hataları ortaya çıkıyor. sonuç olarak izlenebilir fakat izlerken mantık algılayıcınızı devre dışı bırakmanız tavsiye edebilir.
çok güzel bir fikir ile başlayan fakat kendi topuğuna sıkan bir film. çok daha mantıklı davranabilecek olan oyuncularımız resmen bir ergen gibi düşünüp karar verdiği için mantık hataları ortaya çıkıyor. sonuç olarak izlenebilir fakat izlerken mantık algılayıcınızı devre dışı bırakmanız tavsiye edebilir.
devamını gör...
3.
yapımcı, yönetmen, senarist ve başrolde tommy wiseau'nun kombo yaptığı şahane bir kötü film.
kötü filmlerin en iyisi ve en iyi kötü film olarak anılagelmesi boşa değil. drama olmasına rağmen bünyede 'dünyayı kurtaran adam' izliyormuş hissi yaratır.
konudan kopup 'daha katü, daha abes, daha cringe ne olabilir acaba' hissiyle izlemeye devam edilir.
hani biri vasat bir olayı bok gibi anlatır da anlatılandan bağımsız olarak anlatıcının anlatamayışına gülersiniz ya aynen öyle bir durum.




hele şu üçüncü görseldeki amerikan futbolu topu yok mu, en iyi yardımcı oyuncu oskarını bu film ile almadı ya daha da başka bir filmde alamaz. o ne içli içli top oynamalardır arkadaşlar, seyirlik ve ibretlik doğrusu.
top döndürme sahnelerini canınız sıkıldıkça açın izleyin, antidepresan etkisini kesinlikle fark edeceksiniz.
kötü filmlerin en iyisi ve en iyi kötü film olarak anılagelmesi boşa değil. drama olmasına rağmen bünyede 'dünyayı kurtaran adam' izliyormuş hissi yaratır.
konudan kopup 'daha katü, daha abes, daha cringe ne olabilir acaba' hissiyle izlemeye devam edilir.
hani biri vasat bir olayı bok gibi anlatır da anlatılandan bağımsız olarak anlatıcının anlatamayışına gülersiniz ya aynen öyle bir durum.




hele şu üçüncü görseldeki amerikan futbolu topu yok mu, en iyi yardımcı oyuncu oskarını bu film ile almadı ya daha da başka bir filmde alamaz. o ne içli içli top oynamalardır arkadaşlar, seyirlik ve ibretlik doğrusu.
top döndürme sahnelerini canınız sıkıldıkça açın izleyin, antidepresan etkisini kesinlikle fark edeceksiniz.
devamını gör...
4.
çok kötü film, izlediğim en kötü filmlerden birisi.
her şeyi kötü, oyunculuklar, diyaloglar, sahneler, müzikler ve sahnelerin uyumsuzluğu, replikler her zerresi kötü, bu film o kadar kötü ki hayranları oluşmuş, bu kötülüğü çok iyi olarak nitelendirip hayran olmuşlar. çok kötü o yüzden çok iyi falan diyorlar.
saygı duymak lazım tabii.
üç beş arkadaş toplanıp filmin kötülüğüyle dalga geçmek için izlenebilir, onun dışında asla tavsiye etmiyorum.

şu oylamaya bakın, bazıları 5 bazıları 1 vermiş. öyle bir film.
her şeyi kötü, oyunculuklar, diyaloglar, sahneler, müzikler ve sahnelerin uyumsuzluğu, replikler her zerresi kötü, bu film o kadar kötü ki hayranları oluşmuş, bu kötülüğü çok iyi olarak nitelendirip hayran olmuşlar. çok kötü o yüzden çok iyi falan diyorlar.
saygı duymak lazım tabii.
üç beş arkadaş toplanıp filmin kötülüğüyle dalga geçmek için izlenebilir, onun dışında asla tavsiye etmiyorum.

şu oylamaya bakın, bazıları 5 bazıları 1 vermiş. öyle bir film.
devamını gör...
5.
bir gece yarısı, elinde 6 milyon dolar nakit parayla hollywood'a düşen ve ben film çekeceğim diye tutturmuş bir adamın hikayesi bu. tommy wiseau'nun aşk, ihanet ve amerikan rüyası hakkındaki bu kişisel vizyonu, gerçek manada felaket ile sonuçlanan sahnelerle dolu. johnny karakterinin "oh hi mark" diyerek girdiği her sahnede, sinema sanatının sınırları bir kez daha zorlanıyor.
filmin çekim süreci, final ürün kadar absürt. wiseau'nun hem dijital hem de 35mm filmle paralel çekim yapma takıntısı, set ekibinin kabusu olmuş. san francisco manzarası için stüdyo zeminine elle çizilen fonlar, özellikle çatı sahnelerinde kendisini ele veriyor. meşhur çiçekçi kız diyaloğunun 7 gün boyunca çekilmesi ise wiseau'nun mükemmeliyetçiliğinin(!) kanıtı gibi duruyor.
müzik seçimleri de filmin ruh halini mükemmel yansıtıyor. aynı jazz parçasının defalarca çalması, romantik/erotik sahnelerdeki garip r&b ezgileri, başlı başına bir masterpiece.
öte yandan ucube olarak değerlendirilebilecek replikler, zamanla fenomene dönüşmüş. "i fed up with this world" gibi gramer hataları, "you're tearing me apart, lisa!" repliğinin beş farklı sahnede aynı tonlamayla tekrarı, "anyway, how's your sex life?" gibi rastgele diyalog girişleri...
(bkz: why lisa why)
set arkası hikayeleriyse filmin kendisinden daha komik. greg sestero'nun anlattığına göre, wiseau bir sahnede daha az sevimli oyna diye bağırıyormuş. bir başka gün ise, bu karakterin motivasyonu... bilmiyorum, diyerek oyuncuları salıvermiş. özellikle futbol sahnesinin neden sadece pantolonlarla oynandığı ise hala bir sır.
netice itibariyle filmin kült statüsüne ulaşması kaçınılmazdı. sinema salonlarında seyircilerin kaşık fırlattığı gece gösterimleri, the room filminin nasıl çekildiğini anlatan james franco'nun the disaster artist filmiyle hollywood'un dikkatini çekmesi... wiseau ise tüm bu ilgiyi beni anlamıyorlar diyerek karşılıyor.
filmin çekim süreci, final ürün kadar absürt. wiseau'nun hem dijital hem de 35mm filmle paralel çekim yapma takıntısı, set ekibinin kabusu olmuş. san francisco manzarası için stüdyo zeminine elle çizilen fonlar, özellikle çatı sahnelerinde kendisini ele veriyor. meşhur çiçekçi kız diyaloğunun 7 gün boyunca çekilmesi ise wiseau'nun mükemmeliyetçiliğinin(!) kanıtı gibi duruyor.
müzik seçimleri de filmin ruh halini mükemmel yansıtıyor. aynı jazz parçasının defalarca çalması, romantik/erotik sahnelerdeki garip r&b ezgileri, başlı başına bir masterpiece.
öte yandan ucube olarak değerlendirilebilecek replikler, zamanla fenomene dönüşmüş. "i fed up with this world" gibi gramer hataları, "you're tearing me apart, lisa!" repliğinin beş farklı sahnede aynı tonlamayla tekrarı, "anyway, how's your sex life?" gibi rastgele diyalog girişleri...
(bkz: why lisa why)
set arkası hikayeleriyse filmin kendisinden daha komik. greg sestero'nun anlattığına göre, wiseau bir sahnede daha az sevimli oyna diye bağırıyormuş. bir başka gün ise, bu karakterin motivasyonu... bilmiyorum, diyerek oyuncuları salıvermiş. özellikle futbol sahnesinin neden sadece pantolonlarla oynandığı ise hala bir sır.
netice itibariyle filmin kült statüsüne ulaşması kaçınılmazdı. sinema salonlarında seyircilerin kaşık fırlattığı gece gösterimleri, the room filminin nasıl çekildiğini anlatan james franco'nun the disaster artist filmiyle hollywood'un dikkatini çekmesi... wiseau ise tüm bu ilgiyi beni anlamıyorlar diyerek karşılıyor.
devamını gör...
"the room (2003)" ile benzer başlıklar
2003
4