flyyoufools yazar profili

flyyoufools kapak fotoğrafı
flyyoufools profil fotoğrafı
rozet
karma: 1430 tanım: 139 başlık: 57 takipçi: 29

son tanımları


extras

ricky gervais ve stephen merchant eseri komedi dizisi.
film setlerindeki figüranların hayatına odaklanırken her bölüm ünlü bir oyuncuyu da konuk ediyor. aynı ikilinin bir başka eseri olan the office dizisini beğenenler bu diziyi de epey beğenecektir. bu dizi de the office gibi başkaları adına utanma duygusuyla izleniyor; hatta belki the office'ten daha çok yaşatıyor bu duyguyu.

bölümler adını konuk aldığı ünlülerden alıyor:
1.1 - ben stiller
1.2 - ross kemp & vinnie jones
1.3. - kate winslet
1.4 - les dennis
1.5 - samuel l. jackson
1.6 - patrick stewart

2.1 - orlando bloom
2.2 - david bowie
2.3 - daniel radcliffe
2.4 - chris martin
2.5 - ian mckellen
2.6 - jonathan ross
ve son bölümü the extra special series finale.*

imdb
devamını gör...

smaug

the hobbit film üçlemesinde benedict cumberbatch tarafından başarıyla canlandırılmıştır.

devamını gör...

tarihi yargılıyorum

2007 yayım tarihli gündüz vassaf kitabı.*
vassaf bu kitabında tarihi benim de kafama takılan yönleriyle ele alıyor. tarih okumayı çok sevsem de bu alanda zihnimi kaşıyan iki husus var. bunlardan ilki tarihin çoğu zaman güçlüler ve kazanarak baskın gelenler tarafından yazılmış olması. ikincisi ise tarih yazıcılarının dürüstlüğünün ne ölçüde güvenilir olduğu.


sf. 37
"tarihte yeni kimlikler oluştukça, kimliklere uygun tarihler uyduruluyor. eski kimlikler unutturuluyor."

sf. 43
"bristol üniversitesi'nden john vincent, tarihin kazananların tarihi olduğunu hatırlatırken şu çarpıcı örneği verir: roma imparatorluğu'ndan kalan dokümanların %90'ı, imparatorluğun hristiyanlığı benimsediği döneme ait. o yüzyıllardan nelerin günümüze ne kalacağını paganlar kararlaştırmış olsaydı, roma tarihi diye bugün bildiklerimizin kaynağı bambaşka kayıtlardan oluşacaktı."

vassaf aynı zamanda tarihin ne kadar manipülatif olabileceğine ve kitleleri yönlendirmek adına nasıl kullanılabileceğine de vurgu yapıyor. gelişim çağımızda öğrencisi olduğumuz eğitim kurumlarında bize çoğunlukla savaşların tarihi öğretildi. ezbere bilmemiz gereken tarihlerin çoğu savaşlar ve o savaşlar sonrası yapılan antlaşmaların tarihlerinden oluşuyordu. barış dönemleri hakkında ise neredeyse hiç konuşmadık. vassaf burada gandhi örneğini veriyor. ona takılan "barış savaşçısı" lakabında dahi vurgulanan savaşçı dili eleştiriyor. yazarın barış dönemleri ile ilgili verdiği örneklerden bazıları şu şekilde:


sf. 81
"çin, her ülkeden önce icat ettiği barut, pusula, önlü arkalı yelken sistemi, donanması ve askerleriyle dünyayı fethedebilecekken ming imparator zhu di, bu seyahatlerden dönen donanmasını yakıp çinlilere deniz aşırı seyahati yasaklar. imparatorluk konfüçyüs öğretisinin etkisiyle 600 yıl boyunca içine kapanır.
neden?
neden gücü olduğu halde emperyalizmi benimsememiş bir ülke gerçeğini tarih bilincimizde baş tacı etmezken, picasso'nun barış güvercinine konacak yer bulamamanın karamsarlığına kapıldık?"
sf. 82
"türk-yunan düşmanlığı ebediyen varmış gibi, kaçınılmaz bir olguymuş gibi gösterilir. iki halkın anadolu'da bir arada bin yıla yakın yaşadıkları, bizans, selçuklu ve osmanlı imparatorluklarının tarihinin tozlarında örtülü bırakılır; günün husumetle beslenen siyasi dinamik ve çıkarlarına ters düştüğünden, bu hoşgörülü yaşamı mümkün kılan koşullar örnek gösterileceğine göz ardı edilir."

son olarak vassaf'ın kitapta sorduğu "biz mi savaşıyoruz? bizi mi savaştırıyorlar?" sorusu üzerine verdiği bir örneği paylaşmak istiyorum:


sf. 119
"hakem düdüğüyle biten bir futbol maçı gibi, tam sabah saat 11'de birinci dünya savaşı bitmiş. bir ingiliz askerinin günlüğünden:
'onuncu saatin son saniyesinde ateş kesildi. bir alman askeri savaşın son dakikasına kadar ingiliz cephesini makinelisiyle taradı, saatin dolmasıyla siperinden dışarı tırmandı, miğferini çıkardı, eski düşmanları önünde nazikçe selam verdi ve arkasını dönüp gitti.'"
devamını gör...

intihal

tdk. aşırma.
yaygınlaşan dijital paylaşım platformları ile yepyeni cepheleri açılan eylem; sosyal medya, içerik ve haber paylaşım portalları gibi. sözlük gibi platformlarda bireysel araştırmalarımız sonucu girdiğimiz bilgi içerikli entryler aslında her birimizi gönüllü birer içerik üreticisi yapıyor. işte bu noktada her birimiz için intihale maruz kalma tehlikesi doğuyor. örneğin twitter'da aslı size ait olan bir tweetin başkası tarafından atılıp sizden daha fazla etkileşim alması dahi bir intihal.
hatırlayanlar olacaktır, stumbleupon diye çok güzel bir web sitesi vardı. her stumble tuşuna bastığınızda sizi önceden belirlediğiniz ilgi alanları doğrultusunda yeni bir web sitesine yönlendirirdi. ben de burada ilgimi çeken içerikleri hiçbir edinim sağlamadan ve birkaç farklı ek kaynaktan faydalanarak türkçeleştirirdim. bunu da o zaman aktif kullanıcısı olduğum sözlükte kaynaklarımı belirterek paylaşırdım. bir gün yine ilgimi çeken bir konuda bir içeriğe denk geldim. öncesinde herhangi bir türkçe portalda yayınlanmış mı diye kontrol ettim. yayınlanmadığını görünce de yine birkaç farklı kaynaktan olayı araştırıp olayı her yönünden ele alan uzunca bir entry paylaştım.
birkaç hafta sonraydı sanırım bir sosyal medya platformunda bir arkadaşımın konuyla ilgili paylaşımını gördüm. paylaşım, beş sene önce şimdikinden daha ünlü bile olsa hala ünlü sayılabilecek bir içerik paylaşım platformuna aitti. "aa," dedim, "benden farklı biri de denk gelmiş."
onun konuyu nasıl ele aldığını görmek için içeriği açtım. cümlelerimi birebir kopyaladığı yetmezmiş gibi kaynak olarak da beni değil, entrymin sonunda gösterdiğim kaynakları yazmıştı. çok da önemli değil zira bu tarz gönüllü içerik üreticiliği yaptığımız platformlarda yazdığımızda bunları da göze almış oluyoruz bir nevi. ancak yine de insan üzerinde hatırı sayılır bir zaman ve emek harcadığı ve karşılığında hiçbir edinim sağlamadığı bir şeyin üzerinden, başkası onu sadece kopyalayıp yapıştırarak bir edinim sağladığında kötü hissediyor; enayi gibi işte.
devamını gör...

ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler

tarihçi simon burrows'a göre kraliçe marie antoinette tarafından hiçbir zaman söylenmemiş cümle.
kraldan para sızdırmak isteyen ingiliz dolandırıcılarının iftira dolu broşürler basıp krala şantaj yaptıklarını, kralın bu broşürleri satın alıp imha ettirdiğini, ancak kayıt meraklısı bir saray bürokratının broşürlerin metnini kopya ettiğini ve isyancılar bastille'i bastıklarında kopyaları bulanların bu sözleri halk arasında yaydığını ifade etmiş burrows. **
devamını gör...

evelyn beatrice hall

voltaire'e atfedilen, “fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm,” sözlerinin sahibidir.
hall bu sözü, 1906 yılında yazdığı voltaire biyografisinde* onun fikirlerini özetlemek amacıyla yazmıştır.
bu sözü hatalı atfeden onlarca yazar şu adresten görülebilir.
devamını gör...

pentagon'un paylaştığı ufo görüntüleri

tanımlanamayan cismin piramit şeklinde oluşu ile giza piramitlerinin uzaylılar tarafından yapıldığını savunan komplo teorisyenlerini heyecanlandırmış gelişme. zecharia sitchin hayatta olsaydı piramitlerin dünyaya düşmüş veya iniş yapıp orada kalmış birer uzay gemisi veya marduklulara ait bir çeşit kompleks olup olmadığını araştırırdı.
devamını gör...

mitolojik kitap önerisi

karen armstrong'un mitlerin kısa tarihi kitabı. mitolojik okumaya yeni başlayacaklar için konuyu özet geçen güzel bir kaynak.
devamını gör...

flamingo

(bkz: allı turna).
dünya üzerinde bulundukları yerler aşağıdaki haritada görülebilmektedir. yolu sarımsaklı, ayvalık veya gömeç'e düşenler için de güzel bir sürprizdir ayrıca çünkü çoğu kişi bu yerlerde flamingo göreceğini tahmin etmez. ancak o sürpriz de pek kalmayacak gibi çünkü sarımsaklı'da bir hafta önce gördüğüm flamingo sürüsü sayıca çok azdı. gömeç tarafında ise göç yollarının sonradan üzerine inşaat vs. yapılmak üzere çöplerle* doldurulması yüzünden neredeyse hiç rastlanılmamaya başladı. yazık.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ekran koruyucu

eski tip ekranlardaki şu tarz fosfor yanıklarını engellemek amacıyla kullanılan yazılım.
bu yanıklar ekranın uzun süre aynı görüntüyü göstermesi sonucu oluşur ve ekran kapansa dahi yanık oluşan yerlerin görüntüsü ekranda kalırdı. bunu engellemek amacıyla monitörlerin kullanılmadığı zamanlarda ekrana dinamik görüntüler getiren bu yazılım geliştirildi.
günümüz teknolojisindeki kullanım amacı ise gizlilik veya estetik amaçlıdır zira yukarıda bahsettiğim sorun modern ekranlar için geçerli değildir. bu isim de artık bir yazılımdan çok akıllı telefonların ekranları üzerine yapıştırılan koruyucu tabaka için kullanılmaktadır.
devamını gör...

geraskofobi

büyümeye ve yaşlanmaya karşı duyulan sürekli veya anormal korku.
devamını gör...

opsimath

çalışmaya ve öğrenmeye hayatının geç dönemlerinde başlayan kimse.
antik yunan dilinde "geç" anlamına gelen opse ve "öğrenmek" anlamına gelen manthano kelimelerinden türetilmiştir.
devamını gör...

polymath

birden fazla branşta ehil olan kimse. dilimizde hezarfen ve polimat olarak da kullanılır.
bu tanıma tarihten aristoteles, ömer hayyam, leonardo da vinci, rene descartes, wilhelm leibniz, benjamin fraklin gibi insanlar örnek gösterilebilir.
devamını gör...

philomath

öğrenmekten ve okumaktan haz duyan kimse.
antik yunan dilinde "sevilen" anlamına gelen philos ve "öğrenmek" anlamına gelen manthanein* kelimelerinden türemiştir.
devamını gör...

kaybolur

kendisi kadar güzel bir klibe sahip soft analog şarkısı.

devamını gör...

zeytin ağacı

antik yunan'da kutsal sayılan ağaç. çoğunlukla devlet malıydı; dolayısıyla ne kesilebilir ne de yakılabilirdi.
athena ile poseidon, atina'nın yönetimini üstlenmek amacıyla bir rekabet içindedir. zeus, insanlığa en değerli ödülü veren hangisi olursa yönetimin de onun eline geçeceğini söyler. bunun üzerine poseidon, üç dişli mızrağını akropole saplayarak tuzlu bir göl oluşturur. athena ise şehirde bir zeytin ağacı yetişmesini sağlar ve bu bitkinin insanlığa olan sayısız faydasını anlatır. böylece rekabetten galip çıkarak atina'nın yönetimini eline alır.
tanrıçanın o vakit yerden fışkırtmış olduğu kökten çıkan on iki filize m.ö. 5. yüzyılda hala tapıldığı söylenir.
devamını gör...

bir ömer hayyam rubaisi bırak

"bilge, yüce varlığın seyrine dalar;
gafil ise onda dostluk düşmanlık arar.
deniz, deniz olduğu için dalgalanır,
çöpe sor, hep onun içindir dalgalar."
devamını gör...

şarkı olmuş şiirler

pir sultan abdal'ın geçti dost kervanı şiiri. sayısız sanatçı tarafından seslendirilmiştir.
benim en sevdiğim söylenişi ise mizan'a ait.
devamını gör...

neron

m.s. 37 ve 68 yılları arasında yaşamış, roma’nın beşinci imparatoru.***

çocukluğu akli dengesinin bozukluğu ile bilinen imparator caligula’nın yanında geçmiştir. caligula’nın ölmesinden sonra tahta claudius geçince neron’un annesi agrippina kocasını zehirleyerek öldürmüş, amcası claudius’la evlenmiştir. sonrasında claudius’un öz oğlu britannicus’un da kuyusunu kazmış ve claudius’un kızı ile oğlu neron’un evlenmesini sağlamıştır. böylece neron roma imparatorluğunun yasal varisi haline gelmiştir.

imparatorluk yaptığı ilk yıllarda herkes onun ne kadar iyi ve hoşgörülü olduğundan bahsetmiştir. öyle ki neron arenada kan dökücü yarışmalar düzenlenmesini yasaklamış, ölüm cezasını kaldırmış, vergileri düşürmüş ve kölelerin haksızlığa uğramaları durumunda mahkemelere başvurabilmelerini sağlamıştır. senatonun bağımsız karar verme yetkisi artırılmış, atletizm, şiir ve tiyatro yarışmaları düzenlenmeye başlanmıştır. ancak annesinin ölümünden üç sene sonra karısını öldürtmüş ve yavaş yavaş değişmeye başlamıştır.

roma’yı yaktığı söylenir; ama yakmamıştır. tarihçi tacitus’a göre yangın sırasında neron, roma’ya elli altı kilometre uzaklıktaki antium’dadır. ama yangını bir fırsat olarak görmüş, küle dönen roma şehrini yunan mimari anlayışına göre yeniden kurmuş; bu sırada da roma’nın üçte birini kaplayan bir altın ev* yaptırmıştır. bu sarayın yapımı için hem halkın bazı bölümünün topraklarına el konulmuş hem de halktan ağır vergiler toplanmıştır.

kendisine karşı çıkarılan ayaklanmalar sonucu aralarında seneca, lucanus ve petronius’un da olduğu 18 kişiyi ölüme göndermiştir. ancak bir yerden sonra bu ayaklanmaları durduramaz hale gelmiştir. hatta ayaklanmalara gülüp geçmiştir çünkü önceliği her zaman tiyatroda oyunlar oynayıp kendini alkışlatmak, yarışmalarda boy göstermek olmuştur.
68 yılında senato tarafından galba imparator, neron ise halk düşmanı ilan edilmiş, neron da roma’dan kaçmak zorunda kalmıştır. ölümü hakkında kendisini azatlı bir köleye öldürttüğü veya kendisini öldürdüğü iddiaları olsa da net bir şey söylenememektedir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim