#ödüllü filmler
1988 yılı abd yapımı film,milan kundera'nın aynı adlı kitabından uyarlanmıştır. film dilimize 'varolmanın dayanılmaz hafifliği' şeklinde onaylanmıştır. doktor olan thomas'ın evli olup aynı zamanda da bir metresi vardır. ülkesine sovyetler'in saldırısıyla kurduğu bu düzen bozulacaktır. imdb: 7,3/10.
film 2 dalda oscar'a aday olmuştur.
*bafta ödülleri 1989
bafta film ödülü en iyi senaryo - uyarlama
*boston film eleştirmenleri derneği ödülleri 1989
bsfc ödülü en iyi görüntü yönetmeni
en iyi erkek oyuncu
daniel day-lewis
*film bağımsız ruh ödülleri 1989
bağımsız ruh ödülü en iyi görüntü yönetmeni
*ulusal inceleme kurulu, abd 1988
nbr ödülü en iyi on film
*ulusal film eleştirmenleri birliği ödülleri, abd 1989
nsfc ödülü en iyi film
en iyi yönetmen
*bafta ödülleri 1989
bafta film ödülü en iyi senaryo - uyarlama
*boston film eleştirmenleri derneği ödülleri 1989
bsfc ödülü en iyi görüntü yönetmeni
en iyi erkek oyuncu
daniel day-lewis
*film bağımsız ruh ödülleri 1989
bağımsız ruh ödülü en iyi görüntü yönetmeni
*ulusal inceleme kurulu, abd 1988
nbr ödülü en iyi on film
*ulusal film eleştirmenleri birliği ödülleri, abd 1989
nsfc ödülü en iyi film
en iyi yönetmen
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "unutulandeliadam" tarafından 23.02.2021 16:59 tarihinde açılmıştır.
1.
varlığın dayanılmaz hafifliği 1988 amerikan drama filmi, aynı adı taşıyan 1984 romanının milan kundera tarafından uyarlanması. senaryoyu jean-claude carrière ile birlikte yazan philip kaufman tarafından yönetildi ve daniel day-lewis, juliette binoche ve lena olin'i canlandırdı.
filmi pek beğenmedim açıkçası. kurguda baya bir sıkıntı var. bir buçuk saatte rahatlıkla anlatılacak hikayeyi 3 saate yaydıkları için film baya sıkıyor. üstelik hikaye bir yerde varmıyor. tavsiye etmem.
filmi pek beğenmedim açıkçası. kurguda baya bir sıkıntı var. bir buçuk saatte rahatlıkla anlatılacak hikayeyi 3 saate yaydıkları için film baya sıkıyor. üstelik hikaye bir yerde varmıyor. tavsiye etmem.
devamını gör...
2.
1988 yapımı philip kaufman filmi. prag baharı, 68 sovyet işgali gibi gerçek toplumsal olaylar üzerinden, poligamik bir doktor ile ona aşık monogamik bir kadını izliyoruz. varolmanın toplumun içinde erimek ve kaybolmak mı, yoksa yığına rağmen kendin olabilmeyi başarmak mı olduğuna dair enteresan fikirleri olduğunu söyleyebilirim. şu an yaşadığımız zamanda olan ukrayna işgalini de düşünürsek, bu ruslar her daim bir yerleri işgal ediyorlar galiba. filmdeki tek kusur ise, yazarın ve senaristin beğendiği karakterleri müthiş katmanlı, beğenmedikleri ve tü kaka ilan etmek istediklerini karikatürize tip halinde sunmaları oldu bana göre.
devamını gör...