öne çıkanlar | diğer yorumlar

başlık açılmamasına şaşırdığım bir truman capote kitabıdır. tiffany'de kahvaltı şeklinde başlık açınca da filme yönlendiriyor.(bkz: breakfast at tiffany's)
titiz editörlere bu bilgiyi de vereyim.

kitabı okurken hissettim ama sonraki araştırmalarım da gerçekten de beat'e göz kırpan bir tarzı olduğunu ortaya koydu. capote daha ziyade güney gotiği (bkz: southern gothic) denen türde yazıyor olsa da anladığım kadarıyla tiffany'de kahvaltı ile kendi bibliyografisinin dışına çıkıyor. 1940-1970 en üretken olduğu dönem ve ikinci dünya savaşısonrası bir süreci deneyimlediği için, amerikan halkının bireyselleşmesi ve medyanın önem kazanması, kapitalizmi merkeze alan bir yaşamın yükselişi gibi durumlar yazınını etkiliyor.

bu kitap ise holly golightlyisimli "kaçık" bir kadının yaşamından bir kesit sunan bir novella.* kitabı da chatgpt karakteri bana benzetti diye okudum bu arada :d başta holly ile kendim arasında bir benzerlik kuramamış olsam da, sayfalar ilerledikçe manasız bir melankoli ve şefkat ile benzerlikleri yakaladım.

holly gerçekten derinlikli bir karakter.
en başta karşımıza çok da ünlü olmayan hoppa bir oyuncu olarak çıksa da, hikaye ilerledikçe onun acılarına ve açmazlarına da bakma imkanı buluyoruz. köksüzlük holly'nin en temel problemi. bağlanma arzusu ile çatışan özgürlük arzusu hayatın içinde savurup duruyor onu.


sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi.


inanılmaz ben bir cümle bu ve yakınlık teklifinin getirdiği dehşetli kaçma arzusunu ve boğuculuğu holly kadar iliklerimde hissediyor ve onu anlıyorum. çocuk gelin olması, ailesinden ve hayattaki tek yakını olan, içtenlikle yaklaşmak isteyebileceği tek insan olan ailesinden koparılmış olması sevgi karşısındaki kaygısını anlayabilmemiz için çok yeterli. bir vahşi kedi holly.


holly "sakın bir yabaniyi sevmeyin bay bell", diye ona öğüt verdi. "dok'un yaptığı yanlışlık buydu. eve durmadan yabani şeyler taşıyordu. kanadı incinmiş bir şahin. bir kez, ayağı kırılmış kocaman bir vaşak getirdi. kalbini bir yabaniye vermemelisin: onları ne kadar çok seversen onlar da o kadar kuvvetlenirler. en sonunda ormana kaçacak kuvveti kazanırlar. ya da bir ağacın en tepedeki dalına uçarlar. sonra daha yüksek bir ağaca. sonun bu olur bay bell. eğer kendini yabanıl bir şeye kaptırırsan, sonunda gökyüzüne bakakalırsın.


holly de belki de çaresiz ve yaralı iken, 14 yaşında alındığı kafesten kaçarak şehre yerleşiyor, gerekli kuvveti kazandığında.

dedikleri de çok doğru. vahşi hayvanları serbest bırakmak için sevmek lazım. sonsuza dek birlikte olunmayacağını bilerek. hiçbir zaman bunun özrünü dilemek ve ağırlığını hissetmek zorunda kalmayan bir vaşağa ne kadar imrendiğimi anlatamam. bir bar taburesi üstünde kendini aklamaya çalışırken, sarhoş bir vaziyette ve bütün kalma çabasında, holly'i görebiliyorum ve vahşi bir hayvanı seyreder gibi, yüzümde ufak bir tebessümle izliyorum onu.

bazı insanlar böyledir.
taparlar vahşi şeylere. bir hobidir bu, daha vahşi olanı, daha egzotik olanı bulana dek beslerler. hapsederler ve tüm vahşi doğayı ellerinden almaya çalışırlar vahşi şeylerin. vahşi şeylerle sevgi bağı kurmak zordur. karşılık alma umuduna kapılmadan sevmeyi başarırsan, bir ihtimal karşılık alabilirsin. bazı vahşiler hayatımızdan geçip gitmek için vardır. şansımız varsa tekrar karşılaşırız onlarla ve ufak bir baş selamı veririz. sonra yine ayrılmak için birkaç kelime ederiz. ve yollarımıza gideriz.


sana söyledim, bir gün nehrin kıyısında karşılaşmıştık. hepsi bu. ikimiz de özgürüz. birbirimize hiçbir zaman söz vermedik. hiçbir zaman...


yine de tüm bunlar, birlikteliği özgürlükle takas etmiş gibi davranmak, yalnızlığı maskelemekten başka bir şey değil gibi geliyor. acısını duymamak için mantıklı bir hava vermek, çirkinliği ile karşılaşmamak için süslemek gibi, özgürlük sosuyla. oysa gerçek özgürlük kalmak isteyeceğin yerleri de seçebilmekle alakalı. sonuçta insan ne olursa olsun, kendisine zincirli.


buradan kapıya gitmek senin dört saniyeni alır. ben sana iki saniye veriyorum.


devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tiffany'de kahvaltı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim