tostun malzemelerini milimetrik ölçülerle koyan tostçu

elini korkak alıştıran tostçudur. sucuğu öyle bir dilimler ki elinde cetvel var sanki milimetrik ölçmüş. kaşar peyniri desen; o kadar ince kesilmiş ki tut karşıya her şey şeffaf bir şekilde görünüyor, transparan peynir olmuş. tost mu yiyoruz yoksa içine malzeme koklatılmış boş ekmek mi belli değil.

onemli olanin boyu degil islevi oldugunu bilen dostcudur,yok ya o yoksa baska birsey miydi ne...

sucuk ve kaşar peyniri fiyatlarının -hileli olanları saymıyorum- everest'in tepesine ulaştığı dönemde hak verilebilecek tostçudur. fiyat artışı yerine içindeki malzemeden kısması anlaşılabilir.

ayrıca para ile satılan tostlardan yemeyiniz. zira yenecek olanları çok pahalı olmalı. ucuz olanlardan uzak durun. evde kendiniz yapın. *

amaç olarak hiç malzeme, çok para mantığıyla çalışan sistemdir. özellikle okul kantinlerinin vazgeçilmezidir.

ayrıca, aman aman, malzeme falan yoktur o tostta. vereceğiniz parayı ağzınıza atınız, en azından çiğneme hissiyatı ile beyninizi bir süreliğine tokluk niyetine kandırabilirsiniz.

içi boş tost satılan bu devirde, hiç de şaşırmadığım durum.

bunun için özel mikroskobik cihazlar olduğunu bilmiyorum demeyin.

kimyagerlerden daha çok madde ölçümüne vakıftır

(bkz: amedeo avagadro bak işine)

yurtta kalırken arkadaşlardan biri kantinciye ‘bu sucuğun geri kalanı nerede?’ diye sorduğunda ( çünkü sucuk zar gibiydi, o kadar ince kesmek de gerçekten beceri) , ‘kalanı evinde’ karşılığı vermişti kantinci.
öğrencisin diye aç da gezer zihniyeti olduğu müddetçe, yakında tost satmak yerine, tost kokusu da satarlar.

sucuğu havaya şöyle bir tuttuğunda arkasını görmüyor ise, o tosttan zarar ettiğine inanan tostçudur.

mikroskobik ölçülerde koymadığına dua ettiğimiz tostçudur.

dünya poğaçacılar birliğinin yılmaz bir neferi olduğuna dair bahse girebileceğim kişi.

bunlar birlik kararlarını uyguluyorlar. peynirli poğaçaya eser miktarda peynir, zeytinli poğaçaya bi' bakımlık zeytin, çikolatalı bisküviye cımıcık çikolata ve kaşarlı tosta bıdık kadar kaşar... senelerdir değişmeyen bu yazılı kanunlarına karşı da son derece sadık olduklarını söylemeden geçmeyeyim tabii.

yine de nedense kantin ya da çay ocağı tostları pek tatlı gelir insana. belki de o kadar alıştık ki kazıklanmaya, bundan tat alır olduk milletçe, kim bilir...

okul kantini işletmecisidir. bir tosttan 50 lira alamayacağını bilir. zar inceliği gerçek birimidir. salçayı sulandirmadan sürmez.