trans bireylere servisi reddeden işkembeciye hapis cezası

buradan
bence hapse tıkılmaları gerekiyor. ulan bu ülkede hapse girmek çok zor, hapse sokmamak için her türlü bahane bulunuyor.

ülkede arada güzel şeyler oluyor dedirten haber.

saldırmasaymis cezasiz yirtarmis ama iste o saldiridan ceza almis.

toplumun bir kesimini kimlikleri dolayısıyla ayrımcılığa, aşağılanmaya maruz bırakırsan cezanı çekersin. olumlu gelişmedir.

mutlu eden bir haber.

eğer saldırı varsa doğru karar. eğer saldırı olmasaydı, işletmenin de özel bir mülk olmasından ötürü "istediğine hizmet verir istediğine vermez" diyebilirdim. gözünün üstünde kaşı var der vermez çorba, mekan onun çorba onun.

edit: özel mülkümde ayrımcılık yaparım, yapıyorum. buradan da kendimi ihbar ediyorum.* teşekkürler.

edit 2: zaten aldıkları cezanın sebebine bakınca "maddi bütünlüğüne kast edildiği" için bu cezayı almış, "ayrımcılık yapıyor" diye değil.

edit 3: ilgili maddenin, iddia edilen kısmı şöyledir;

“(1) dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;
a) bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,
b) bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,
c) bir kişinin işe alınmasını,
d) bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse

burada ekonomik etkinliği yapan ilgili iki taraf kastedilmemektedir. ekonomik etkinliğe karışan üçüncü bir taraf için cezai işlem uygulanmaktadır. yani özel işletmenin sahibi bu eylemi gerçekleştirirse değil, bir çalışanı işverenin rızası dışında bu eylemi gerçekleştirirse suç teşkil eder.

ayrıca istanbul barosu'ndan alıntı; ''cinsel yönelim, etnik köken, sendika gibi farklı nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan bireylerin maddenin korunması altında olmamasıdır." bu kısımda da belirtildiği üzere cinsel yönelim gerekçesiyle ayrımcılığa uğrayan müşteki, sanığın 122. maddeden dolayı ceza almasını sağlayamaz.kaynak

edit 4: ilgili kısımda nefretin soyutluğu tartışılmaktadır, burada tartışılan ise daha bu kısma gelemeden öncesidir, yani amiyane tabirle "kişinin şikayet edilebiliritesi"dir. kaynak belli zaten herkes kendi açsın, okusun. bir kere youtube'da 3 gün 3 gece tartışma yürütmüştüm, 200 küsür yorum olmuştu; burada da 5 sayfa entry girmenin lüzumu yok şimdi, o yüzden kısa kesiyorum.

özel mülk olması işletmelere ayrımcılık yapma hakkı vermez. "gözünün üstünde kaşı var" deyip hizmeti kesemezsiniz, anayasal suç işlemiş olursunuz. apartman komple sizin olsun, "trans kiracı kabul etmiyorum" demek hukuken suçtur.

yani saldırıdan bağımsız olarak ceza alırsınız. haberiniz olsun, ırkçılığı, ayrımcılığı normal, yasal birşey sanmayın.

bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (tck m. 122/1/d) engellenmesi nefret suçu dahilindedir ve 3 yıl hapis cezası vardır. tazminat da ödersiniz.

hatırlatma: bu arkadaşlar da türk ceza kanunu’nun 122. maddesi'nden yani ayrımcılıktan ceza almışlardır.

ek: verilen kaynakta, "ceza verilemez" demiyor, nedensellikte sıkıntılar yaşanıyor" diyor. cinsel yönelime yönelik ayrımcılığın cezasız kalabilmesinin, (kalmasının değil!) anayasaya aykırı olduğu da vurgulanıyor buyrun:


bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını işletme sahibi engelliyorsa, o ceza alır. örneklerde ceza alımamasının sebebi “engellemenin sayılan farklılıklara duyulan nefret nedeniyle işlendiği” ispat edilememesidir. yine aynı kaynaktan.

yani sen ayrımcılığını açık açık ilan edersen, yasa uygulanırsa ceza alırsın, ama ilan etmeden ayrımcılık yapıp, ifadede asıl nedenin bu olduğunu inkar edersen, kanıtı zordur, şahit yoksa almazsın.

ha şimdi bu kararla 122'den emsal de var. daha rahat verilecek bu cezalar.
istanbul barosundan aynı kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr/H...

yeter ki dükkana müşteri gelsin trans mrans önemli değil.

hakettiğini bulmuş.

altı üstü çorba içecekler. dükkanları batasıcalar.

bu trans birey olayı öyle bir geri tepecek ki. bunu hak, hukuk ,özgürlük ,ayrımcılık vs açısından bakan herkes bu bakış açısından pişmanlık duyacak. referans olarak bu günkü batıyı alırsanız ne demek istediğimi anlarsınız. çok değişik bir gelecek bizleri bekliyor.

aşağıdakiler artık batıda çok sık görülen olaylar. dilden kaldırılmak istenen kelimeler; kadın, anne, erkek, baba vs. kısacası cinsiyet. başlangıç mağduriyet ile çok masumdu ve herkes destekledi ama artık olan bu.

60 yaşında pedofil transbireyin köpek pornosu

doğum yapan transbireyin kendisine anne diyen hastane personelini eleştirmesi

arkadaşımız konuyu özel mülk olarak yorumlamış ama konu ticarethane. yani özel değil, bu kısmı öncelikle düzeltelim. ticaret yasalar ile sınırlandırılıp vergiye tabidir. özel mülkünde ne yapıyorsan yap, o çok ayrı bir olay.

bu ülkede neden bir canlıya saygı yok yahu? transmış peh, senin geleceğini çalan er ya da hatun kişisinden daha mı kötü. ne kötülüğü dokundu sana mesela? toplum ahlakını mı bozuyor? nasıl bir ahlak ki bu her gördüğünde bozuluyor çin malı mı yoksa sizin ahlakınız?

askere gitmeden milli olmak bizde, anadolunun ücra köşesinde hayvanlara hallenmek bizde ama ne hikmetse toplumumuz çok ahlaklı. kaldı ki ahlak dediğimiz şey bu kadar da sığ yapıda değil, bakmayın benim bunu anlattığıma.

mesela bir trans birey var biz ona yaşam hakkı verdik ve muhteşem bir kalp cerrahı oldu sen ona ameliyat olmayacak mısın?

-allah kulumdur diye yaratmış bizimkiler kendi kıçlarının b.kuna bakmadan insan beğenmiyor. s.ktiğimin ikiyüzlüleri.

bir vakit sık sık uğradığım işkembecinin böyle bir ceza alması karşısında hayrete düşürendir. kadın müşterilere öncelik vermemiz yönünde talimat aldık demiş olsaydı ceza almazdı emekçi garson. işin kurnazlığı ve dalgası tabii bu.

ciddili bir laf etmek gerekiyorsa...bu trans konusu iki ucu sakızlı değnek. ağlak türbanlı bacı moduna her an geçebilecek ve ilelebet mağdur modunda olanlar da var. çalışma hayatında ya da olağan bir sosyal hayat kurmak konusunda engellenip berbat yaşamlara zorlanan translar da var.

olayda geçen meşhuuuur birey ise birinci gruba daha çok uyuyor. aktivistliğiyle, panelleriyle, sosyal medya çığırtkanlığıyla pek siyasi ve popi biri. siyasal islam gibi bu aslında doğal durumun "siyasal trans" hali de mevcut. kabataş geldi aklıma bu haberi okuyunca benim. iş öyle über boyuta da varabilir gibi bu gidişle.

doğu türkistanda müslümanlara işkence yapanlar serbest, zenciye ayrımcılık yapanlar koltuğunda oturmaya devam ediyor, avmlere romen halk sokulmuyor. yani sözün özü ayrımcılık bu kadar genel ve üst düzeyken kendi restoranıma (bebekli insanları almayanlar bile varken) lgbt birey alıp almama kararını verme özgürlüğüm olmalı diye düşünüyorum.

yok ya üzgünüm, dükkanına öyle istediğini alıp istediğini almama gibi bir lüksün yok. dükkan orası dükkan kimse senin evine zorla girmiyor. hayır napıyor bu insanlar çocuğunuza tecavüz mü ediyor, ananızı bacınızı mı öldürüyor ne bu nefretiniz mk. hayır yukarıdan biri de şey demiş avrupaya bakın sonumuz çok kötü olacak. aynen kanka ya avrupa çok kötü baksana ondan bu kadar mutlular. lan adamlar kendi parasını ona katlayıp senin yaşadığın yere gelip sana bok muamelesi yapıyor gelmiş burada hala avrupaya bakın sonumuz kötü olacak diyor ya ahaha allahın ezikleri geleceğin boomerları yolunuz kapalı olsun.

sosyal baskı bu. temeline indiğinde sorunun, saygı çıkıyor karşımıza. tercihlere, herhangi bir canlı veya cansız varlığa saygı yok. bir kap çorba koyacaksın hizmetinin karşılığını alacaksın. memlekette herkes bi bok sanıyor kendini. hapis değil ama 1 yıl hiçbir işyerinde çalışmama cezası daha uygun olurdu, anlardı öyekileştirilmeyi herhalde.

bu postmodernizm özgürlük getirecekti güya. şimdi, bildiğin insanlık suçu olan ayrımcılığa saygı bekler oldu dünün mağara insanları. efendim o da onun görüşüymüş, saygı göstermeliymişiz, dükkanına lgbti almama özgürlüğü varmış... bu adamları garipseyen ve onlara karşı duran bizim gibi naif tipler de tahakkümcü oldu. alın size mis gibi postmodern facia.
gözünüze sokmayı bir onur sayarım ki, lgbti bireyler herkes kadar hak sahibidirler. onlara satış yapmamak özgürlük değil faşizmdir. sizin kokuşmuş kafa yapınıza değil saygı göstermek, nefes aldırmak bile dünyaya ihanettir.

memlekette adaletin işlediği günler de oluyormuş dedirten hadise.

2 sezondur otele tatile trans çiftler geliyor. bir gün yardım için âl'a cart'de yardıma giderken masaları ile ilgilenmem gerekti.
servis sonu dediler ki!
2 senedir buradayız resepsiyondan garsonuna barcısından misafirine herkes ya birşeyler söyledi veya tuhaf baktı. siz neden sıradanmışız gibi davrandınız? diye sordular.

dedim ki: hayatta her insanın iki ağacı vardır: biri mutluluk ağacı, diğeri ise hüzün ağacı. hangi ağacı sularsan, öyle meyveler yersin.
ben insanlık ağacı syluyorum! ne olduğunuz umurumda değil insan olmanız yeterlidir.

önce insan olalım. bırakın tanrı kendisi kişiyi günahları ile sınasın.

adamın özel mülkiyeti, şakir'e çay yok diyebilir yani.