türkiye'de akıllı insanın çok zeki insanın çok az olması

içinde bulunduğumuz durumun özetidir. kimle konuşsan akıllıdır ama zeka parıltısı yok denecek kadar azdır. özellikle devlet sektöründe çalışan insanlarda bunu farkedebilirsiniz. problemlere çözüm bulmakta zorlanırlar ve buldukları çözüm de yarım yamalaktır, pek bir işe yaramaz. çünkü çözümleri pratik ve ilerisini görür nitelikte değildir. o yüzden atatürk için çok büyük ifadesini kullanıyoruz belkide. atatürk'teki vizyonun ve problem çözme becerisinin onda biri bile çoğumuzda yoktur maalesef ve bu durumu hissetikçe deli oluyorum sözlük.

başlık biraz karışık olmuş* ama ne demek istediğinizi anlayabiliyorum.

saçma önermedir. tersi kabuldür. özellikle genç nesil bir şeye kafa yormayı sevmez niteliktedir, keza istese zehir gibidir.

buna şunu da ekleyelim:
"türkiye'de zekilerle muhatap olmanız için hiçbir şeye ihtiyacınız yoktur. ama aptallarla muhatap olmak için diplomanızın olması gerekir."

doğru önermedir.

akıllı insan sisteme adapte olur, zeki insan ise sistemin ta kendisidir.

insanlar akıl kullandığında bi sonuç göremiyor. 4 üniversite mezunu insanlar bile işsiz, saygı görmüyor, emeğinin karşılığını alamıyor. bı yüzden insanlar saldı.

devlet sektöründe çalışan her insan akıllıdır. ama aklını milletin yararı yerine kendi cebinin yararına kullanmayı tercih etmektedir. benim düşünebildiğim mantıklı çözümleri onlarda elbet düşünüyor ama bu çözümler onların ultra zengin olmamalarını sağlar.

atatürk zeki olmak ile birlikte vizyonunun bireysel değil toplum millet odaklı olmasıdır.

zekanın doğuştan gelen bir özellik olduğu söylenir. insan salak iken sonradan akıllı olabilir. ama sonradan da zeki olunmaz.

ben hariç diyerek katıldığım genellemedir. ben her ikisiyim. ayrıca türkiye'de 3 mütevazi insan gösterilecekse üçüncüsü değil birincisiyim.

çok konuşmaz zekî insanlar, az bilinirler bu yüzden.

akıllıdan kasıt sinsiyse evet bizde akıllı bol. insan kazıklamayı "ticari zeka" sayan insanlar varken işimiz zor. zeki insanların da değeri bilinmiyor maalesef.

buyrun o çok az kısım benim.*

bakalım tünelin ucu nereye çıkacak?*
zeki insan da ziyadesiyle var ama; bu insanlara imkan tanınıyor mu?
aranan zeki insan; dünya düzenini değiştirecek veya yaptığı işlerle ülke ekonomisine, refahına vs . katkı sağlayacak insan ise o işler için faunamız biraz bozuk sanırım.ekolojik olarak yenilenme sürecine girmek şart.*

(bkz: her şey çok güzel olacak)
ama ne zaman ?

kişisel kanaatim sebebinin eğitim ve sistem olduğudur.

doğru.
zeki insanlara sahip çıkalım lütfen onlar gelecek pırıltımız.

bu ülkenin zeki, ahlaklı ve akıllı insanları aksine azdır.
türkiye ; sıra bekleyen insanların önüne geçmeyi, sürekli dilenci gibi bir şeyleri bedavaya getirmeye çalışmayı, otobüse dolmuşa kaçak binmeyi, trafikte emniyet şeridinden gitmek gibi uzayıp gidecek ucuz kurnazlıkları akıllılık sanan kocaman bir şark kurnazları topluluğudur.

cehaletin en şaşalı, en hayasız, en parlak dönemini yaşadığı bu zamanda ülkede akıllı çok insan var demek hiçte akıllı, zeki insanın ne demek olduğunu bilmediğinizi gösterir.

eskiden akılli insanlar çoktu diyebiliriz belki.
lakin günümüz ülkemizde zeki ama akılsız anlayışsız nesil söz konusu.

akıllı olmak ve zeki olmak açıklanmaya muhtaç. aslında bir motorlu araç düşünelim. biri kırmızı renk ferrariye gitmez sarı olmalı der ama kimse ferrari modellerinin son hızı atıyorum saatte 400 km değil diyemez.

zeka da aynen böyle. zeka ölçümü için kullanılan testlerin zekayı ölçmede ne derece başarılı olduğunu bir kenara bırakalım ama kabul etmek zorundayız ki zeka nicel olarak ölçülebilir.

peki söz konusu akıl olduğunda akıllı olmayı nicel olarak ölçmek mümkün müdür.

insanın yaşadığı çağa ve yaşadığı topluma göre , yaşadığı coğrafyaya göre farklı davranışları olduğunu ve akıllı olmanın buna uygun davranmakla ilgili olduğunu düşünüyorum.

normal bir insan kimsenin geçemediği bir çölü geçmek için yola çıkarsa ona akıllı diyemeyiz ama kimsenin geçemediği çölü şans eseri geçen bir insan olduğunda bu onu tarihe de geçirebilir.

ben tarihçi değilim. tarihi kaynaklardan araştırmadım. sadece kulaktan dolma olarak yavuz sultan selim’in sahra çölünü geçtiğini biliyorum.

hatta bilmem kaç yıl sonra onun geçişi sırasında yağmur yağdığı ve öyle geçtiği söyleniyor. bu doğru bir bilgi mi bilmiyorum ama doğru ise acaba şans eseri mi gerçekleşti yoksa dönemin bilim insanları bunu önceden tespit edip yavuz sultan selime ilettiler ve o da ordusu ile çölümü geçti merak ediyorum.

özetle akıllı olmak göreceli ama zeka değil.

son tespitte 89 puan ile ülke olarak zeka puanında gerilemişiz. bunun nedenini tartışmak çok gerekli değil.

akıllı olmak bencilce sadece ve sadece kendi çıkarını gözetmek değildir. sizin çıkarınız ancak diğerleri ile belli bir ölçüde birleştiğinde anlamlıdır.

zeka sahibi olanlar bu makası daraltmaya uğraşır açmaya değil.

birbimizin zekasını kıskanıyor ve birbirimizi aşağı çekmeye çalışıyor olabiliriz