türkiye'de lider olmaması sorunsalı

gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde gerçek anlamda cumhurbaşkanı adayı olacak bir kişi göremiyorum. türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi de etkili lider azlığı, ya bir tane çıkıyor 20-35 yıl iktidar kalıyor yada hiç olmamasından dolayı ülke ekonomik sıkıntılar içine giriyor. koalisyonlar, ittifakların bu ülkeye zarar verdiği çok açık olduğu belli iken hala muhalefetin tek başına iktidara oynama korkaklığı nereden geliyor diye merak etmiyor değilim.

(bkz: alternatifi yok olsa vermeyik)

(bkz: ekrem imamoğlu)
(bkz: mansur yavaş)

yani laf olması için yazmıyorum ama hiç lider olmasaydı bundan daha kötü olmazdı.

neden ittifak ve koalisyondan korkuyoruz. zaten halk demek bu çeşitliliğin bütünü demek değil midir bir nebze?

lider olsa zaten, çıkıpda vaadler savurmayacağını düşündüğümdür..
çünkü lider insan üstün karaktere sahip kişidir bana göre..

o zaten, içgüdüsel olarak hep doğru olanı tercih eden, hızlı kararları doğru zamanda doğru hesaplayabilme yeteneği olandır, dolayısıyla bu yeteneği de ihtiyaç duyulduğu anlarda, hallettiği sorunlarla, "yarattığı" faydayla, yetkisini ve kaynakları nasıl değerlendirdiğiyle, insiyatifini nasıl kullandığıyla, zaten kendini gösterecek olandır..

lider ortaya çıkıp da bağırmaya gerek duymaz, insanları çağırıp toplamaya gerek duymaz, zaten takip edilir.. arkasından yürünür..
mansur yavaş ve ekrem imamoğlu bu anlamda göz dolduruyor evet ama benim radarımda iki millet vekili var

*burcu köksal
*ali mahir başarır

inşallah liderlik yapabilecekleri yerlere gelebilirler

yanlış tespit.

recep tayyip erdoğan liderdir, ama iyi siyasetçimi tartışılır. haklı bir isyan bence. hep cidden kitleleri arkasına toplayacak bir vizyona sahip olup hem güzel bir nebze de olsa halka yararlı siyaset yapacak lider yoktur.

bu bahaneye ayrı bir hayranım lider yok . yahu kaç tane lider gördünki kaç tanesını ne yaptı ne gördün böyle ahkam kesıyorsunuz insanların algıları ile oymayın artık. ben şu partiliyim de bizde bilelim.

türkiye'de muhalefet olmaması sorunsalı diye düzeltilmesi gereken başlık.

lideri gectim uc tane akli selim siyasetci yok.bu konuda o kadar düsmüsüz ki, selahattin demistas'tan medet uman bir kesim var.

(bkz: mustafa kemal atatürk)

liderlikle patronluk sıfatlarının karistirilmasindan ileri gelir. patron olmak için yanip tutusanlar lider konumuna getirildiginde ülkenin her türlü tasarruf yetkisini kendine bağlaması kaçınılmazdır.(bkz: patron paramız yok)

prompter'ı kapat bakalım şu meşhur, tapılan lider ne oluyor. her şey bir pazarlama ve yeteri cilalama ile lider haline gelebilir bu ülkede, eğitim şartı dahi gerekmeden.

doğru tedavi uygulamak için doğru teşhis koymak lazım. bir siyasetçinin düzgün olması, müthiş potansiyele sahip olması fazla oy alacağı anlamına gelmez. halkın dinamikleri çok farklı. rte kabul edelim ya da etmeyelim bu dinamikleri iyi kullanıyor. toplumun büyük kesimini bir potada toplayabilmiş bir lider. onun şansı, karşısına bu dinamikleri kullanabilecek kalibrede bir figür çıkmamış olmasıydı.

ben şu an karşısında seçimi alabilecek tek adayın imamoğlu olduğunu düşünüyorum. nedenlerini sıralamayacağım ama tam da rte ile aynı özelliklere sahip.

uluslararası işletmecilik hocamız anlatmıştı. bir grup turist amazon ormanında yürürken yollarını kaybetmiş. önde giden rehber şuradandı buradandı derken doğru yolu bir türlü bulamamışlar.

derken turistlerden biri en yakındaki ağaca tırmanmış ve aşağıya bağırmış, " beyler yanlış ormandayız!"

bu hikayeden kim ne anladı bilmiyorum ama adalet ve kalkınma partisi 2002 de iktidara geldiğinde avrupa birliğine tam üye olacağız dedi.

bugun ise natodan ayrılma olasılığı ciddi ciddi gündem olabiliyor. diyeceğim lider, parti başkanı veya bürokrat değildir. genel başkan papağanı hiç değildir.

sayın babacan ve sayın davutoğlu, siyasi gelecekleri için aman ağzımızın tadı bozulmasın ali rıza bey demek yerine şimdi söylediklerini 10 yıl önce söylemiş olsalardı 10 yıl + 120 milyar dolarımız (minimum) vardı.

mansur yavaş öldü de haberimiz mi yok?

liderlik, kitleleri yönetebilme yeteneği elbette güzel kolaylaştırıcı bir unsur ancak ben uzlaşı kültürünün benimsenmesi, kadroların ve meclisin ön planda olmasını daha önemli buluyorum. böylece deneme yanılma politikasının önüne geçilebiliyor ve denetleme mekanizmaları daha aktif oluyor. türkiye'de böyle bir sistem bir avrupa ülkesine göre nizami işlemiyor, işlemeyecek de biliyorum. çünkü her sistemde temelde insanın yapısı, niteliği ve niyetinin belirleyici unsur olduğunu hepimiz az çok gördük. bunun işlerlik kazanması için toplumdaki değişim ve dönüşüm ile niteliğin artması gerekecek, bu uzun süreler sonra sistemi çok iyi işleyecek nokataya getirecektir. burada asıl dikkat edilmesi gereken sistemde ısrar edip vazgeçmemek ve toplumun çok büyük bir kesimine benimsetmektir. yoksa bir lider gelsin bizi kurtarsın diye bakmaya devam edersek çağa uygun olmadığını söylediğimiz monarşilerden veya oligarşilerden bir farkımız kalmaz.

mevcut düzende selahattin demirtaş'tan daha iyisini göremediğim durumdur.

mansur yavaş da bu düzlemde gelecek vadetmektedir.

gel gelelim erdemli kitap fuarında konuşma yapan ali demirsoy'a. kendisi sözlerini bitirirken hem güldürmüş hem de düşündürmüştür :

sizi atatürk bile adam edemediyse biz ne yapsak boştur.

(bkz: türkiye afganistan'dır)

türkiye en son liderini 1938'de gördü. ondan sonra daha hiç lider gelmedi.

nasıl yok yahu? hele ki yıllar yıllar süren rte liderliğinden sonra su kaplumbağası bile lider görünür insanın gözüne.