türkiye'de siyasetin ve bürokrasinin babadan oğula geçmesi

aslına bakarsanız bugün şikayet ettiğimiz birçok kronik problemin altında bu sorun yatıyor. ülke siyaseten adeta bir hanedanlık gibi yönetiliyor. farklı partilere mensup sözde vekiller tribünlere oynamak adına mecliste birbirlerine hırlıyor olsalar da dışarıda can ciğer kuzu sarmasına dönmelerinin tek sebebi de bu; hepsi bu çarpık düzenin çocukları. her ne kadar 1982 anayasasının 6. maddesi; "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" dese de bugün artık bu maddenin işlevselliği koca bir soru işaretidir. siyasette ve bürokraside kademelerin babadan oğula geçmesi yıllardır süre gelen bir çarpıklıktır ve sistem, her seçim dönemi farklı gruplardan numune şeklinde serpiştirilen vekiller dışında dışarıdan gelen herkese kapalıdır çünkü paylaşılacak pasta sonsuz değildir. bu noktada, lon angeles başkonsolosu gülru gezer'in bir röportajında "ailemiz dışişleri bakanlığı'na 60 yıl kadar bir süredir hizmet veriyor" şeklinde yaptığı açıklama bu çarpık düzenin ifşası niteliğindedir. bu kadın ve ailesi nasıl bir başarıya imza atmış olmalıdır ki nüfusunun büyük bir bölümü genç olan 85 milyonluk bir ülkede bunların yerini alacak tek nitelikli insan çıkamamıştır. halk adına çözüm çok basittir. çekirdek ve geniş ailesinde siyaset yada bürokrasi de yer alan hiç kimse tekrar devlet kademelerinde görev almamalıdır. küçük bir devlet memuru bile birkaç yıl sonra bulunduğu bölümde kendisini kral ilan edebiliyorsa bu kişilerin bulundukları kademelere ne denli zarar verebileceğini varın siz düşünün.

koltuğu ele geçiren siyasetçi yada bürokratın ölene kadar koltuğunu bırakmaması sonucu gerçekleşen adeta bir sülük gibi halkın sırtından inmek bilmeyen ve babadan oğula geçen sömürge çeşitidir.

devlet bu kadar güçlü olursa olacağı budur. sauron 'un yüzüğü gibi onu bi kez tutan herkes bi daha bırakamıyor.

devlet hastanesi, fabrikası, okulu, bankası vs her şey devlete ait. amerika'da devlet hastanesi diye bir şey mi var?

çok doğru bir hede. bir tekirdağ mv. var 3-4 kuşaktır mv.lik yapıyorlar.