türkiye'de sürücülerin en çok yaptığı hata

hatalı sollama.
hiç bir kurala uymaya niyeti olmayan sürücülerin ısrarla sollama yapması.
arada da sollamayın, durun şeridinizde.
öteki şeritte bal yemiyorlar.

sinyal kullanmadan şerit değiştirme.

çok yapılan bir hata mı bilmem ama bugün sağ şeritte araç kullanırken sağ şeritte solladı biri beni. az kalsın çarpacaktı. bunun dışında en çok yapılan hatalardan biri de hatalı park etmek ve sinyal vermemek. gereksiz yere korna çalmak.

motorinin benzinin 20 küsür lira olduğu ülkede araç kullanmak

gerizekalı olmalarına rağmen araç kullanmaları.

kendisini sollayana levyeyle veya o da olmadı bagajdaki pompalıyla saldırmak.

izmirde(otobanda) en sol şeritte 20 ya da 30 ile giden andavallar derim, ve sinyal kolunu kullanmayı tercih etmeyenler. şahsıma makas atarken dahi sinyak veririm.

araç sürmek.

bir de ben yazayım: sinyal vermemek.

ben de başka bir şey yazayım. takip mesafesine uymamak.

özellikle istanbul'da, anayola katılım olan en sağ şeritte, boş görüp basa basa gitmektir. bu hareketten mütevellit çok kaza olur.

adım başı kamera olan d100 karayolunda adam gibi hız denetimi yapmayan, makas atana, sağlama yapana ceza kesmeyen devlet asli kusurludur.

devlet görevini yapmayınca bu havyanlar insanı çoluğuyla çocuğuyla giderken çileden çıkarıyor. 2 tane sıksak biz suçlu oluyoruz.

içinde kaç kişi olduğunu bilmediğin bir araca el kol hareketi yapıp sövmek.

beynini otobana akıtırlar sakin ve dikkatli olun.

motorlu araç kullanabildiğini zannedip trafiğe çıkarak kendinin ve çok daha önemlisi başkalarının hayatını tehlikeye atmak.

sinyali, yan şeritte geçmek istediği arabanın halen daha arkasında kaldığı vakitten verip aniden önüne kırmak.

sinyal veren aracı görmezden gelip gazı köklemek.

böyle durumlarda diyorum ki gir böyle yandan çat diye, o önden sarkan sigaralı kolunu arasın sonra.

çok iyi araba kullandığını zannetmek.

araç kullanmakla sınırlı olmaksızın, absürt bir tevekkül anlayışıdır.

memlekette değişik bir "allah korusun" zihniyeti var.
insanın başına durduk yere bir musibet gelmez, musibet geldiyse de ya sadaka vermemektendir, ya günahların kefaretidir.

herhangi bir aksilik çıkacağı, aksilik çıkana kadar gözardı edilir. çıkınca da takdiri ilahi denir.
arabanın camına "allah korusun" yazılır ama kemer takılmaz.

islam doktrinine göre de, tüm inanç disiplinlerine göre de çok yanlış bir düşünce bu.

bir müslüman neye inanır? tüm hayrın ve şerrin allahtan geldiğine, bunda sıkıntı yok.
eksik nerede? allah'ın, tüm fizik yasalarını da yaratan olduğuna inanma konusunda çok büyük eksik var.

yerçekimi, sürtünme katsayısı, hız, momentum, bir müslüman için allahın yarattığı yasalar.
bu yasalar ne diyor?
takip mesafesi korumaz isen kaza yaparsın diyor.
ıslak zeminde hızlı gidersen araba durmaz diyor.

insan bunları külli olarak allahın yarattığına inanıyorsa, bu hususların hepsine riayet etmesi gerekir.
cama "allah korusun" yazıp, fizik yasaları başka bir yaratıcının ürünü gibi fizik yasalarını gözardı etmek şirktir.
genel itibariyle hata budur.
araç kullanırken kemer takmamak, takip mesafesini korumamak, gereğinden hızlı gitmek, olası sonuçlara karşı salt "allah korusun" diyerek tevekkül etme durumu ile birleşiyorsa bu dolaylı bir ortak koşma oluşturur.

düzgün araba süren yok. durak önlerine göz göre göre park edenler var.

otomatik güncelleme yapmıyorlar, kaç gündür realtek ses kartı sürücüsü arıyorum.

sinyal vermemek. ankara'ya geldim, allah kahretmesin buradaki şoförlerin sinyal vermediğini unutmuşum. sinyal verin lan.

araba kullanırken telefona bakmak, sağa sola dönerken sinyal vermemek, yaya yolunda durana arkadan çarpmak vs