hata üzerine hata yapmak

uslanmaz insan davranışı. böyle diyince sanki az insanın yaptığı bir şeymiş gibi görünse de, bunu yapmayan insan olmadığını sanmıyorum. bazen yapılan bir hata, diğer bir hatayı doğuruyor.
hatalarla varız. hatasız, yaşamı öğrenmek imkansız gibi bir şey. yine de bilinçli ve başkasına zarar verme amaçlı hatalardan kaçınmak da elimizde. gerisine yapacak pek bir şey olmamakla birlikte, hatasız insanlık temennimdir.

hata üzerine yanlış yapmak diye düzenlemek istediğim başlık. ilk yapılan hata, ikinci yapılan yanlış, üçüncüsü ise tercihdir felsefesine inanan biri olarak iki veya daha fazlasının kişinin kendi isteğiyle gerçekleştiğini düşündüğüm olay örgüleri.

murphy yasaları'nın da hata üzerine hata yapmakta etkisini olduğunu düşündüğüm olay/lar zinciri. edward a. murphy: "eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir." ve "ters gidebilecek her şey, ters gidecektir." demiş. en sonunda da "eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, üzülmeyin geçer." diyerek son noktayı koymuştur. hay aksi, şarjım azalıyor.

şayet aynı hata ise 2.sine hata demek çok mümkün değil, zira 2 kere aynı hataya düşmek aptallık olsa gerek.. ya ilkinin hata olduğunu anlamamış yada artık o hata denen şeyi tercih eder hâle gelmiş demektir.

hepsini üst üste yapınca daha iyi oluyor bir anda aydınlanıyorsun taksit taksit yapsak daha çok zaman kaybı olurdu..

hata yapılır yapılmasına da bu konuda bazı noktalar var.
1- aynı hatayı tekrar tekrar yapmamak.
2- hata yaptığımızın farkında olmak.(ki bu önemli bir maddedir. insanların çoğu hata yaptığının farkına varmadan yaşıyor.)
3- nasıl olsa bir kere hata yaptım diyerek sonraki hatalara zemin hazırlamamak.
4- hata yapmamak.

ufak bir örnek anlatayım.

sene bilmem kaç. vize tarihleri açıklandı. bende vizelerin bittiği güne uçak bileti aldım. promosyonlu bilet. iadesi veyahut değişimi yok ama ucuz. benim için önemli olan ucuzluk. neyse sınav dönemi başladı arada 2 gün boşluk var. bi çıkayım 3-5 insan göreyim diye arkadaşların yanına gittim. ortamda muhabbeti dönerken birinin daha benimle aynı güne uçak bileti olduğunu öğrendim. oo dedim iyi bari beraber gideriz. uçak saat 4'te. 2 gibi çıksak yetişiriz. dedi ne 4'ü olum uçak 8'de. lan dedim benim uçak 4'te seninki nasıl 8'de. o zamanlar da tek firma var denizli'den tek firma günde 2 sefer. benim tersten aldığım ortaya çıktı tabi. istanbul denizli almışım ben bileti. denizli istanbul alacağıma. neyse küfür ede ede eve geldim. baktım fiyata yine aynı. saate baktım doğru saat. aldım bileti. maile gireyim de bir bilgileri kontrol edeyim dedim. lan bu sefer de 1 gün önceye almışım. o gün de 2 sınavım var. bu bileti de yakmış olmanın üzüntüsüyle oturup 4 saat boş duvarı izledim. üçüncü sefer bileti ev arkadaşıma aldırdım. benim gibi salaklık yapmadı.

o günden beri ne zaman uçak bileti alsam 86 kere kontrol ederim bilgilerini tarihini zartını zurtunu.

yanlıs yolda yürümek, dogru yolda beklemekten iyidir. bilincli olarak yapılmadıgı sürece insanı dogruya sevk edecek yanlıslar silsilesidir.

onların insanlığından şüphe edilir.

dumb and dumber

ınsanı yıpratır.

tüy dikmek.

geri dönüş yollarınızı kapatabilir.

ınsan olan hata yapar.

ooo en sevdiğim aktivite .

bir ıq testi mi yaptırsam acaba, aptal mıyım ben? hata üstüne hata yapıyorum allah kahretsin.
allah lafını ağzıma aldım nasıl bir utanç içindeyim anlatamam.
ağğğ.

çok can yakar.

sinir bozar. bok var sanki.

aklınızın biraz ağır çalıştığına dair şüphelerinizi yeşertir.

canım çikolata çekmişti aşağı markete ineyim dedim. beraberinde de bi kahve içerim diye de açtım kahve makinesini demlenmeye bıraktım. markete inince ulan cips mi alsam diye düşündüm düşündüm sonra da baharatlı cips aldım. yanına da bisküvi aldım neden bilmiyorum. eve gelince dedim "ulan çikolata almadık ki!" kahve de vardı, e napalım içecez diye cips eşliğinde kahve içip bisküviyi de sonrasında tatlı olsun diye yedim. kahve cipsle beraber bittiği için bisküviye kahve kalmadı ve tadı da çıkmadı. yeni kahve demlemeye üşenip suyla yedim, sıkıcıydı. en başından nasıl bu kadar boka sardı ben hiçbir şey anlamadım doğrusu. tadım kaçtı emenike. mistakes were made.