türkiye'deki teknokratik bir parti eksikliği

teknokraside zaten partiler bulunmuyor fakat hani bu tarzda bir hareket vs yok. ülke popülizmin içine gömülmüş bir sözde demokrasi/cumhuriyet ortamında yaşadığını düşünüyorum. atatürkün ileri görüşlü olduğu noktalar olsada yönetim biçimi açısından ileride çok rahat halkın manipüle edilmeye ve popülizme evrilmeye yatkın bir yönetim seçmesini yanlış buluyorum. şimdi birileri çıkıp sen kimsin de atamızı eleştiriyorsun falan demesin, gerçekler ortada, halka söz tanındığında olanlar ortada. demokrasi ve cumhuriyet ancak gelişmiş ve entellektüel düzeyi yüksek milletlerde başarıya ulaşır. söz konusu çoğunluğu monarşi ile yönetilen okuma-yazma oranı düşük olan bir halka bir anda cumhuriyeti/demokrasiyi getirmenin sonucu belli. keşke ileride kendisi vefat ettikten sonra istismara açık bir sistem bırakmadan sert yasalarla bazı önlemler alınsaydı. gerçi alınsada sonuç pek değişmezdi, devrimden önce halkı hazırlamak lazım, aksi haldde ne yapsan halk eskiye çeviriyor, çevirmesede olan sistemi yozlaştırıyor.

yok arkadaş bir tane bile yok, arkasında durabileceğim nadir değerlerden biri ama yok. milliyetçilik, dincilik,atatürkçülük, ulusalcı,ülkücü,komünist,liberali, hepsinin duracağı yer yada temsilcisi var ama teknokrasi isteyenlerin yok. tamam yapısı gereği parti yok ama bu sistemden teknokrasiye geçmek için bu sisteme uyarak parti kurmak lazım. gerçi kurulsa bile bizim halk popülizm, fanatizmi, kutuplaşmayı sevdiği için imkanı yok seçilmez. işte bu yüzden bazen acımıyorum millete, tek sorun bende içerdeyim.

hükümeti kurdurularak kapatılmaya çalışılmış eksiklik. 12 mart muhtırası'nın ardından naim talu, ferit melen ve nihat erim partilerüstü teknokrat hükümetler kurmuşlardır ancak pek işlevli olmamıştır bunlar*. özal'ın anap ile iktidarı da bir teknokrat hükümettir denebilir ilaveten*.