türkiye'nin kktc konusunda haksız olması

şapkayı önümüze koyup düşünmek gerekiyor. tamam bazı uluslararası konularda haklı olmamıza rağmen haksızlığa uğrayabiliyoruz, bazen lobicilik faaliyetlerine kurban gidebiliyoruz. ancak kıbrıs konusunda haksız olduğumuzu düşünüyorum bireysel olarak. kıbrıs barış harekatı oldukça haklı gerekçelerle başladı ve oldukça başarılı bi şekilde sonuçlandı, yapılması gerekiyordu ve yapıldı çünkü kıbrıstaki türkler tehdit altındaydı ama orada de facto bir devlet kurmak ve bu devleti dünyanın tanımasını beklemek boşa uğraşmaktır. karabağ meselesi ile hiçbir farkı yoktur. nasıl uluslararası kamuoyu karabağ'ı hiçbir zaman tanımadıysa kktc'yi de tanımayacak. ayrıca bölgenin etnik yapısını değiştirmek için türkiye'den kıbrısa türk taşımaksa uluslararası ceza hukukunda suçtur. kıbrıs'ın yerleşik nüfusunun büyük çoğunluğu rum'dur. bu yüzden en akılcı çözüm yolu tek bir kıbrıs cumhuriyeti altında eşit ve adaletli temsil ile birleşmektir.

kıbrıs'ın yarısını vermek akdeniz de bize daha az savunma alanı bırakmaktır. ayrıca kıbrıs'a hiç bir insan zorla taşınmıyor herkes kendi isteği ile okuyor, yerleşiyor. almanya yada fransaya yerleşmek gibi. hiç uyuşmadığım bir düşünce
ayrıca rum bir kesim çoğunluk görünüyor diye kıbrıs'ı bırakacak olsaydık mübadele yapardık, teslim ederdik ellerine anahtarı, kıbrıs barış harekatında.
ayrıca mustafa kemal atatürk'ün de şu sözlerini hatırlatayım:
efendiler, kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. kıbrıs'a dikkat ediniz. bu ada bizim için çok önemlidir...’’

güney kıbrıs, avrupalı devletlerin hazır askeri milliyetçi devletleri yunanistan'ı el altında tutulmak için tanındı kara kaşa göze değil, ayrıca akdeniz de önemli limanlara geçiş yolu üzerinde bulunduğundan dolayı herhangi bir politik yada cephe savaşı durumunda önemli bir aktarma konumu. ayrıca kktc'yi tanırlarsa rum diyarı kıbrıs hayallerinin tamamen bittiği anlamına gelecektir. kktc'yi bir devlet olarak tanımak bir daha saldırma haklarını elinden alır.