türkiye yakında ab'ye tam üye olacak

evet büyük resmi gördüm ve arttırıyorum. sikke sikke alacaklar arkadaşlar, siz parmağımda bitek alyans olan şu kardeşinize güvenin yeter.

(bkz: yazarların 2225 yılı için hayalleri)

ab üyelerinin türkiye'ye bakışı:


biz girsek onlar çıkar.
başka bir oluşum kurma çalışmaları saniyesinde başlar.
hiçbir zaman bizi kendilerinden görmediler ve görmeyecekler.
biz (özellikle de son 20 yıldır) onlara göre arap topluluğuyuz.
ne yazık ki, pek haksız da sayılmazlar.
ülkedeki araptaparlar o kadar çok ki...

ab ordusu kurulma ihtimalini düşünerek söylenmiş olsa bile boş bir umut. adamlar burayı avrupa'nın çöplüğü olarak görüyor.
siz hiç evde yiyecek bir şeyleri varken çöpe döktüğü pis şeyleri yiyen birini gördünüz mü?

yarıya üyeyiz zaten. düzenlemeleri, normları, tuvturk'u, çevre bakanlığı, internet kuralları, feminiti, veganı, hayvan sevicisi ... hepsini türkiye'ye enjekte ettiler, ensemizde boza pişirtiyorlar. sadece refahı, yaşantı özgürlüğü ve pasaportunun gücü yok.

amerikalılar, çinliler vb. nerden olduğumu sorduğunda "europe-adjacent" diyorum, acıyorlar.

bu saatten sonra beni ab kesmez ya abd'ye üye olalım.

hıncal uluç'un pazar fıkraları yazdığı, güzellik yarışması jürisi olduğu sabah gazetesi zamanlarından beri gördüğüm bir ifade. yaş moruk olunca, mülayim abimize öleceğini öğrendiğinden sonra çıkan piyango gibi bir tepki veresi geliyor insanın. kenef yaptırcam ab'ye girersek. neden diye sormayın.

"bir, barı açıyorum; iki, ayla'yla arayı düzeltiyorum; üç, babamı da yanıma alıyorum. olay bitmiştir."

her şey çok güzel olacak

sonuç: bir zamanlar fırtınalar estirirdim

ab ordusu için olabilir. ama avrupa ab ordusuna zaten şu anda türk gurbetçilerden 4000 euro maaş vererk asker alıyor.

türkiyeyi neden toptan alsınlar ki..

abd ve ab ekonomileri boka batıp ekonomik liderliği çin'e kaptırdıkları günden bu yana giderek eski köpek dişlerini dışarı çıkardı ve geçici bir süre gömdükleri faşizmi hortlatmaya başladılar.
buna rağmen avrupa'da halen çok güçlü bir damar var.
suçlu ya da değil, kaçmayan, bir yere gitmeyen, işinin başındaki bir belediye başkanının evine sabah saat 4.00'da baskın yapıp yatağındayken tutuklayan, kendi ordusuna "benim ordum" deyip muhalefet partisi liderine parmak sallayan parti başkanı cumhurbaşkanı tarafından tek adam rejimiyle yönetilen bir ülkeyi, herhalde aralarına almaz adamlar.
siz arkadaş ortamına sürekli hır çıkartan, karısına kızına çocuğuna küfreden birini çağırıyor musunuz?
not: beykoz belediye başkanı yolsuzluk yapmıştır ya da yapmamıştır. chp'liler masumdeğil bu konuda. ama ondan önce turgut altınok'un tutuklanması gerekmez miydi? adam belediye başkanı maaşıyla 1000 daire almış.

ay hadi inşallah.

ortadoğu'nun adı "enözhakikiavrupabirliği" diye değiştirlecek galiba..

düzene inanmış luayikçi ahmakların hayalleri.

kafanı kaldır, etrafına bak! tüm ürünlerin a.b ortak pazarı malı ya da patenti olduğunu görürsün. sırf bunu yapmak için asırlardır uğraşan batı, kölelesini kendi sofrasına oturtmaz.