uçak kaçırmış normal sözlük yazarları

istanbul trafiği yüzünden başıma gelen durum. allahtan bilette opsiyon vardı da ordan kurtarmıştım. sonraki uçuşlarım da 3 saat 5 saat önceden orda olmaya ve havaalanında beklemeye başladım.

(bkz: deniz gezmiş)

birgün çok acele işim var. trafik inanılmaz sıkışmış. taksiden inip yakınımdaki havaalanına koşturdum. kalkmak üzere olan bir uçağa bindim ve pilota sen kalk benim azıcık işim var dedim. neyse bizimki aman abi gecikme müşteriler bekliyor dedi. bu söz beni delirtti. ben de uçağı kaçırdım. sabah uyandığımda kan ter içindeydim.
tanım: bende bambaşka şeyler uyandıran başlıktır.

kardeşimin uçağını saklayarak dahil olduğum grup.
oyuncak ya, oyuncak.

henüz öyle bir çılgınlık yapmadım ama yapmak isteyenler benimle iletişime geçebilirler. hani yakalanırsak beraber hapse girelim en azından.

ben daha binmedim bile nerede kaçırmak. ayrıca kaçırdım diyelim bunu burada söyler miyim. söy le mem.

elde olan ya da olmayan herhangi bir durum nedeni ile uçak kaçırılabilir. uçağı kaçırma konusunda en büyük nedenlerden birisi trafiktir.

ben. silahla kacirdim, fidye istedim.

o da bir şey mi, yeni aldığım bileti taksit taksit ödüyorum hâlâ. bizimki acayip salaklık çünkü ucu ucuna gittik, check in falan da yapmadık, neyimize güveniyorsak. bazen öyle oluyor, boşluğuma geliyor sanırsam.

üniversite dönemlerinde aktarmalı bir uçuş sırasında hala zaman var diyerek bi karikatür dergisi alıp tuvalette takıldığım için kaçırmışlığım var. bir sürü de anons geçilmiş. benim rahatlığa bak haykü.

hayatta hicbir zaman gec kalmayan ben, kalkis saatini yanlis baktigim icin hemde turkiyeye gelirken, milletlerarasi ucagi kacirmistim ((((

ben iett otobüsünü kaçırmıştım ,tam durağa yaklaşmışım bir baktım otobüs hızla geçti..

fakir işi benimki ..

uçak kaçırmadım ama overbooktan binemediğim çok oldu.

bir kaç kez oldu.. (üç büyük kentimizde de en az bir kez uçak kaçırmayı başarabilmiş nadir kişilerden biri olabilirim.)
istanbul'da olan biri ilginçti ama. yeşilköy'ün faal olduğu yıllardı ve üç meslektaşımla bir hafta sonu -ki aslında maç için- gitmiştik. o gün kalıp ertesi gün akşam da dönmeyi planladık. güzel de bir rakı balık keyfinden sonra, ben onlardan ayrıldım. ertesi gün işlerim nedeniyle karşıya geçmem gerektiği için de, dönüş programını onların halletmesini kararlaştırdık. kısa süre sonra da hallettiklerini, benim başkaca hiç bir şeyle ilgilenmemi gerektirecek durum olmadığını konuştuğumuzdan, akşam uçuştan bir iki saat önce havaalanında buluşmak için anlaştık. ertesi gün iş yoğunluğundan, gün boyu başkaca bir görüşme de olamadı ve işlerden ancak uçuşa yetişebileceğimi anladığımda da, haber verip beni beklememelerini söyledim. 23:00'de kalkacak uçak için de 22:50 filan gibi yeşilköye ancak yetişebilmiştim. görevlilere durumu anlatmak için cep telefonumdaki uçuş/bilet/check vs ayrıntılarını gösterirken farkettik ki, uçuş sabiha gökçen'deymiş. karşılıklı epey bir gülüştük tabii. ve bereket onlarında yardımıyla 24 cıvarı uçuşlarda dönüş için bir yer bulabildim. (ben nasılsa karşıdayım bana kolaylık olsun diye böyle yapan arkadaşlarıma kızamadım tabii, çünkü durumu mesajla yazmışlar da. okuryazarlığım olmadığıı için hata benimdi.) her neyse işte, anlayacağınız: kaçırdığı uçak için, duruma havaalanı polis ve yetkilileyle birlikte topluca gülebilen nadir teröristlerden sayılırım.

.

benimdir. hem nasıl kaçırmak... uçak kalkmadan bir buçuk saat önce bütün işlemleri bitirmiş bir şekilde havalimanında, hatta kapı önünde beklerken kaçırdım ahahaha. geçen de belirtmiştim, çok şahsıma münhasır salaklıklarım var.

sırf uykusuz ve aç olduğum için kahvaltı minvalinde yemeğimi yedim sonra annemin çantama koyduğu çatal yüzünden kaçırdığım andır. eğer o çatalı çanta değil de valize koysa kaçırmayacaktım. xray muhabbetinden kaybettiğim zamanla kaçtı gitti ama onun sonrasında hiçbir uçağı kaçırmadım. boşuna dememişler bir musibet bin nasihatten iyidir.

ben. leyla halid ve çakal carlos'la beraberdik.
fidyemizi aldık. esir değiş tokuşu yaptık. ardından "fıydık".
bilahare "bizi tanıdılar artık uçak kaçırmayalım, transatlantik işine girelim" dedim. kabul etmediler. ben de tek çalışmaya başladım. londra'da oturduğum yerde gemi kaçırdım.
filmini çekmişler, ama gerçeği yansıtmıyor. öyle ya yenilgilerini açıklayacak değiller ya:
en.wikipedia.org/wiki/Jugge...
fimin sonunu söylemeyeyim de son 50 yıldır karayiplerde o ada senin bu ada benim dolaştım. bu günlerde de akdeniz sahillerini geziyorum.

sabah 10.00 uçağına bilet aldığımı düşünürken 00.10 uçağına bilet aldığımdan havalanına 9s 50dk.geç giderek uçağı da kaçırmıştım biletim de yanmıştı.

kontuardaki kıza kimliği verince kızın '' ama bu uçak 10 saat önceki uçak beyfendi '' derken içinden de '' kafan güzelmiş nerden aldın şapşal'' dediğine eminim ama duymadım günahını almayayım.

sırf bir yer hizmetleri memuru biraderim olduğu için ucundan döndüğüm olay.

bir dış hatlar uçuşu, 2 saat önceden pasaportu geçtim. firma thy.
hesabım da son 25 dakika kala terastan çıkar, 15 dakika kala uçağa binerim.

yaklaşık yarım saat kala bu arkadaşı aradım havadan sudan konuşmaya, bana dedi ki sen neden uçakta değilsin? kapattı telefonu.

2 dakika sonra geri aradı senin bagajı aramaya başlamışlar, koş uçağına ben durdurdum onları.

meğer zamanında kalkacak, bir aksilik olmayan uçuşlarda boarding işlemini 30 dakika kala bitirmeye çalışıp, gelmeyen ve bagaj veren yolcuların bagajlarını indirmek için aramaya başlıyorlarmış.
bagajınız indirildiyse de geçmiş olsun, uçağı kaçırdınız.

bu yüzden kalkıştan en az 30 dakika evvel kapıda olmak önemliymiş. acı yoldan tecrübe etmemek için dikkatli olmak gerekli.