ülkeyi 70 yıldır sağcıların yönetmesine rağmen solculara saldırmak

1946 çok partili sistemin ilk basamakları sonrası, türk solunun tek başına iktidar olma süresi 4 yıl 1 ay'dır.

yani türkiye cumhuriyeti'ni 70 yıldır sağ iktidarlar yönetmektedir.

buna rağmen izledikleri siyaset, sürekli sol düşünceye saldırmak üzerine kurgulanmış olan bu tutumu anlamak güç.

20 yıldır tek başına ulke yöneten sağ muhafazakar görüşün sempatizanları da, sanırım üst perdenin izlediği bu yolu doğru bir yol olarak görüp, bunu yapmaktan, sol siyasete saldırma güdüsünden bir türlü geri duramamaktadırlar ki bu da ortada duran gerçeklerle bir türlü uyuşmamaktadır.

bırakın artık sol ile uğraşmayı da, halkın size verdiği yetkiyi, halkın sorunlarını çözmek için kullanın...

kısa dönem iktidar olan sosyal demokratları dikkate almazsak ve hatta sol bir parti olmayan chp yi de dahil etmediğimizde sol ülkede hiç iktidar olmamıştır.

sol bu ülkede her zaman " onlar" olmuştur. sorsan sağcılar memleketi çok severler ama zeytinyağını kötüleyip amerika margarinine cacık olmuşlardır. gerçekler böyle sol'a oy vermesemde.

yanlış harekettir. yalnız ülkede iktidar olan sol parti olmadığını söylemek de pek doğru değildir #268994 numaralı tanımdaki gibi çünkü dünyadaki pek çok ülkede de sol kabul edilen hareketler sosyal demokrasi ve sol liberalizm'dir genellikle, sosyalizm ve komünizm aşırı sol kabul edilir ve neredeyse hiçbir memlekette çok yüksek oy alamaz aşırı sol. ha, aşırı sol ile birlikte merkez solu yani sosyal demokrasi ile sol libealizm'i de savunuyordur, bu durumda iş değişir. aynı şey sağ için de geçerlidir, solun yıllarca mhp ve rp ile bir tuttuğu dyp ve anap merkez sağ partileridir ancak mhp-rp aşırı sağ partilerdir. diğer ülkelerdeki gibi bizde de bu partiler tek başına iktidarı yakalayacak oy oranını yakalayamazlar. bizdeki tek farklılık aşırı sola nazaran biraz daha yüksek oy almasıdır aşırı sağın.

ülkede sağa olan ilginin de ötesinde bir yakınlığın en önemli sebebi mecburi devlet politikasıdır. biz* bölünen dünyada batı bloğunu seçtik. ülkeyi doğu bloğuna kaydırabilecek aşırı sol hareketler her zaman sopalandı, bir tek 1961-1971 yılları arası demokratik davranıldı onlara. aşırı sağ ise 1980 darbesi hariç her zaman devlet tarafından sırtı okşanan olmuştur. sadece devlet değil abd tarafından da tabii ki. bu konumu mecburen seçtik ama devletin aşırı sola böyle sert olmasının önüne geçilebilirdi. ecevit chp'ye merkez solu getirerek üstüne düşeni yapmıştı, eğer demirel chp ile koalisyon hükümeti kursa devlet aşırı sola bu kadar sert çıkmayacak ve bu hareketler de bu sertlikten güç alıp yozlaşamayacaklardı.

ancak bu sol güçlü olsa bunlar yaşanmazdı demek değildir. eğer tarih tam tersi yönde aksa ve biz abd'yi değil sscb'yi seçsek devletin ve sscb'nin kötü kabul edip kızıldere'de öldüreceği kişi abdullah çatlı; iyi kabul edip destek vererek mayfalaştırdığı ve susurluk'ta bir kaza sonucunda kendisiyle kirli ilişkilerinin açığa çıkacağı kişi ise mahir çayan olurdu. bunun da en önemli sebebi, sağ sol fark etmez bu hareketlere destek veren tüm halkın yani türk insanının %80'inin adalet, eşitlik, barış falan değil ayrıcalık istemesidir. ülkede çok küçük bir azınlık hak hukuk istiyor. diğerleri hak hukuk bahanesiyle biraz da kendileri düzmek istiyor. ecevit'in bir mitinginde söylediği "düzen değişiyor dostlarım." sözüne karşı bir vatandaşın söylediği "düzen değişiyor da düzülen hep aynı." sözünü bu ülkenin ezici bir çoğunluğu iyice anlamadıktan sonra gelen sol da olsa sağ da olsa haksızlık vb. olur.

böyle de "peki bu iş nasıl çözülecek o zaman?" sorusu oluştu. açıkçası kısa vadede hiçbir şey çözülmeyecek. bunun iki sebebi var, ilk sebep demokrasiye çok erkenden geçmemiz. kenan evren'den hiç hazzetmeyen birisi olarak söyleyebilirim ki kendisi ecevit ile birlikte çıktığı şu programda haklıydı. bizim halkımız demokrasiyi idrak edebilecek seviyede değildi, değil ve en azından yakın gelecekte olmayacak. bizim yapmamız gereken en önemli şey demokrasiye geçilmeden önce köy enstitüleri aracılığı ile halkı belli bir bilinç düzeyine çıkarmaktı ve biz o treni kaçırdık.

aslında bir saldırı yok, geri zekalı sağcılar şizofrenik bir şekilde yel değirmenleriyle savaşıyorlar. tıpkı zizek'in peterson'a sorduğu gibi <kim ulan bu salladığınız solcular?> diye sorduğunuzda mal gibi kalıyorlar çünkü sol diye bir şey yok, hayali bir kitle o. önceden vardı, şu an yok türkiye'de sol mol. varlık-yokluk meselesini sayıları bağlamında değil etkileri bağlamında söylüyorum. uzun yıllardır solun türkiye'de hiçbir etki alanı yok. kökleri kurutuldu, elde sıfır. sağ ise mhp gibi legal terör örgütleriyle hayatına kaldığı yerden devam etti. böyle olmasının elli bin tane sebebini sayabiliriz sosyolojik, tarihsel, psikolojik bağlamlarda ama parmak yormaya değmez. nereden bakarsan bak türk halkının derin bir tefekkür sorunu olduğuyla karşılaşıyorsun. insanın kendi milletinin kıt akıllı olması kadar üzücü bir hadise olamaz.

yukarıdaki tanımda bir arkadaş yazmış sol ötekidir diye. tam olarak öyledir. türkiye'de öteki olarak algılandığınız an sıçtığınızın resmidir. tıpkı bir dönemler ulema sınıfının yurt dışına gidip oranın ufuk açıcılığıyla ülkeye dönen osmanlı aydınlarının önünü kesmesi gibi dp döneminden itibaren sol elitler vatan haini ilan edilip öldürülmüşler, sürülmüşler ve yeri gelince hayatlarına başka kimliklerle devam etmek zorunda bırakılmışlardır. bizim insanımızın düşünen ve üreten insana karşı alerjisi vardır.

bugün bile babanıza ben allahsız oldum buba derseniz en fazla iki tokat çeker ama baba ben solcuyum derseniz bıçaklar. abartıyorum tabii ama bu halkın zihni böyle çalışıyor. maalesef biz de böyle bir kamuda doğduk..