uyanınca rüya ile kavga etmek

gece uyumadan önce ne düşünüyorsam rüyamda kesin onu görüyorum. bilinçaltım da nasıl karışıksa gün içinde konuşulanları da araya serpiştiriyorum ki sonuç olarak saçma sapan bi rüya çıkıyor ortaya.. hayır ben onları dün de bırakmışım niye birde uyurken gelip bulur beni..

sanarsın ki bir filmin yönetmeniyim.
hoşlanmadığım bir durum yaşayınca "dur, kestik!" deyip düzenleme yapıp (kendi isteğime göre uyarlayıp) tekrar yaşanmasına müsade etmeme rağmen yine aynı hatalara devam ediyorlar.
oyuncu çıkartıyorum hop yine aynı yerde dikiliyor!
seni isteseydim çıkartmazdım değil mi?!
uyanınca sevdiğim insan/insanlar yerine abuk sabuk figüran gösteren filme sinirleniyorum. başrol olan ben, kendime göre seçtiğim başrol ile bir araya gelemiyorum.
oturup ağlıyorum rüyamsı kabusun içinde, nereden geldiğini anlamadığım o figüran bana sarılmaya yelteniyor? "parmak uçlarından başlayıp kafana kadar kırmaya devam ederim, uzak dur!" deyip bilinçli iç sesim cırlayınca rüyadakilere ulaşmıyor. seçtiğim başrol ise figüran olmuş gibi uzaktan bakıp izliyor! "öküzün trene baktığı zaman ne olur bilmiyor musun?! sen bekle, bekle orada. izin ver onun gelmesine canı b.k olasıca, aferin, aferin!"
bilinçli bir şekilde rüya görmekte işkence! oradayım ama orada değilim. sanki iki hayatın birleşim noktasındayım. iki ben var ve iki olay...

bazen erken saatlerde uyanırım (4-5) gider o kişiyi ararım. rüya etkisinde olurum ve o an o benimleydi yani uyanık olamaz. :p o an beni doldurmuşsa sinirlenip kapatır yatarım. "ben ağlarken yanıma gelmeye tenezzül etmiyorsun, nefret ettiğim insan bana sarılmaya yelteniyor, dut yemiş bülbül gibi mıhlanmışsın biraz kıpırtasan altına verecekmişsin sanki! sana gel diyorum gelmiyorsun onun geldiğini gördüğün hâlde. nefret ettiğim insanların çevremde dolanması sinir ederken bana sarılmaya yeltendi diyorum anladın değil mi? birde o halimi gördü. buna sen izin verdin, seni küstüm. o kişiden o görüntüleri silene dek benle konuşma!"