vatan olmadıktan sonra az yesek ne çok yesek ne

devlet bahçeli, ekonomik krizi gölgelemek için bizleri milli mücadele ettiğimize inandırmaya çalışıyor.

buradan

savaştayız da bizim mi haberimiz yok?

sıkılıp utanmıyor bu açıklamayı yaparken. hani nerede vatan? yol geçen hanı olmuş halen vatan-millet-sakarya edebiyatı yapıyor. bu edebiyatı yapanların çoğu da asker kaçağı oluyor bu arada haa. kardeş kimse vatanımız elden gitsin demiyor bu vatan bizim hem toprağıyla hem değerleriyle. sahi neredeydi aklın bu değerler satılırken? tersanelerimiz ve limanlarımız talan edildi, dahili düşmanlar( feto ve türevleri) baş tacı edildi. ormanlar yakıldı, türk telekom gibi kritik yerler zararla satılıp, zararla tekrar geri alınmak zorunda kalında.neredeydiniz sayın koltuk sevdalısı?

yaşından utanmıyor bunları söylerken.

yediği önünde yemediği arkasında olan türkeş katili yalak devlet bahçeli açıklaması..

akp borazanı konuşmuş zırvalamış yine. vatanı düşünmek sizin gibilere kaldıysa vay halimize.

hiç endişe etmeyin.
2023'te imamoğlu gelecek ve istediğinizi yiyeceksiniz.
hatta istemediğinizi bile yiyeceksiniz.
eski günlerdeki gibi amerikan güdümünde hareket etmeyi kabul eden bir liderimiz var artık.
siz istediniz, biz yaptık!
abd temsilciler meclisi açıkladı. türkiye'yi hizaya getirmek için imamoğlu'nu kullanacağız"
kullanın bakalım. işiniz bittiğinde de tuvalete atıp üstüne sifonu çekersiniz artık..

karnimi doyuramadiktan sonra vatan olsa ne devlet olsa ne?

mhp denen parti yıllarca insanları vatan diye sömürdü. hala da devam ediyorlar.

marul 20 tl olmuş hala vatan diyor. vatan diye bu kadar sömürü yaptığına göre cumhur ittifakının oyları fena düşüyor demek ki.

ülke yol geçen hanı evet. 10 milyon suriyeliler var. ortak vatan mı (birleşmiş milletler mi) yoksa sadece türkiye mi?

biri olsun diye diğerinden vazgeçmek zorunda mıyız? vatan da olsun, herkesin karnı da doysun seçeneği de var, aklınıza gelmese de...

üstelik vatanın var olması durumu da suriyeliler nedeniyle risk altında. bu konuya dair de en ufak bir rahatsızlığı yok beyefendinin, gördüğümüz kadarıyla.

tanım yapmak isterdim ama artık çok sıkıldım ben bu saçmalıklardan.

(bkz: bedevi çoban köpekleri) bir kap mama bırakalım kapının önüne.

zelensky konuşma yapmış, bu cümle de oradan alınmış sandım.
devlet bahçeli gün geçtikçe kara mizahın dozunu artırıyor. diyor ki vatanın taşı toprağı olmasa nasıl tarım yaparız, mis kokulu çanakkale domatesi değil de iran domatesi yesek zevk almayız.
guatemala kavunu, kanada mercimeği değil yerli üretim yapalım, az bile yesek öyle lezzetli olur ki çok sanarız.
yani ben böyle anlamak istedim.

yorumsuz nasil ki din istismarcilari var dini kullaniyor insanlari somuruyor
nasil ki sol gruplarda sol dusunceyi istismar edenler var sosyalizm devrim adi altinda insanlari kullanip istismar ediyor
ıste bunlarda vatan millet edebiyatiyla ayni seyi yapiyor turklukten turkculukten nasibini alamamis turkluk suuruna erememis insanlarin
bu konularda heleki bu sekilde konusmasi neyse daha derin konulara giricem gerek yok siz anladiniz .

yemek yemenin vatanla ne alakası var diye düşünmeye sebebiyet veren beyan. evet.

ittifakça tüm yaptıklarının ardından yatacak yer bulamayacakları kendi vatansızlıklarından bahsediliyor herhalde, üstümüze alınacağımız bir konu değil. bizim vatanımız da, yediğimiz içtiğimiz de, dinimiz de, gazimiz de bellidir; bizi ilgilendirir.

(bkz: demagoji) nedir, nasıl yapılır?

çok yiyenlerin az yiyenlere tesellisi.

vatan, beka diyerek kitlelerini konsolide etmeye çalışıyorlar. biz iktidardan gidersek vatan gider demeye çalışmış beyefendi.

ekonomiyi bu duruma siz getirdiniz. suçu kabullenmek yerine ekonomideki gidişatı başka yerlere bağlamaya çalışmış sn. bahçeli.

ben ikna oldum. aç gezerim size oy veririm....

normal şartlar altında çok doğru bir söz lâkin bu arkadaş söyleyince bütün anlamını yitiriyor. içi bomboş bir cümle hâline geliyor.

yemek için yaşamak mi? (1)
yaşamak için yemek mi? (2)

iki durum çok farklı;
(1) birisinde yaşamanın temel gayesi yemek yemek, yemekten haz almak, bunun sonucunda da, bir aşamadan sonra hep daha fazla yemek, hep daha fazla yemek;
(2) diğerinde ise; amaç yaşamak, yaşamaya yetecek kadar yemek yemek; bu durumda, yemek yemek sadece hayatta kalmanın bir unsuru, yaşamaya yetecek kadar yemek yendiği için, söz konusu az yemektende marjinal fayda en üst düzeyde sağlanmış oluyor.

neydi, "marjinal fayda"; bir şeyden alınacak en fazla fayda hali; örneğin yemek yerken size en fazla faydayı, ilk kaşıktaki yemek verir, 10 veya 12 kaşıkta artık marjinal fayda bitmek üzeredir. yada bir kâbe dondurma da en fazla ilk kaşık bizi mutlu eder, kasenin sonuna doğru endorfin hormonu nerede ise biter. ancak "yemek için yaşamak" durumunda bir kase dondurma hiçbir zaman yeterli olmayacaktır, çünkü artık marjinal fayda kavramı bitmiştir.

bu cümleden olarak, biz yemek için mi yaşıyoruz? yaşamak için mi yiyoruz.???

yiyecek, vs konusuna gelince; milli mücadele döneminde, ankara da toplanan vekiller, okullarda konaklıyor çoğu zaman mütevazı yemekler yiyorlardı, hatta aldıkları karar ile maaşlarından feragat ettiler; ne için?
vatan için.