yağmurlu havalarda yemek siparişi vermek

çok acıktım. evde de yiyecek bir şey yok. anca meze, alkol, meyve. çaklıt ıvır zıvır var.

ne yapayım yani. ölim mi olmm açlıktan. adamın sözleşmesinde 'kötü hava koşullarında yatacak' maddesi mi var alaalaaa.

gelen kuryeye 'al evladım' diye veririz üç beş bir şey yollarız artık.

öyle acıktım ki.. hepinizi yerim.

parasını ödediğim sürece ister yağmur yağsın, ister kar, ister buz beni ilgilendirmez. ilgili firma sipariş alıyor ve pada kazanıyorsa kim ne şekilde getiriyorsa getirecek o siparişi.

(bkz: kuryelerin işlerini yapmaları isteyen insanları suçlu hissettirmeye çalışması)

ben çalıştım arkadaş kuryelerle, ömrümde bu kadar ağlak bir ekip görmedim. yağmurlu havada çağırırsın gitmek istemez, rüzgarlı havada ararsın gitmek istemez, hava çok sıcak olur gitmek istemez, karlı havada hele hiç gitmek istemez... trafiğin olduğu saatte mızmızlanır, belli mesafenin üstündeki yola bin şikayet ile çıkar, fazla yakın yer olunca niye gidiyoruz gelip kendileri alsın diye söylenir. çok da güzel rakamlarla ücret alırlar. memnun etmenin yolu yoktur, ciddiye almayınız.