yapması gerekenleri yapan siyasileri alkışlamak

siyasi devlet adamları görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğinde ülkemizde genellikle var olan durumdur. hastaneler açılır alkış tutulur, yollar yapılır övgüler düzülür, yapılan yanlışlar olduğunda özür dilenir ya da istifa edilir alkışlanır. devletin temel görevi zaten halktan toplanan vergi, resim, hariç gibi gelirler ile kamusal mal ve hizmetlerin teminini sağlamaktır. bunlar yerine getirilmezse idare tarafından özür dilenir, istifa edilir vb idari işlemler uygulanır. normal olan budur. çünkü bu devlet adamlılığının görev ve sorumluluğu kapsamındadır. siz hiç çay getiren garsonu alkışlıyor musunuz? saçlarınızı kesen berberinize alkış tutuyor musunuz? bazı şeyleri kutsallaştırmaktan uzaklaşmak gerekiyor.

tiyatro, konser vb. yerlerde yapılan alkışlarda saçma o zaman sonuçta parasını verip gidiyoruz ve yapılması gereken yapılıyor.

not: tanıma katılıyorum.

hayat felsefesi 'daha iyisini örnek almak yerine daha kötüsüne bakıp şükretmek' olan insanların yaptığını düşünüyorum. halkın vergileriyle halka hizmet veren kişi de yapması gereken bir şeyi yaptı diye alkışa tutulmamalı tebrik edilmemelidir.

ekmek sattı diye bakkalı, elma sattı diye manavı alkışlamaktan farkı olmayan anlamsız eylem.

işini yapanı alkışlamak kadar aptalca bir hareket olamaz. hele hele bazı insanların kafasında bulunan "yiyor ama çalışıyor" mantı(ksızlı)ğını asla kabul etmem. çiçekçi, kuruyemişçi, köfteci söz konusu olunca dümdüz işini yapmasını bekliyorsan, siyasetçinin de "yemeden" yapmasını bekleyecek, yapmayanı bir daha göreve getirmeyeceksin. hele hele dindar olduğunu iddia edip bunlara göz yumuyorsan bence seni güzel(!) sürprizler bekliyor olabilir öte tarafta.

öncelikle "marifet iltifata tabidir" sözünü bir kenara koyalım bu hep akılda kalsın.
çay getirdi diye garsona 5 lira bırakıp, kuaförden çıkarken eline sağlık diyen insanın siyasiler işini yaptı diye alkışlamayın demesi gariptir.