yaraladı bu aşk beni

neşet ertaş ustanın harika bozlağı. tam bir bozlak örneği , sözleri , icrası ile tam bir bütün.
*




neşet ağamın izniyle bu sefer bu bozlağı fatma aydoğan hanımefendiden dinleyelim sevgili sözlük. muhlis berberoğlu da bonusu olsun.

o gırtlak , o çarpmalar, o nağmeler…

sesin etimi kesiyor, nağmelerin tuzu serpiyor.

neşet usta, çalıştığı yerde dinlenmek için sahneden iner ve bir masaya oturur. yine o masada oturan ve orada garson olarak çalışan ve yüzünde bir yara izi bulunan bir kişi vardır. usta, o kişiye yarayı sorar. o yara izinin altından başka bir derin yaranin izi çıkar. o yara gönül yarasıdır, o yara aşk yarasıdır.
bu genç köyünde bir kıza aşık olur. ona sorsanız, kız perileri dahi kıskandıracak güzelliktedir. köyden uzakta bir şelaleciğe giderken kız tökezler ama dizi bir yere takılmış ve yaralanmıştır. erkek cebindeki mendille yarayı sarar. vakit ilerler ve laf lafı açar ve erkek askere gideceğini söyler. kıza bekler misin diye sorar. kız bekleyeceğini söyler.
gün gelir aşık askere gider. artık her gününü özlemle geçirmektedir. bir gün mühimmat sayımı sırasında bir kaza yaşanır ve genç yüzünden yaralanır. bu kaza sonrası genç gazi olur. ardından köyüne yollanır. ancak yarine kavuşacağı için sevinçlidir. köyüne gider, anasını babasını görür ve yariyle buluşur.
ancak kız soğuk davranır. genç sebep sorar. aldığı cevapla yıkılır. kız ben yüzü yaralı birisiyle yapamam demiştir.
aşık o saatten sonra köyde duramaz. usta dinlediğimden çok etkilenir. bağlamasını eline aldığında gönlünden bu bozlak dökülür.

crying time....

sabah ağlaması...o nasıl bir girizgah...güm güm güm