yaşamış olmanın bir cezasıdır.
devamını gör...
yolun sonudur.
devamını gör...
rahmetli dedemin vakt-i zamanında, "ne yap et, sakın yaşlanma!" diyerek nasihat ettiğidir.
devamını gör...
ilaclarinizin günden güne cogalmasidir..
devamını gör...
fiziksel ve zihinsel kudretin eskini aratmaya başlamasından ötürü, insana ölüme yaklaştığını düşündürür.
devamını gör...
çocukken oynayacak topumuz olmadığında kola kutusunu ayakkabımızın tabanıyla ezer onunla oynardık. top niyetine.
yokluk işte bir topun yerini tutmazdı ama napalım bir süre idare ederdi bizi.
ah bir topumuz olsa ne şutlar çeker ne paslar atardık.

şimdi bir düşünelim paramız olsa topumuz olsa uyduruk bir kola kutusuyla oynar mıyız? oynamayız elbet. yani akıllı insan eli yüzü düzgün bir topla icra eder oyun eylemini.

şimdi diyeceksiniz ki n'oldu aykut yaşlandın mı yoksa? yok yok şükürler olsun gencim. ama bazıları hiç yaşlanmayacağını zanneder ya ona şaşıyorum.

yaşlılık'ı bir kola kutusu gibi kullananlar var. kardeşim gençsin kuvvetlisin aklın başında, ne diye kola kutusuna tamah ediyorsun?
aklını fikrini zekanı kullansana. yap şöyle en afilisinden bir top.
artık ondan sonra sektirir misin, çalım mı atarsın yoksa aykut hoca'dan uyarı mı alırsın orasını ben bilemem.
çünkü bilirsiniz aykut hoca bazı oyuncuların takımın önüne geçmesini istemez. önemli olan takım oyununa sadık kalmak.
topu yapabilecek durumdasın, topu yaptın. bitti mi? bitmedi. sahaya çıkman lazım.
yıllardır şikayet ederiz türkiye'de top oynanmıyor diye? nedeni sürekli faul yapılması. neden faul yapıyorsun kardeşim topunu oynasana.
pas yap, rakip takımın kilidini aç. ama yok illa sert girilecek illa faul yapılacak illa hakem aldatılacak.
olmaz, oynayabiliyorsanız delikanlı gibi topunuzu oynayın!

t: yaşlı olma durumu.
devamını gör...
doğumla başlayan ve dünya üzerinde canlı olmak sûretiyle geçirilen her gün dozunu arttırarak insanı bitiren gerçek.
devamını gör...
new england journal of medicine’deki bir grup doktor ve psikoloğun çalışması sonucunda bazı avantajlarının olduğu tespit edilmiştir.
- en üretken insan yaşı 50/80 arası.
- nobel ödülü alma yaş ortalaması 62
- 100 büyük şirketin yönetici yaş ortalaması 63
bana sorarsanız züğürt tesellisi*
devamını gör...
ölümden bizi en çok uzaklaştıran. öleceğimizi unutturan.
ölüm sıramızı öyle arkalara atmıştı ki yaşlılık, ölümsüzlüğü tatmıştık. istesek de ölemiyorduk. o kadar yaşlıydık. diri kuvvetli ve sonsuz bir yaşam. evet o kadar yol gelmiştik ki bu yol artık hiç bitmezdi.
devamını gör...
yaşadığın coğrafyaya göre bence değişen bir durum. yani daha 23 yaşında 50 60 gibi hissediyorken ben, farklı ülkelerde 50 60 yaşında olan insanlar benden daha genç hissediyorlar. üzücü.
devamını gör...
yaşlılığa, güzelliği yok etmesini emretmişti zaman... işini yapıyor hızla.

neyse ki; “güzellik kaybolur; fazilet devam eder” demiş goethe.
devamını gör...
yapılan bir araştırmaya göre insanlar yaşlandıkça beyinleri küçülüyormuş!
aslında yaşlılık dediğimiz süreç biyolojinin doğal bir süreci. herkes bir gün yaşlanacak. biyolojiye göre bir şey varsa bunun bir faydası olmalı.
o zaman bir bakalım yaşlılığın faydası ne olabilir?
hepiniz belgesel izlemişsinizdir. dikkat ettiniz mi? doğada sürü halinde yaşayan hayvanlar,bir avcı sürüye yaklaştığında sürüdeki gençlerin bazı yaşlıları koruduğu görülür.halbuki bırak yaşlıyı avcıya kaç canını kurtar. öyle değil mi?
hiç bir şey göründüğü gibi değildir aslında...
yaşlıyı korumaya çalışıyorlar çünkü ortada bir yaşanmışlık var.sürü bir yere göç edeceği zaman o yaşlıların bir kısmı uzun uzun bir yere bakıyorlar. sürünün gençleri o yaşlıların baktığı yöne gidiyorlar. çünkü onlar yemin,suyun ve şartların iyi olduğu yeri tecrübeleri sayesinde biliyorlar.
insan türüne gelince;
yeni bilgiler öğrenebilme,hızlı işlem yapabilme becerisi yaşlılarda zayıflar iken,parça parça bilgileri birleştirip onlardan büyük anlamlar çıkarabilme ve doğruyu yanlışı daha net görebilme anlamındaki bilgelik artıyor.
işte bu yetenek yaşanmışlıkla gelişiyor. öyle kitaptan okuyarak diplomayla olacak bir şey değil.
beynin böyle bir özelliği var.siz yaşamı yüksek çözünürlükle yaşadıkça bilge bir yaşlılık geliyor.bu yüzden yaşlılarla beraber yaşayan toplumlar daha büyük avantajlar taşıyor.

hatta ne diyor bir hadiste:

'' beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı, belalar üzerinize sel gibi dökülecekti.''

bana kalırsa, onların tecrübelerinden istifade etmeyi deneyin derim.
devamını gör...
"yaşlılık dediğimiz hal, geride kalan şeylerin ağırlığından yürümekte güçlük çeker hale gelmesidir insanın."

(bkz: gökhan özcan)
devamını gör...
cocukken köyde büyükkannemin çardagina yemek tasirdik annemle. 5-6 yaşındaydım. babamin ninesiydi. tarlanın icinde, koca bi incir ağacının dalları altinda yazlari otururdu. yemeğini sırayla yapardi çocukları, torunlari.

yemek götürdüğümüzde cok sevinirdi. biz gözden kaybolana kadar aksakalli dedeler olun, hacılara gidin vs diye dua ederdi. her zaman bu duayı ederdi.

sesini hatırlıyorum. yüzünü de. yorgun bi sesi vardı. yuzu zaten kırışmıştı. ama yaşlılığı anlat deseler büyükannemin sesi derdim. çünkü evladını ( dedemi) ve eşini 1 yıl arayla kaybetmis. ailede baska ölümler de olmus. cok yıpranmış. yaşlılık diyince ilk aklima gelen şey onun yorgun sesi oluyor.

edit: cocuklugumu hatırlıyorum ve mutlu oluyorum. tabii bu benim unutkan bir yaşli olup gencler tarafindan alaya alındığım gerçeğini degistirmiyor hahahahahhaa
devamını gör...
bazı yaşları duyduğumda, esasında bana, hayli büyük yaşlarmış gibi geliyor ama değil. doğduğu günden, bu güne kadar geçen zaman esas alındığında -ki yaşlılığın, yaş almanın tanımı; aslında budur- gelinen noktadaki zaman birimi, insanın yaşlılığını oluşturur... ancak gelin görün ki bazı yaşlar, yaştan ziyade insanının sahip olduğu özelliklere göre değer kazanır. vardır hani öyle: daha doğduğu günden itibaren yaşlıymış gibi insanın içini çürüten gereksiz tipler... yaşının olgunu değil de, zamansız büyümüş, ekabir kişilikler...
olmadık yerde, olmadık bir cümle kurar ve hevesinizi kursağınızda bırakır. tüm camia da ona uyar hani... ilkokula dönün mesela, en koşmak istediğiniz anda, düşeceğinizi söyleyip anneniz, babanız gibi canınızı sıkan tipler...

+ e ama koşma sen de
- e ama çocuğum.*



bilmiyorum, bugün, bu konu aklımı çaldı... bana daraltı gelirdi çocukken de, hala öyle.
bazılarına da bakıyorsunuz, yaş almamış, olgunlaşmış. büyümüş ama koruması gerektiği yerde de çocuk yanını, genç yanını korumayı ve göstermeyi bilmiş.
olması gereken de sanırım bu, bir nebze haa, ne dersiniz?
en azından benim açımdan öyle...
öteki türlü yoruyor, zihnen ve fikren öyle yoruyor ki anlatamam.
umarım yaş alıp ruhu çökmeyen ama ahmak ahmak da davranmayan ihtiyarlardan oluruz, yerine göre...*
devamını gör...
aklın başa geldiği ama bu sefer de ömrün bittiği demdir.
kişinin fiziksel ve zihinsel olarak eskimesi, faaliyetlerin gerilemesi durumudur.
devamını gör...
hayatı anlamak karşılığında gençliğini verdiğin evredir. en bilge olduğun çağda ölmek ise hiçbir zaman kabul edilemez.
devamını gör...
gençlikte ekilenin biçildiği dönem.
devamını gör...
yaşınızın kaç olduğunun önemi yoktur. o yaşa kadar nasıl yaşadığınız önemlidir.
yaşantınız hayat tarzınızdır.
yaşamayı bilin, bugün varsınız, yarın yoksunuz.
bir kapı değil midir ömür?
açıp kapayıncaya kadardır.
kapı kapanmadan, son nefesinize kadar yaşayın hayatı.
devamını gör...
içinde bulunduğum durum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yaşlılık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim