yazar tanımlarından kişilik analizi yapan yazar

ciddi olamazsın yazarıdır.

bu kafaya nasıl ulaşılıyor ciddi tez konusu.

bir takım çıkarımlar yapması mümkün olan yazardır ama doğruluğunu sabaha kadar tartışabiliriz.

çünkü insanlar buraya sadece bilinmesini istedikleri şeyleri yazarlar yani sadece dışarıya bakan yüzünü görürsünüz.

insan çoğu zaman yazdıklarında değil yazmadıklarında gizlidir benim naçizane görüşüm böyledir.

kişilik analizi olumsuz durumlar ortaya çıkınca daha sağlıklı yapılır böyle lay lay lom yaparken değil.

arada yaptığımdır. bulmaca çözmek gibi zevkli bişey, şuanlık 2 yazarın yazılarını sıkı takip ediyorum. kişilikleri yavaş yavaş kafamda bitti sayılır.

üst edit: yazarlardan bir yazardır.

iki tip insan var * bence. olduğu gibi yazanlar ve olmasını istediği gibi yazanlar.

fizik deneylerinde araştırmacının varlığına göre ışığın davranışı değişirken insanın kendi hakkında % 100 objektif olması insan doğasına uygun değil belki ama kendini dev aynasında gören ve görmeyen olarak bu ayrımı yapabiliriz.

ben ikili ilişkilerde mümkün olduğunca kendimi olduğum insana en yakın halimle göstermek isterim. belki benim dışımda olan konuları süslemek mümkündür ama beni ben yapan konularda yalan söylemek istemiyorum.

bunun dürüst olmaktan çok sevgi açlığı ile ilgisi var. ben olmadığım gibi davranıyor konuşuyor olsam o zaman bana aşık olan kişi bana aşık olmuş olmuyor. benim türevlerimden birine aşık oluyor.

bu nedenle ben hep olduğum gibi olmaya çalıştım çünkü olmadığım bir insan olmak hem çok yorucu hem çok yıpratıcı.

olduğum gibi olduğumda beni sevmememeleri de çok mümkün ama bir yalanı yaşamak daha kötü sonuçlar ortaya çıkarıyor.

her zaman doğru sonuç vermeyeceği gerçeğine katılmakla birlikte pek çok konuda tanım sahiplerinin değer yargıları, zekâ seviyeleri ve mizaçları hakkında aşağı yukarı bir fikir sahibi olmanızı sağlayabileceğini düşündüğüm; bu yüzden de aralarında olduğum yazar grubudur. elbette ki başkalarını buraya yansıttıklarından daha fazlasıyla yargılayamayız. ama aklın yolunun bir olduğu konular var.

haydi dürüst olalım: bir t*cavüz mağdurunun bunu yaşamayı hak ettiğini savunan birine pek çoğumuz ucube gözüyle bakmaz mıyız? önceki tanımlarında belli başlı insanları eleştiren kişilerin, sonraki tanımlarında eleştirdikleri şeyi kendilerinin yaptığını görünce onların ikiyüzlü veya çelişkili insanlar olduğuna kanaat getirmez miyiz? absürt bir görüşü savunan ve bunun farkında olan birinin; linç yiyeceğini, hatta sözlükten uçurulabileceğini bile bile sakat olan görüşünü savunmaya devam etmesini aptallık olarak nitelendirmez miyiz? bunları farkına dahi varmadan yapıyoruz belki de. bu yüzden sözlüklerde engelleme ve takip etme seçeneği var, sonu gelmek bilmeyen nick altı savaşları var.* çünkü insanların düşünceleri ve düşüncelerini ifade etme biçimi, onlar hakkında bilgi verir.

not: etkileşim kasanlar ve sosyal deney yapanlar göz ardı edilerek yazılmıştır.

"kişilik analizi" yapmak çok iddialı olmakla birlikte yazarların tanımları, kendileri hakkında önemli veriler bence.
ne yazdığı da önemli ama yazım üslubu, kullandığı kelimeler, imla bile epeyce fikir verir. en troll yazar dahi zaman zaman kendini açar. ben, okurum o yüzden. bir şekilde ilgimi çeken yazarın, tüm tanımlarını okurum.

sıkıntılı iş. genellikle götten sallama ve hızlı yazarım.
can sıkıntım geçince bırakırım.

(bkz: beni tanıdılar siz kaçın)

ücreti mukabilinde.

yazı dili ile kişinin karakteri her daim parelel değildir. analizinize zeval gelmesin ama bana pek de sağlıklı çıkarımlar gibi gelmedi.

ruh hastalarını nerede görsem tanırım.

mal a**.

kendi yazdıklarımdan, kendim hakkında bile doğrulara ulaşamadığımı gören benim gibiler açısından, imkansız bir yetenek..
(ama kimilerinin yazıp yoğunlaştıklarına bakarak ıq tahminim, daima tam isabetle olur. test olunup onaylanmıştır. isviçreli bilim adamları bile hayret ediyor..!!) hakkım da yensin istemem.

boş vakti çok olan yazardır. sırf kendimden yola çıkıp düşünsem bile okunan birkaç entariyle analiz yapmanın mantıksız olduğunu bilirim. ben yarı sosyolog biraz esnaf ruhlu analizistim diyorsanız da bunu yapabilmek için yazarları birkaç ayrı grupta incelemeniz ve buna göre değerlendirme yapmanız gerek.

ilk grup kendi halinde goy goy yapmaya gelenler. yazdıklarını, söylenenleri çok ciddiye almazlar.
diğer bir grubumuz kaos için gelenlerdir. genelde sergüzeşt ruhları macera arar. yazmasalar bile her türlü kavgaya hakim olana kadar çılgınlar gibi nickaltı gezerler.*
trollük yapayım eğleneyim kafasında olanlar da mevcuttur.
bir de sözlüğün hakkını veren bilgi içerikli tanım giren yazarlarımız vardır. (bu aralar yoklar ama normalde varlar.)
benim de eskiden dahil olduğum grubumuz ise burayı online günlük olarak kullanan, 3-5 anı anlatıp çıkan sözlükdaşlardır.
son olarak pandemiden sonra sözlük camiasına karı-kız düşürülüyormuş kafasına sahip bir şekilde dahil olan sözlükçülerdir. bunlara yazar demek pek akıl işi değildir. en fazla sözlükçü denir. afedersiniz trollden beter bi'tiplemedir bunlar. allah bunları kör kuyularda ışıksız bıraksın.
konuyu dağıtmadan başlığımıza dönersek; grup çeşitlerine eklenmesi gereken bir kesim daha var aslında ama bu sorun genel olarak az önce bahsi geçen her çeşit gruba dahil insanda az biraz var maalesef. o yüzden ayrı bir grup olarak değerlendirmek sağlıklı gelmedi. bu sorun kendilerini olmak istedikleri gibi şekillendiren ucundan narsist ruhlu arkadaşları kapsıyor. yine de parmakla göstermeyin. zaten kendilerini biliyor o kendini bilmezler* sokakta gördüğünüz veyahut tanıdığınız insanların üç aşağı beş yukarı benzerliğinde insanlarız. illa ben çıkarım yapacağım. karşımdakini çılgınlar gibi irdeleyeceğim diyorsanız çok bi' beklentiye girmeden analiz yapmakta fayda var. "sevgili ölü kuş hiç mi aklı başında insan olmaz hep deli mi kaynıyor burası?" derseniz; hayır efeem. efendi efendi yazan yazar bulursanız tabi entrylerinden yola çıkarak belli başlı çıkarımlar yapabilirsiniz ama unutmayın ki sözlüklerde görebileceğiniz çoğu multi anonimler buraya özgüven tazelemek ve anonimliğini kullanarak insanları rahatsız etmek suretiyle stres atmaya geliyor. yaptığınız çıkarımların yarısı çöpe gideceği için başta söylediğim gibi gayet mantıksız aktivitedir bu analiz işleri.

not: ben yine bir takım kendini bilmezlere sinirlenip yardırmışım. çok efendi bir yazar olduğum için nickaltlarına girmiyorum. hep ondan oluyor bunlar.
not2: hatta konuyu ucundan teğet geçerek yardırmışım.

zigenik fenomeni: beyin boşluk sevmez, boşlukları kendince tamamlar*.
işte biz yarı bilinçli şekilde bir tanım okurken onu mahlasının altında bir kişiye tamamlıyoruz. bu analiz değil. beynimizin nöron bağlantıları nedeniyle zorunluluktan yaptığı bir çeşit resim tamamlama. aynı yazarı bir kaç okuma ardından da yap-boz vari üç boyutlu cisimleştirme yapıyoruz.
sonuçta; tanım okuyup bunları yapmayan yok. bilincine varan ya da varmayan olabilir mi? evet

bazı çok belirgin durumlar dışında büyük yanılacak kişi.

buradan analiz yapılmaz. analiz yapabilmek için iyi kötü bir muhabbet kurmanız gerekir. dışarıdan çok havalı, gıcık gibi görünen insanla konuşursunuz, aslında çok alçak gönüllü biri çıkar. dışarıdan sapık gibi görünen troll, özel mesajda aşırı efendi olabilir. dışarıdan çok bilgili görünen biri ikili konuşmalarda iki lafı bir araya getiremeyebilir.

insanlar hakkında karar verirken aceleci olmak güzel bir şey değil.