yazarlar gelecekte çocuklarına corona'yı nasıl anlatacak

üzüle üzüle. hatırlamak bile insanı sinir eder bu dönemi. evet.

bir elamet geldi yawrim wiuuuuuuuuuuuu! şeklinde. kendi okusun efenim her şeyi ben anlatırsam tembelin teki olur çıkar!
-baba corona diye bir hastalık varmış ne ki!
-git wikipedia'ya a yaz oku yawrim.

kimileri için anlatmaya gerek kalmayacak. yaşayarak öğreniyor yavrucaklar.

valla guzum, siz bilmezsiniz biz biliriz. gavurun biri zíkkím yiyesice, çiyan mı yimiş iyarasa mı yimiş, ha işte, taş yiyesice anasını ağlattı bütün dünyanın. valla yavrum gudurmuş gibi hepimiz maske taktík aylarca. nice canlarımız gitti. naha allah belasını virsin bu gıranın, soluğumuzu kesti. mirdivenleri filan çıkıncaya kadar imanım gevredi. vah guzum vah, siz görmediniz tabi o günleri, maske bulamazdık, parayla da bulamazdık. o kadar yoktu ki maske amerikaya filan göndermek zorunda kaldık?! ah, ah ama iyi baktılar esnaflarımıza filan. aylık o zamanın behrinde 20 bin dolar filan verdi hökümetimiz. emme, aramızda namkörler de vardı guzum, hayınn. bak, şimdi bile içime geldi birden, ay kötü oluyorum. guzum bir bardak su getirele bi, hadi bitek guzum benim. gel seni bir öpeyim. ay, olmaz anne, öpersen bulaştırırsın bana da. asa, bişiy olmaz gızım o eskindendi. olsun olsun anne ben kendimi garantiye alıyım da. hadi ordan bakım seni küçük yaramaz. ve terlik uçar havada.

ben anlatmayacağım evladım beni deli falan zanneder.
kendi araştırıp öğrensin banane yahu benim popomun kılları kadayıf olmuş bide corona mı anlatayım.
hatırlamak istemiyorum o günleri.

1925 yılından beri üretilen biranın, çocuklarım doğduğunda da var olacağını tahmin ediyorum.
dünyayı kasıp kavuran yeni tip virüs'e, mikroskop ile bakıldığında taç şeklini andırdığı için corona isminin verildiği açıklandı. bu seçimin taç ile alakalı olduğunu düşünmüyorum, meksika bira lobisini çökertmek için seçildiğini düşünüyorum. benim için değişen bir durum olmadı hatta elimden geldiğince corona içmeye çalışıyorum. vücudumun ihtiyacı olan c vitaminini bira içine atacağım limondan almalıyım. sigara paketleri üzerine yapıştırılan fotoğrafların sigara satışlarına etkisini incelediğimizde; virüs ismi olarak seçilen corona'nın, bira markasının üzerinde kötü bir etki bırakmayacağı açıktır.

ansızın tüm dünyayı bir virüs kontrolü altına alıverdi. o istediği için herkes maske takmaya başladı ve insanların özgürlükleri kısıtlandı. virüs ve sağlık çalışanları arasında bir savaş çıktı. çokça uğruna ölüm oldu. savaşı kim kazandı diye soracak olursan buna cevabı sen vermelisin hala maskemiz var mı ?

offf öyle bir anlatacağım ki hele bir de korona kapmadığımı söylediğimde anne sen neymişsin bee diyecekler bebeklerim benim.

maskemizi takip sosyal hayata devam etmek varken, eve kapandık ve her şeyin düzelmesini bekledik; bu bağlamda hem fakirleştik, hem de sosyal ve psikolojik sağlımızı zarara uğrattık şeklinde kuracağım cümlelerin cevap olacağı başlık, soru.

ekonomik kriz de koronaya eşlik etti.

göklerden gelen bir karar vardır.(bkz: swh) muhtemelen anlatamama gerek kalmadan binlerce başka pandemi ortaya çıkacak öğrenecek.

"corona bir felaketti evet ama asıl felaket babanızla tanışmama vesile olmasıydı. "

anlatmam ki, anlatıp ne üzeyim yavrumu?!*

karantina oluyordu dedeniz aylarca evde kaldı. düşünebiliyor musunuz dedenizle aylarca evde kalmak(!) ?
çok zor zamanlardı…

çocuğum olmayacağından anlatmayacağım ama olsaydı eğer;

"doktorların bile aynı fikirde karar kılamadığı ama doktor olmayanların çok emin şekilde hakkında konuştuğu, our world in data adlı sitenin verilerine göre dünya genelinde ölüm oranı yaklaşık %1,25 olduğu hâlde insanların çılgın gibi davranmasına neden olan hastalık" derdim muhtemelen.

ha bir de hastalığın ilk zamanlarında sokaklarda düşüp düşüp ölen insanları göstererek halkları paniğe sevk eden medya ve her gün başka türlü konuşan "bilim kurulu" vardı.

daha neler neler vardı da işte, söylesen tesiri yok, sussan gönül razı değil...