yazarlardan hayat tavsiyeleri

kimseye güvenme!

atalarımız boşuna "ağacın kurdu içinde olur" dememişler.. size en çok zarar veren kişiler, en yakınınızdaki kişiler olabilir. farkında bile olmadan enerjinizi çalan, duygularınızı alt üst eden, birdenbire "ne oldu bana ya güne ne güzel başlamıştım, birden moralim bozuldu" dediğiniz anların birkaç dakika öncesine gidin, bir de bakacaksınız ki o en sevdiğiniz aile üyesinin duygusal manipülasyonuna uğramışsınızdır. sürekli enerjisi düşük, kafası karışık biri iseniz, muhtemelen ailenizde genelde sözleriyle enerjinizi düşüren biri vardır... bu hayatta öğrendiğim en önemli şeylerden biri de "hepimiz, enerjimizi korumaktan sorumluyuz". kim olduğunu bilen birinin enerjisini çalmak kolay kolay mümkün değildir. örneğin, birisi çok başarılı bir uzakyol kaptanına "sen gemi kullanamazsın" dediğinde nasıl ki hiç oralı olmazsa, biz de ne kadar kendimizi iyi tanırsak o kadar manipülasyonlara kapılmadan, enerjimizi kaptırmadan kendi yolumuzda yürüyebiliriz.. ezcümle, kendini tanı ki enerjini kaptırma...

kendinden başkasına güvenme herkes gider sen senden gidemezsin.

kimsenin kalbini kırmayın. onların yalnızca bir kalbi var. ama kemikleri ise 206 tane

olum kimseyi kandırmaya çalışmayın la gram aklınızla.
yazık değil mi lan?
an itibariyle salya sümük ağlıyorum.
pisliğinizde boğulun lan..

bazen her şeyi herkesi salın siz aramayın siz çağırmayın selamı siz vermeyin her şeyi salıp geçip bir kenardan izleyin.

kendinize karşı dürüst olun. kafanıza takılan soruları bastırmayın, sorunları geçiştirmeyin.

mutlaka misliyle patlarlar.

bazen güçlü olmak yenilgidir...

kimseden hayatınız hakkında tavsiye almayın, herkesin hayatı farklı koşullar altında şekillenir, hayat dediğimiz kavram herkesin farklı tecrübeleri doğrultusunda edindiği yaşam tarzıdır, bu yaşam tarzı insanı o anki olduğu duruma getirmiştir, yada şöyle düzelteyim tavsiye alın ama birebir tavsiyeyi kendi hayatınızda uygulamayın uygulamaya kalkarsanız tavsiye aldığınız kişiyle birebir aynı sonuca ulaşmanız pek olası değildir, kendi çıkarlarınız doğrultusunda o tavsiyeyi eğip büküp hayatınıza oturtursanız daha verimli sonuçlara ulaşabilirsiniz kaldı ki tavsiye veren insan da aslında muhtemelen kendi hayatında uygulayamadığı, olmak istediği ama olamadığı, yapmak istediği ama yapamadığı şeyleri tavsiye eder ve evet aynısı bu yazı için de geçerlidir.

- bir konuyu araştırırken "nedir" ve "anlamı nedir" sorularını sorun ve bu sorulara her zaman "hak" cevabı verin.

- olaylara asla "tek yönlü" bakmayın. bu dünyada olayların realitelerinde her zaman dört yüzü / yönü vardır.

- hayatın içinde olan "çan eğrisi" prensibini unutmayın ve asla "genelleme" yapmayın. ortalama ağırlık ve extrem uçlar olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

- konuların "realiteleri" "idealleri" ve "hakikatleri" olduğunu unutmayın.

- hakikatin ölçüsü "zevc/çift kutupluluk" prensibidir.

- acele etmeyin ve sakin olun. bir konuyu araştırırken veya öğrenmek istersen bunları aklından çıkarma.

- her zaman "temiz" ve "sorumluluklarınızın bilincinde" olarak yaşayın.

bir lütufla şımarma,
bir kahırla yıkılma.

denge iyidir.

sosyal medya kullanmayın.

şimdi bir imgesel senfoni zerk etsin zihninizde...
tüm düşünsel boylamlarda tadına varın...
var olmanın ve var olmamanın...
aynı anda...
göreceksiniz, hiçlik sizi tatmin etmeyecektir...
çünkü orada kimse frambuazlı pasta yapmayı bilmez...
anlayana...

bir tavşan'ın 1 ila 5 yıl tosbağa'nın ise 50 ila 150 yıl yaşadığını düşünürsek hayatı yavaş yavaş yaşamayı öğrenin ve inanın daha fazla zevk alcaksınız. bu yemek yerken de geçerli sevişirken de...

umut en büyük dayanağın olmasın.
gerçeklikten kopma.
ne olduğunu unutma!
boş hayaller kurma.
hiçbir şeyi erteleme. çünkü zaman sandığın gibi yavaş ilerlemiyor.
çok zordur ama, duygularına hakim olmayı öğren. kendini bazı güzelliklere kaptırıp sonra perişan olma.
dünyanın en çirkin insanı değilsin, en aptal insanı değilsin, en fakir insanı değilsin, en kısa boylusu yada en şişmanı da değilsin...fakat bunların tam tersi de değilsin!
o sebepten kim olduğunu, kapasiteni ve sınırlarını bil. haddini, hududunu sakın aşma, kendini rezil etme!
ne olursa olsun, kim olursa olsun istemediğin birşeyi sakın yapma! bunu asla yapma!
kimin ne kadar kızıp üzüldüğü yada hasta olduğu bilmem ne olduğu umrunda olmasın. buna birinci dereceden yakınların canın ciğerin olan ailen de dahil.o sebepten yeri ve zamanı geldiğinde hayır demesini bil. sen dayanabilirsen oda dayanabilir bunu unutma.
paranı tut, paranı koru. hala akıyorken çeşmen helkelerini doldur. ama paranın köpeği olma, esiri olma!
hala yiyebiliyorken ye, içebiliyorken iç. yürüyebiliyorken hiçbirşey den ve hiç kimseden yardım almadan gez, toz, gör, yaşa!
hayatın tadını çıkar, keyfini çıkar.
hayatı ıskalama.
birikim yap tabi. ama en çok insan biriktir. olabildiğince dağınık yerlerde en az 1 tane seni seven çok yakın dostun olsun. bunun ne kadar önemli olduğunu yaşlanmaya başladığında ve yaşlandığında anlayacaksın.

bakma sen hayat şöyle boktan böyle kötü dediğimizde. çok güzel anılarımız, hatıralarımız var bizim.
o sebepten, ne olursa olsun bir kere geleceğin bu hayatı yaşamayı sakın unutma.

bir dost.

ölürken çocuklarımı unuttum
küçük deniz kirpikleriyle sabah
denedim bütün sabahları.

sana sürgünümün şarabını bıraktım al
mumlarını güzelliğin ve hiçliğin
bir de kaygumun soluk ellerini.

denedim bütün ölümleri
ama görmedim büyülü ağaç
ezilmiş sevdaların giysileri.

sana ayrılığın yayını bıraktım al
bir de adını bilmediğim gökyüzünü
lamalar gibi koşar bozkırda.

oysa ölümsüzlük şuracıkta, kar
güneşi gibi doldurmuş odayı, basit,
anlamsız ve tek başına.

ayaklarım hayvan, üstüm başım bitki
denedim bütün vakitleri al
başka türlü geçmeyen bir vakitti.

melih cevdet anday

kendinizden başka kimseden bir şey isteyip beklemeyin.

sen sen ol kimseye fazla değerler yükleme.

ağlarken yemek yemeye çalışmayın.