1.
etik ve ahlakın hak getirdiği ama aynı zamanda masumane olan anılar. her insan hata yapar.
biri ortaokul biri de lise yıllarımda olmak üzere alnımın akıyla ifşalanmadığım 2 adet aldatma anısına sahibim.
-yalnız ortaokulda üç kişiyle eş zamanlı olarak manitliğe başladığım için pek aldatma sayılmayabilir ama.. ben sayayım.-
lisede yanık olduğum bir kıza açılıp manit olduktan sonra bir gün okula gittiğimizde benim manitin en yakın kız arkadaşı gözüme çok çekici gelmişti. bence aldatmak için gayet geçerli müthiş bir sebep. ettik bir hata ama pişman değilim.
biri ortaokul biri de lise yıllarımda olmak üzere alnımın akıyla ifşalanmadığım 2 adet aldatma anısına sahibim.
-yalnız ortaokulda üç kişiyle eş zamanlı olarak manitliğe başladığım için pek aldatma sayılmayabilir ama.. ben sayayım.-
lisede yanık olduğum bir kıza açılıp manit olduktan sonra bir gün okula gittiğimizde benim manitin en yakın kız arkadaşı gözüme çok çekici gelmişti. bence aldatmak için gayet geçerli müthiş bir sebep. ettik bir hata ama pişman değilim.
devamını gör...
2.
birini bulup bir de ikinciyi gözümüze kestirip onu da kandırıp ikisini idare etmek kafamız o kadar açık değil.
devamını gör...
3.
o zaman ki erkek arkadaşım çok kötü bir insandı çok toksik bir ilişkimiz vardı. bir gün hem gezip hem çalıştığımız zamanlarda dangalak bir fotoğrafçının onu bırak benimle gel geçinir gideriz burada deyişine kanıp öpüşmüştüm. onu da o gece yollamaya çalıştık yollamıştık uyusun diye güya amacım tamamen gizlice gelip görsün ve gururuna yediremeyip bıraksın beniydi artık yani.. bizi görmüş birileri de söylemiş sonrasında fotografçıyı da arkadaşları vazgeçirdi bu eski sevgili de beni alıp götürmüştü başka şehre.
herhalde buydu aldatışım. çünkü beni bırakmazsa ölecektim gibi geliyordu. ayrılmanın türlü yollarını deneyip bunu da uyguladım. yoksa hiç kimseyi hayatımda aldatmadım.
eski nişanlımın da ayrıldıgımız zaman birileriyle takıldıgımda bunu nasıl yaparsın falan çıkışları vardı o bunu aldatmak diye düşünse de aldatmak sayılmazdı çünkü ayrıydık görüşsek bile. halen böyle düşündüğüne eminim biz görüşüyorduk ama n'olursa olsun nasıl birileriyle olursun. en yakın arkadaşlarıyla olmuştum çünkü o da çevremdeki kızlarla görüşüyordu bana inat. ha evet o yapamadı ben yaptım çünkü bu işler böyle. tehdit etmeyin manipüle etmeyin karşı tarafı. şimdi bu ikisi de bana benzeyen kadınlarla çıkıp ayrıldılar. hep beni arıyorlardı.
ego mu, değil. düzgün bir ilişkiyi beceremediler.. ama çok sonraları konuşmuşluğumuz var. bir şeyleri düzelttik konuları kapadık. daha güzel bir hayatları olmuştur sonrasında çünkü defterler kapandı zihin vicdan rahat.
herhalde buydu aldatışım. çünkü beni bırakmazsa ölecektim gibi geliyordu. ayrılmanın türlü yollarını deneyip bunu da uyguladım. yoksa hiç kimseyi hayatımda aldatmadım.
eski nişanlımın da ayrıldıgımız zaman birileriyle takıldıgımda bunu nasıl yaparsın falan çıkışları vardı o bunu aldatmak diye düşünse de aldatmak sayılmazdı çünkü ayrıydık görüşsek bile. halen böyle düşündüğüne eminim biz görüşüyorduk ama n'olursa olsun nasıl birileriyle olursun. en yakın arkadaşlarıyla olmuştum çünkü o da çevremdeki kızlarla görüşüyordu bana inat. ha evet o yapamadı ben yaptım çünkü bu işler böyle. tehdit etmeyin manipüle etmeyin karşı tarafı. şimdi bu ikisi de bana benzeyen kadınlarla çıkıp ayrıldılar. hep beni arıyorlardı.
ego mu, değil. düzgün bir ilişkiyi beceremediler.. ama çok sonraları konuşmuşluğumuz var. bir şeyleri düzelttik konuları kapadık. daha güzel bir hayatları olmuştur sonrasında çünkü defterler kapandı zihin vicdan rahat.
devamını gör...
4.
26 yıllık bir arkadaşım vardı. arkadaşımın bahtı pek iyi değildi. kendi öz kardeşleri ve amcası bile arkadaşımı suistimal ederek köle gibi çalıştırmışlardı. hoş, yaşadığı hayat en nihayetinde arkadaşımın tercihleri neticesinde oluşmuş bir hayattı.
bir gün duydum ki bir kadınla evlenmiş. önemsiz bir detay ama kadın yaşça da kendisinden büyüktü ve izmirliydi. arkadaşım ise doğuludur. (bu detayı sakın doğu-batı genellemesi için kullanmaya kalkışmayın, hayvan her yerde hayvandır) arkadaşım ve eşi yıllarca çok çeşitli zorluklara göğüs gerdiler.
arkadaşlar öyle böyle değil. ciğeriniz solduracak türden bir dramdı hayatları. hayatlarında güzel diyebileceğim 2 şey vardı; gıpta edilecek bir dayanışma (ki burada dayanışma anlamında en büyük çabayı kadın veriyordu) ve dünya tatlısı bir kız çocuğu
olur ya bir şekilde bu yazdıklarımı tanıdık birileri görürse diye çok detaya girmek istemiyorum ama bu vesileyle içimdeki bir üzüntüyü sizinle detay vermeden paylaşmak istiyorum.
bunlar yıllarca böyle mücadele verdiler. arkadaşım, yeri geliyordu gidip başka illerde ağır işler yapıyordu. eşi de bir yandan çalışıp didiniyordu. arkadaşım asker kaçağıydı ve nihayet bir gün artık askere gitmek zorunda kaldı ve tabi hayat onlar için daha da zorlaştı. kadıncağız çok daha fazla çabalamak zorunda kaldı. ben de o zamanlar mali anlamda ancak kendi ailemi geçindirebiliyordum ama borç harç içinde. yine de zaman zaman karınca kararınca birkaç kez yardımcı olmaya çalışmıştım.
bu süre boyunca bir kez bile ne kadından bir şikayet duydum ne de arkadaşımın eşinden dolayı bana şikayette bulunduğuna şahit oldum.
hoş, zaten eşiyle; kocası askerdeyken 1-2 kez "bir ihtiyacın var mı" tarzı smsler ve kocasına ulaşamadığımda kendisini arayıp xxxxx yine numarasını mı değişti muhabbetleri dışında hiç görüşmemiştim.
neyse konumuza dönersek. bir gün zavallı kadıncağız beni aradı. saatlerce derdini döktü bana. hem de çok fazla detaya girerek. hem yabancı bir kadınla bu kadar uzun görüştüğüm için hem de özel hayatını bana anlattığı( anlatmak zorunda olduğu) için rahatsızlık duyuyordum. ama öte yandan da bu noktaya gelecek kadar zor durumda olan bir kadını görüşebileceği başka kimse olmadığı ve problemine çözüm olabilmek için dinlemek zorunda olduğum gerçeğinden dolayı dinliyordum.
işin özeti; benim öküz arkadaşım kadıncağızın gözünün içine baka baka onu aldatıyordu. ve kadıncağız istese arkadaşımı, elindeki delillerle çivili fıçıya atabilecekken buna rağmen benden şunu rica ediyordu;
lütfen kocamla görüş ve onun ağzını ara, eğer bu yaptığı şeyleri bir daha yapmama kararı alırsa (ki benim hayat felsefem bir kere ihanet eden, bir kere daha ihanet eder. bu; bir şahsiyet meselesidir ve hiç bir eğitim bunu değiştiremez) ben ailemizi korumak istiyorum. lütfen bunları sana anlattığımı söyleme. kendi yolunla ondan bunu öğren. bir araya gelme ihtimalimize karşın sana bunları anlattığımı ve bunları bildiğimi bilmesinin istemiyorum...
evet... burada şunu belirtmek isterim. bu kadın ekonomik ve sosyolojik olarak kendi başında ayakta durabilecek biridir ve benim gözümde arkadaşım onun sırtında kamburdan başka bir şey değil. ama yine de benden bunu istiyordu.
kadının elinde sağlam deliller vardı ve hepsini benle paylaşmıştı. neyse ben bu öküzü aradım. hoş-beş vs. nasılsın, işler nasıl. eşin ne durumda çocuklar aran nasıl vs.vs.
bu da anlatıyor. işte aramız iyi değil. aileme saygısızlık yaptı. yollarımı onla ayıracağım/ayırdım filan diye. (öte yandan hiç bir şey olmamış gibi eşinin yanına gidip geliyor - sadece eşinin değil kendisinin de çelişkili sözleri bu yönde). başka biriyle görüşüyorum vs.
dedim ki peki eski ilişkini bitirmeden nasıl başka biriyle görüşüyorsun. allah'tan korkmuyor musun?
bu aldatmak değil de nedir? bu evlilik dışı ilişki (zina) değil de nedir? hem eşini aldatıp hem de üste mi çıkıyorsun?
neyse dedim ki; bak bu kadıncağız yıllarca senin kahrını çekti. kardeşlerin akrabaların hatta baban bile bu kadın kadar üzerine titremedi. kaldı ki sen kendin bana "eşim aileme hep saygılı olmuştur" demez miydin? belli ki senin derdin başka. gel etme... eşine doğru adım at.
şimdi çok meşgulüm dedi ve telefonu kapattı.
çok üzüldüm... benim arkadaşım puştun önde gideni olmuştu. bir evlilik yok oluyordu. dünya tatlısı bir kız boşanmış bir anne-baba ile baş etmek zorunda kalacaktı. hem de kötü bir boşanma.
kadını aradım ve dedim ki; üzgünüm, adam seni silmiş ve tüm kapıları kapatmış. sadece sana değil bana da kapatmış. başına gelecek her şeyi hak ediyor. sana yardımcı olamam. sana da tavsiyem, elinden geleni ardına koyma.
bunun üzerine yapacak çok yorumum var ama yazmıyorum. sadece sizinle paylaşmak istedim. üzgünüm...
bir gün duydum ki bir kadınla evlenmiş. önemsiz bir detay ama kadın yaşça da kendisinden büyüktü ve izmirliydi. arkadaşım ise doğuludur. (bu detayı sakın doğu-batı genellemesi için kullanmaya kalkışmayın, hayvan her yerde hayvandır) arkadaşım ve eşi yıllarca çok çeşitli zorluklara göğüs gerdiler.
arkadaşlar öyle böyle değil. ciğeriniz solduracak türden bir dramdı hayatları. hayatlarında güzel diyebileceğim 2 şey vardı; gıpta edilecek bir dayanışma (ki burada dayanışma anlamında en büyük çabayı kadın veriyordu) ve dünya tatlısı bir kız çocuğu
olur ya bir şekilde bu yazdıklarımı tanıdık birileri görürse diye çok detaya girmek istemiyorum ama bu vesileyle içimdeki bir üzüntüyü sizinle detay vermeden paylaşmak istiyorum.
bunlar yıllarca böyle mücadele verdiler. arkadaşım, yeri geliyordu gidip başka illerde ağır işler yapıyordu. eşi de bir yandan çalışıp didiniyordu. arkadaşım asker kaçağıydı ve nihayet bir gün artık askere gitmek zorunda kaldı ve tabi hayat onlar için daha da zorlaştı. kadıncağız çok daha fazla çabalamak zorunda kaldı. ben de o zamanlar mali anlamda ancak kendi ailemi geçindirebiliyordum ama borç harç içinde. yine de zaman zaman karınca kararınca birkaç kez yardımcı olmaya çalışmıştım.
bu süre boyunca bir kez bile ne kadından bir şikayet duydum ne de arkadaşımın eşinden dolayı bana şikayette bulunduğuna şahit oldum.
hoş, zaten eşiyle; kocası askerdeyken 1-2 kez "bir ihtiyacın var mı" tarzı smsler ve kocasına ulaşamadığımda kendisini arayıp xxxxx yine numarasını mı değişti muhabbetleri dışında hiç görüşmemiştim.
neyse konumuza dönersek. bir gün zavallı kadıncağız beni aradı. saatlerce derdini döktü bana. hem de çok fazla detaya girerek. hem yabancı bir kadınla bu kadar uzun görüştüğüm için hem de özel hayatını bana anlattığı( anlatmak zorunda olduğu) için rahatsızlık duyuyordum. ama öte yandan da bu noktaya gelecek kadar zor durumda olan bir kadını görüşebileceği başka kimse olmadığı ve problemine çözüm olabilmek için dinlemek zorunda olduğum gerçeğinden dolayı dinliyordum.
işin özeti; benim öküz arkadaşım kadıncağızın gözünün içine baka baka onu aldatıyordu. ve kadıncağız istese arkadaşımı, elindeki delillerle çivili fıçıya atabilecekken buna rağmen benden şunu rica ediyordu;
lütfen kocamla görüş ve onun ağzını ara, eğer bu yaptığı şeyleri bir daha yapmama kararı alırsa (ki benim hayat felsefem bir kere ihanet eden, bir kere daha ihanet eder. bu; bir şahsiyet meselesidir ve hiç bir eğitim bunu değiştiremez) ben ailemizi korumak istiyorum. lütfen bunları sana anlattığımı söyleme. kendi yolunla ondan bunu öğren. bir araya gelme ihtimalimize karşın sana bunları anlattığımı ve bunları bildiğimi bilmesinin istemiyorum...
evet... burada şunu belirtmek isterim. bu kadın ekonomik ve sosyolojik olarak kendi başında ayakta durabilecek biridir ve benim gözümde arkadaşım onun sırtında kamburdan başka bir şey değil. ama yine de benden bunu istiyordu.
kadının elinde sağlam deliller vardı ve hepsini benle paylaşmıştı. neyse ben bu öküzü aradım. hoş-beş vs. nasılsın, işler nasıl. eşin ne durumda çocuklar aran nasıl vs.vs.
bu da anlatıyor. işte aramız iyi değil. aileme saygısızlık yaptı. yollarımı onla ayıracağım/ayırdım filan diye. (öte yandan hiç bir şey olmamış gibi eşinin yanına gidip geliyor - sadece eşinin değil kendisinin de çelişkili sözleri bu yönde). başka biriyle görüşüyorum vs.
dedim ki peki eski ilişkini bitirmeden nasıl başka biriyle görüşüyorsun. allah'tan korkmuyor musun?
bu aldatmak değil de nedir? bu evlilik dışı ilişki (zina) değil de nedir? hem eşini aldatıp hem de üste mi çıkıyorsun?
neyse dedim ki; bak bu kadıncağız yıllarca senin kahrını çekti. kardeşlerin akrabaların hatta baban bile bu kadın kadar üzerine titremedi. kaldı ki sen kendin bana "eşim aileme hep saygılı olmuştur" demez miydin? belli ki senin derdin başka. gel etme... eşine doğru adım at.
şimdi çok meşgulüm dedi ve telefonu kapattı.
çok üzüldüm... benim arkadaşım puştun önde gideni olmuştu. bir evlilik yok oluyordu. dünya tatlısı bir kız boşanmış bir anne-baba ile baş etmek zorunda kalacaktı. hem de kötü bir boşanma.
kadını aradım ve dedim ki; üzgünüm, adam seni silmiş ve tüm kapıları kapatmış. sadece sana değil bana da kapatmış. başına gelecek her şeyi hak ediyor. sana yardımcı olamam. sana da tavsiyem, elinden geleni ardına koyma.
bunun üzerine yapacak çok yorumum var ama yazmıyorum. sadece sizinle paylaşmak istedim. üzgünüm...
devamını gör...
5.
vay be ne hayatlar var. (üstteki entrye istinaden).
bildiğim kadarıyla aldatılmadım. ama aldatmadım da kimseyi. bu, en başta kendine bir saygısızlık diye düşünüyorum.
bildiğim kadarıyla aldatılmadım. ama aldatmadım da kimseyi. bu, en başta kendine bir saygısızlık diye düşünüyorum.
devamını gör...
6.
aldatıldım fakat hiç aldatmadım. zira karakterime ters.
devamını gör...
7.
cok var, bosverin. evet.
devamını gör...
8.
aldattığınızı bilirsiniz ama aldatılmadığınızı asla..
devamını gör...