yazarların inanmadığı şeyler
başlık "aaaaggghhhhh" tarafından 09.06.2022 19:59 tarihinde açılmıştır.
1.
aşka
devamını gör...
2.
karadenize bence öyle bir deniz yok.
devamını gör...
3.
gereksiz samimiyetlere, bir kere yalanını yakaladığım insana, kötü olduğunu düşündüğüm kişilere, aşka, bağlanmaya, bazı duyguların sonradan geliştiğine*, güven duygusunun sonsuzluğuna, iltifatlara inanmıyorum.
devamını gör...
4.
her şeyin güzel olacağı.
devamını gör...
5.
her şey güzel olacak furyasıdır. günbegün kötüye gidiyoruz dünyaca, kıyamete yuvarlanıyoruz. hastalıklar artıyor, saygı sevgi laf olmuş pek az kişi umursuyor, nüfuslar artıyor, kaynaklar azalıyor... iyi haber duymaya açız. negatif basmış gibi oldu ama durum bu.
devamını gör...
6.
yok sozluk yok!! ben paranin mutluluk getirdigine kati suretle inanmiyorum.
para insana her turlu imkanin kapisini aciyor yalan degil, ama imkanlari degerlendirecek akli ve yetenegi veremiyor. para dort dortluk masalarda muhtesem yemekleri onune seriyor ama yediginden alacagin lezzeti sana garantileyemiyor. para cirkinligin ustune cila cekecek, sozum ona nice estetik imkanini sana sunuyor ama saf guzellikten gelen o durulugu milyonlari heba etsen yine elde ettirmiyor. para insana, ceket iletecek kadar guce boyun egdirebiliyor ama sevgiden tureyen edepli saygiyi bir turlu vermiyor. para insana nice arkadasliklar, nice eglenceler, nice zevkler tattirabilir bu da dogru ama gun sonunda rahat bir uyku veremiyor, tereddutsuz icini dokecegin bir cananı hayatina katamiyor. hastaligi baskasiyla bölüşme olanagini saglamiyor. en buyuk kayiplarini geri getiremiyor. hicbir keskeni duzeltemiyor. sahih olan nice duyguyu tatmana izin vermiyor. para insani yasatmiyor sozluk; para sadece gecici zevklerin sarhoslugunu, zevki külfetlesinceye kadar tatmana izin veriyor. yani yasadim zannettiriyor.
para insana her turlu imkanin kapisini aciyor yalan degil, ama imkanlari degerlendirecek akli ve yetenegi veremiyor. para dort dortluk masalarda muhtesem yemekleri onune seriyor ama yediginden alacagin lezzeti sana garantileyemiyor. para cirkinligin ustune cila cekecek, sozum ona nice estetik imkanini sana sunuyor ama saf guzellikten gelen o durulugu milyonlari heba etsen yine elde ettirmiyor. para insana, ceket iletecek kadar guce boyun egdirebiliyor ama sevgiden tureyen edepli saygiyi bir turlu vermiyor. para insana nice arkadasliklar, nice eglenceler, nice zevkler tattirabilir bu da dogru ama gun sonunda rahat bir uyku veremiyor, tereddutsuz icini dokecegin bir cananı hayatina katamiyor. hastaligi baskasiyla bölüşme olanagini saglamiyor. en buyuk kayiplarini geri getiremiyor. hicbir keskeni duzeltemiyor. sahih olan nice duyguyu tatmana izin vermiyor. para insani yasatmiyor sozluk; para sadece gecici zevklerin sarhoslugunu, zevki külfetlesinceye kadar tatmana izin veriyor. yani yasadim zannettiriyor.
devamını gör...
7.
gençliğinde size kök söktüren, hayatınızın içine eden insanların yaşlandığında öyle mülayim, tonton, sevimli bir insana dönüşeceğine inanmıyorum. öyle meşrepteki insanlar, değişmiyorlar ve değişmeyecekler. hani bir gün yaşlanınca pişman olur, benden özür diler diye boş ümitlere kapılmayın. onlara sizi ne kadar üzdüklerini, kırdıklarını anlatabileceğiniz bir gün gelmeyecek, onlardan ümidinizi kesin, kendi hayatınıza odaklanın ve o kırgınlıkları kendi kendinize şifalandırmanın yollarını öğrenin...
devamını gör...
8.
ilkokul birinci sınıftan, hatta şimdilerde anaokulundan başlayarak anlatılan resmi tarihin mavallarının tek sözcüğüne inanmıyorum. lan olm " almanlar yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık" diye bir yalan nasıl söylenir beş yaşındaki bebeye?
din diye yutturulan hiçbir şeye inanmıyorum.
kısaca akla ve mantığa aykırı olmakla kalmayıp, anlatılanlara zorla inanmamızı istedikleri hiçbir şeye inanmıyor ve reddediyorum.
din diye yutturulan hiçbir şeye inanmıyorum.
kısaca akla ve mantığa aykırı olmakla kalmayıp, anlatılanlara zorla inanmamızı istedikleri hiçbir şeye inanmıyor ve reddediyorum.
devamını gör...
9.
anti bakteriyel el sabunlarının elimizdeki bakterilerin %99'unu öldürdüğüne inanmıyorum.
saç çıkardığı iddia edilen serumların, otların, karışımların, aynı zamanda yaşlanma karşıtı kremlerin kısaca estetik operasyon etkisini bir kremin/serumun verebileceğine inanmıyorum.
çamaşır topları vardı bir ara işte makineye atıyorsun deterjan koymadan çamaşırları temizlediği iddia ediliyordu. onlara ilk andan beri inanmadım. pazarlamasında bir de nano-teknoloji diyorlardı. aslında nano-teknoloji dedikleri hiçbir şeye inanmıyorum ama bu çamaşır toplarına daha bi inanmıyorum.
ülkenin şimdiki halinden daha ileriye gideceğine hatta muassır medeniyetler seviyesine çıkacağına inanmıyorum. çıkabileceğine hele hiç inanmıyorum. ekonomi düzelmez bana göre artık. en fazla geçici bi süre suni refah hissedilir sonrası yine şimdiki gibi, belki daha da kötüsü. adalet, sosyal hayattaki denge, saygı falan zaten hiçbir dönem yoktu.
dine inanmıyorum. zaman değiştikçe dini hükümlerin de değiştiğine, fetvaların güncellendiğine kısaca dinin evrensel ve değişmeden günümüze geldiğine inanmıyorum. zaman ilerledikçe insanlık, teknoloji, sanat ve siyaset geliştikçe dinin de bu eksende değiştiğini, her dönem gücü elinde bulunduranların "kendi çıkarlarına göre" dini yorumladıklarını düşünüyorum. günümüzdeki fetvalar, caizdir söylemleri falan hep bu yorumların yorumlanması gibi geliyor. hani biri bi tarafından tutup esnetmiş, başka biri o esnetileni daha da esnetmiş, sonra da başka birileri bu kadar esnek olan bir şey olmasa da olur diye düşünüp farzdan vacip kategorisine bile almadan doğrudan sünnet diye etiketlemiş gibi. bilmiyorum belki yanılıyorumdur ama düşüncelerim bu yönde.
kendime inanmıyorum. başka birinin benim hakkımda "yaparsın edersin böyle birisin/değilsin" söylemlerine de itibar edemiyorum. tamam bahsettiği kişi tanıdık geliyor bana ama ben olduğumu da düşünemiyorum işte.
saç çıkardığı iddia edilen serumların, otların, karışımların, aynı zamanda yaşlanma karşıtı kremlerin kısaca estetik operasyon etkisini bir kremin/serumun verebileceğine inanmıyorum.
çamaşır topları vardı bir ara işte makineye atıyorsun deterjan koymadan çamaşırları temizlediği iddia ediliyordu. onlara ilk andan beri inanmadım. pazarlamasında bir de nano-teknoloji diyorlardı. aslında nano-teknoloji dedikleri hiçbir şeye inanmıyorum ama bu çamaşır toplarına daha bi inanmıyorum.
ülkenin şimdiki halinden daha ileriye gideceğine hatta muassır medeniyetler seviyesine çıkacağına inanmıyorum. çıkabileceğine hele hiç inanmıyorum. ekonomi düzelmez bana göre artık. en fazla geçici bi süre suni refah hissedilir sonrası yine şimdiki gibi, belki daha da kötüsü. adalet, sosyal hayattaki denge, saygı falan zaten hiçbir dönem yoktu.
dine inanmıyorum. zaman değiştikçe dini hükümlerin de değiştiğine, fetvaların güncellendiğine kısaca dinin evrensel ve değişmeden günümüze geldiğine inanmıyorum. zaman ilerledikçe insanlık, teknoloji, sanat ve siyaset geliştikçe dinin de bu eksende değiştiğini, her dönem gücü elinde bulunduranların "kendi çıkarlarına göre" dini yorumladıklarını düşünüyorum. günümüzdeki fetvalar, caizdir söylemleri falan hep bu yorumların yorumlanması gibi geliyor. hani biri bi tarafından tutup esnetmiş, başka biri o esnetileni daha da esnetmiş, sonra da başka birileri bu kadar esnek olan bir şey olmasa da olur diye düşünüp farzdan vacip kategorisine bile almadan doğrudan sünnet diye etiketlemiş gibi. bilmiyorum belki yanılıyorumdur ama düşüncelerim bu yönde.
kendime inanmıyorum. başka birinin benim hakkımda "yaparsın edersin böyle birisin/değilsin" söylemlerine de itibar edemiyorum. tamam bahsettiği kişi tanıdık geliyor bana ama ben olduğumu da düşünemiyorum işte.
devamını gör...
10.
ankara.
ılık olmuş resmen, daha da sana inanmam.
dün akşam evden kışlık giyinerek çıktım.
zamanım dardı hava durumuna bakmadım.
bi baktım, terliyorum.
akşam akşam 13 derece olmak nedir?
sen soğuk olmalısın ankara.
karasal iklimsin.
ne bu trabzon gibi ılık kış akşamları.
daha da sana inanırsam iki olsun.
çorap bile bunalttı beni.
kış akşamları 10 derecenin üstüne çıkmak yok.
ılık olmuş resmen, daha da sana inanmam.
dün akşam evden kışlık giyinerek çıktım.
zamanım dardı hava durumuna bakmadım.
bi baktım, terliyorum.
akşam akşam 13 derece olmak nedir?
sen soğuk olmalısın ankara.
karasal iklimsin.
ne bu trabzon gibi ılık kış akşamları.
daha da sana inanırsam iki olsun.
çorap bile bunalttı beni.
kış akşamları 10 derecenin üstüne çıkmak yok.
devamını gör...
11.
her şey.
devamını gör...
12.
tekrar bir daha sevmem,aşık olmam gibi söylemlerde bulunan insanlara inanmıyorum.evet şu an böyle hissediyor olabilirsin ama geçen zamana kimse karşı koyamaz.bu yüzden böyle laflar havadan atıp tutmak gibi geliyor.
devamını gör...
13.
insanların ağzından çıkan tüm kelimeler.
hadis, fetva, fıkıh, yalan yeminler, vaatler, övünmeler ve daha neler, neler.
hadis, fetva, fıkıh, yalan yeminler, vaatler, övünmeler ve daha neler, neler.
devamını gör...
14.
tekeşliliğin norm olduğuna inanmıyorum.
dinlere inanmıyorum.
devletlerin zorunlu bir organizasyon olduğuna inanmıyorum.
dinlere inanmıyorum.
devletlerin zorunlu bir organizasyon olduğuna inanmıyorum.
devamını gör...
15.
kendim.
devamını gör...
16.
türkiye'de adalet, hakkaniyet ve insaniyet.
devamını gör...
17.
seni seviyorum filan diyorlar .
devamını gör...
18.
martılara inanmıyorum.
devamını gör...
19.
yalanlara inanmıyorum; beyazdan kızıla ton sür ton bütün yalanlara...
devamını gör...
20.
mantığa aykırılık barındıran hiç bir şeye inanmıyorum. mantık hatası varsa kendimi inandırmak için maneviyatı devreye sokarak zorla inanmam. bazen kendime bile inanmıyorum.
devamını gör...