#araştırma-inceleme
yazar: zafer yılmaz
yayım yılı: 2018
devlet-halk ilişkisini ele alan ülkedeki mevcut sorunlara ışık tutup sebep-sonuç ilişkilerini detaylı bir şekilde aktaran kitaptır.
yayım yılı: 2018
devlet-halk ilişkisini ele alan ülkedeki mevcut sorunlara ışık tutup sebep-sonuç ilişkilerini detaylı bir şekilde aktaran kitaptır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "petit prince de paris" tarafından 13.03.2021 12:02 tarihinde açılmıştır.
1.
zafer yılmaz kitabı. tam adı yeni türkiye'nin ruhu: hınç, tahakküm, muhtaçlaştırma olup 2018 yılında iletişim yayınevinden yayınlanmıştır. 238 sayfada türkiye'yi anlatan bir inceleme kitabı. tanıtım bültenini aşağıya bırakıyorum:
“belki diğer düşünce alanlarına nazaran, türkiye’de siyasal düşüncenin sınırlı doğasını açıklayan en önemli etken de yine devlet merkezli ve katı bir milliyetçilikle malul bu siyasal alanın ve onun muktedir aktörlerinin, türkiye’yi sürekli ve topyekûn bir kriz toplumu olarak kurmayı başarmasında yatıyor. topyekûn kriz hali, devletin kendisinin basitçe bir kurum olmanın çok ötesine geçerek siyasetin ta kendisi haline gelmesini sağlıyor ve her siyasal faaliyetin devletle ilişkisi üzerinden anlaşılmasını siyasetin tüm icracılarına dayatıyor.”
muhalif çevrelerde mevcut siyasal durumu aktarmanın ve betimlemenin, anlamaya ve kavramaya galebe çaldığı maalesef görmezden gelinemeyecek bir gerçek olarak karşımızda duruyor. “kral çıplak!” demenin de bir anlamı var elbette fakat “felaket” olarak addedilen dipsiz kuyuya tepetaklak yuvarlanmaya mahal vermeyen, gerçeklikle ilişkisini koparmamış ve yakıcı/yıkıcı siyasal gelişmelere duyarsızlaşmamış alternatif kavrayışlara olan ihtiyaç kendini dayatıyor.
yeni türkiye’nin ruhu, tam da bu ihtiyacı tespit eden, “hınç, tahakküm, muhtaçlaştırma” stratejilerinin nasıl işlediğini titizlikle ele alan, yeni türkiye’de “yeni” olanı kavramaya aday, kıymetli ve eşsiz bir inceleme.
okuru, ümidi diri tutabilmenin imkânlarına doğru aklıselim bir yolculuğa davet ediyor…
“belki diğer düşünce alanlarına nazaran, türkiye’de siyasal düşüncenin sınırlı doğasını açıklayan en önemli etken de yine devlet merkezli ve katı bir milliyetçilikle malul bu siyasal alanın ve onun muktedir aktörlerinin, türkiye’yi sürekli ve topyekûn bir kriz toplumu olarak kurmayı başarmasında yatıyor. topyekûn kriz hali, devletin kendisinin basitçe bir kurum olmanın çok ötesine geçerek siyasetin ta kendisi haline gelmesini sağlıyor ve her siyasal faaliyetin devletle ilişkisi üzerinden anlaşılmasını siyasetin tüm icracılarına dayatıyor.”
muhalif çevrelerde mevcut siyasal durumu aktarmanın ve betimlemenin, anlamaya ve kavramaya galebe çaldığı maalesef görmezden gelinemeyecek bir gerçek olarak karşımızda duruyor. “kral çıplak!” demenin de bir anlamı var elbette fakat “felaket” olarak addedilen dipsiz kuyuya tepetaklak yuvarlanmaya mahal vermeyen, gerçeklikle ilişkisini koparmamış ve yakıcı/yıkıcı siyasal gelişmelere duyarsızlaşmamış alternatif kavrayışlara olan ihtiyaç kendini dayatıyor.
yeni türkiye’nin ruhu, tam da bu ihtiyacı tespit eden, “hınç, tahakküm, muhtaçlaştırma” stratejilerinin nasıl işlediğini titizlikle ele alan, yeni türkiye’de “yeni” olanı kavramaya aday, kıymetli ve eşsiz bir inceleme.
okuru, ümidi diri tutabilmenin imkânlarına doğru aklıselim bir yolculuğa davet ediyor…
devamını gör...