yazar: fakir baykurt
yayım yılı: 1954
köy gerçeğini anlatan en iyi romanlardan biri olan bu eser toplumun her kesiminde görülen iyiyle kötü, zayıfla güçlü, zenginle fakir arasındaki çatışmayı anlatır. ırazca ana ve bayram mutlu bir yaşam sürerken haceli hemen karşılarına bir ev yapmak ister ancak evi yaptığı takdirde bütün pisliği ırazca'nın evine akacaktır. muhtar da haceli'nin yanında yer alınca ırazca ve bayram zor günler geçirir.
yayım yılı: 1954
köy gerçeğini anlatan en iyi romanlardan biri olan bu eser toplumun her kesiminde görülen iyiyle kötü, zayıfla güçlü, zenginle fakir arasındaki çatışmayı anlatır. ırazca ana ve bayram mutlu bir yaşam sürerken haceli hemen karşılarına bir ev yapmak ister ancak evi yaptığı takdirde bütün pisliği ırazca'nın evine akacaktır. muhtar da haceli'nin yanında yer alınca ırazca ve bayram zor günler geçirir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "yedinci dem" tarafından 25.02.2021 09:49 tarihinde açılmıştır.
1.
fakir baykurt 'un 1954 yılında yazdığı karakterler ve olaylar köyü, köylüyü anlatsa da türkiye gerçeklerinin romanı. su gibi aktı okurken, hem de hiç bilmediğim köyün dilini bile yadsımadan aktı.
yeri geldi gülümsediğimi fark ettim, yeri geldi dişlerimi sıka sıka okudum, dişlerimi, hatta yumruklarımı sıktığım zaman daha fazlaydı. parayı, gücü eline geçirmiş olan muhtarlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. bu muhtarlar, parası var aklı yok haceli'lerle, aklı var parası yok ırazca'larla, bayram'larla menfaatine göre oyuncak gibi oynar. yaşamlarını alt-üst eder. ırazca hem akıllı hem onurlu ırazca... yaşlıyım demez dimdik durur haksızlığın karşısına fakat en sonunda o da aklını kaybeder.
dediğim gibi son derece akıcı bir dille yazılmış fakat şimdi soruyorum kendime, nereye aktı! aktı da gitmedi sanki, kalbimin ortasına oturdu kaldı.
bir kaç alıntı da bırakayım.
yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...
ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!
öyle oyunlara geldik ki biz!.. biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! çiğdik, piştik... kördük, açıldık... uyuttulardı, uyandık!
gece bile olsa...
düşün yollara! yollara!..
yeri geldi gülümsediğimi fark ettim, yeri geldi dişlerimi sıka sıka okudum, dişlerimi, hatta yumruklarımı sıktığım zaman daha fazlaydı. parayı, gücü eline geçirmiş olan muhtarlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. bu muhtarlar, parası var aklı yok haceli'lerle, aklı var parası yok ırazca'larla, bayram'larla menfaatine göre oyuncak gibi oynar. yaşamlarını alt-üst eder. ırazca hem akıllı hem onurlu ırazca... yaşlıyım demez dimdik durur haksızlığın karşısına fakat en sonunda o da aklını kaybeder.
dediğim gibi son derece akıcı bir dille yazılmış fakat şimdi soruyorum kendime, nereye aktı! aktı da gitmedi sanki, kalbimin ortasına oturdu kaldı.
bir kaç alıntı da bırakayım.
yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...
ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!
öyle oyunlara geldik ki biz!.. biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! çiğdik, piştik... kördük, açıldık... uyuttulardı, uyandık!
gece bile olsa...
düşün yollara! yollara!..
devamını gör...
2.
sesli dinlediğim kitaplardan birinde rast gele açtığın ancak sonrasında bağımlısı olduğum kitap. buram buram iç anadolu kokulu, köy kokan bir fakir bayburt kitabı. sevgili yazarın bu kitapla aldığı bir ödülüde bulunmaktadır.
kitabın aynı karakterle devam eden 2 kitabı daha vardır.(ırazca’nın dirliği ve kara ahmet destanı) ancak bu kitaplar yüzünden öğretmenlikten uzaklaştırma almıştır.
köyde yaşayan bir aileyi anlatan bu kitapta ailenin en büyüğü (babaanne) olan ırazca’nın tüm köye başkaldırışını konu alır. köy de yaşayan başka bir karı-kocanın (haceli ve fatma) ırazca’nın evinin yanına ev yapmak istemesiyle olaylar karışır. çünkü yapılacak evin ahır kısmı ırazcanın evinin önüne denk geleceğinden bu karara karşıçıkarlar.
herkese ve her şeye inat tüm hiyerarşik düzene başkaldıran kahramanımız ırazca’nın müthiş direnişi karşısında hayran olmamak elde değil. otoriter yapısıyla tüm köyü dize getirebilecek bir karakter.
bu hikayede en çok üzüldüğüm kişi ise torun ahmet ve gelin hatçadır. bunca kötülüğün arasında harcanan güzel insanlardır.
kitap anlatım bakımından çok güzel ayrıca yer alan karakterler ve konu ilgi çekici. tavsiye edilir. şimdiden keyifli okumalar.
kitabın aynı karakterle devam eden 2 kitabı daha vardır.(ırazca’nın dirliği ve kara ahmet destanı) ancak bu kitaplar yüzünden öğretmenlikten uzaklaştırma almıştır.
köyde yaşayan bir aileyi anlatan bu kitapta ailenin en büyüğü (babaanne) olan ırazca’nın tüm köye başkaldırışını konu alır. köy de yaşayan başka bir karı-kocanın (haceli ve fatma) ırazca’nın evinin yanına ev yapmak istemesiyle olaylar karışır. çünkü yapılacak evin ahır kısmı ırazcanın evinin önüne denk geleceğinden bu karara karşıçıkarlar.
herkese ve her şeye inat tüm hiyerarşik düzene başkaldıran kahramanımız ırazca’nın müthiş direnişi karşısında hayran olmamak elde değil. otoriter yapısıyla tüm köyü dize getirebilecek bir karakter.
bu hikayede en çok üzüldüğüm kişi ise torun ahmet ve gelin hatçadır. bunca kötülüğün arasında harcanan güzel insanlardır.
kitap anlatım bakımından çok güzel ayrıca yer alan karakterler ve konu ilgi çekici. tavsiye edilir. şimdiden keyifli okumalar.
devamını gör...