yazılı olmayan "küçük mutluluklar yaratmak" adlı kitabın orta sayfalarında geçer.

abur cubur yahut bir yemek, meyve. en tatlı yerini, ortasını, malzemezi bol olan yerini son lokmaya saklarsın ki, en güzel lezzet damağında kalsın.
devamını gör...
insanın ne zaman öleceği belli değil. o yüzden en güzel şeyleri ve her şeyin en güzel yerini hemen yerim. ölünce arkamdan başkası mı yesin, üstüme iyilik sağlık.
devamını gör...
insanların "sen onu sevmiyorsun galiba" diye tepki vermesine yol açan durum. önümdeki tabakta kajuları sona bırakırken biri gelip "sen kaju sevmiyorsun galiba" diyip hepsini ağzına atmıştı.
devamını gör...
tost yiyorum şimdi. kenarlarını, o gıcık yerlerini yedim, gobeğni sona bıraktım... etrafımda kimse kalmayınca, ağzımı şapırdata şapırdata yiyeceğim.
devamını gör...
hiç saklamayıp, önce güzel kısmı yiyenlerdenim.
devamını gör...
(bkz: tost)
(bkz: pizza)
devamını gör...
meyve tabağında muzları,
kuruyemiş tabağında antep fıstığını ayırıyorum.

ama bu topluluk içinde pek mümkün değil aç bayramlar saldırdığı için ne kurtarırsak kârdır bu kurtlar sofrasından diyerek allah ne verdiyse saldırıyorum.
devamını gör...
5 ya da 6 yaşlarındaydım. bir akrabamızın çocuğunun sünnet düğününe gittik. çalgı çengi, çiftetelli, halay davul, zurna millet eğleniyordu. sonra o beklediğimiz duyuru yapıldı, yemek servisi başlıyordu. soslu, ızgara köfte verilecekti. ağzımızın suyu akmaya başladı tabii. oturduk masaya aldık çatalları elimize. tabağı koydular önümüze. üzerinden otuza yakın yıl geçmiş olmasına rağmen o anki koku hala burnumda. böyle muazzam bir koku yok... köftelerin altında pideler var, onlar da soslu. dedim ki önce pideleri gömeyim, en son ekmeksiz köfteleri gömerim. başladım pideleri yemeğe, kedime zor engel oluyorum, bir an önce köftelere geçmek için sabırsızlanıyorum. son pide lokmasını da attım ağzıma, daldırdım çatalı köfteye. tam bu lezzet parçasını ağzıma atacağım, acele ile bize doğru bağırarak gelen dedem o keyfin içine etti. neymiş hadi çabukmuş, koşacakmışız, konvoy başlıyormuş. yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam. yiyemedik tabii köfteleri. konvoya çıktık ama aklım tabağımda pidesiz pidesiz yatan köftelerimde. tur sonrası konuyu dedeme yaşlı gözlerle anlatınca sağolsun torununa kıyamayan dedem bir tabak dolusu köfteyi önüne getirmişti. pidelerin midemi şişirmesinden mütevellit ancak iki üç parça yiyebilmiştim. velhasıl kelam yapılmaması gereken bir eylem.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yiyeceğin en güzel yerini sona saklamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim